Bir Vefa Sorunu: Ardahan’da Sessiz Emek ve Gürültüsüz Destek
Ardahan’ın kalkınması, gençlerin spora kazandırılması, sosyal projelerle halkın ihtiyaçlarının giderilmesi... Bu sözleri çokça duyduk, çokça okuduk. Ama bu sözlerin arkasında kimlerin olduğu pek bilinmez. Çünkü bazı insanlar yalnızca üretir, sessizce, karşılık beklemeden. Ta ki o sessizlik, adaletsizlikle yoğrulmuş bir vefasızlığa dönüşene dek.
Bugün kaleme aldığım bu yazı, yalnızca bir kişi adına değil, aslında “görünmeyenler” adına bir sesleniştir. Yaklaşık 14 yıldır Ardahan’da onlarca projeye imza atmış, yardımlarıyla birçok haneye dokunmuş, ülke içinde ve dışında 70’e yakın projeyi hayata geçirmiş olan Ardahan Vakfı’nın başkanı Celil Ünlü, ilk defa kamuoyuna kırgınlıkla sesleniyor.
Ve bu seslenişin ardında bir isyan değil, hatırlatma var.
Ne Teşekkür Ne Plaket…
Bugüne kadar sponsor olduğu her etkinlikte geri planda kalan, adı dahi anılmayan, bırakın takdiri, zaman zaman görmezden gelinen bir vakıf ve onun özveriyle çalışan ekibi... Celil Ünlü, bu konuda şunları söylüyor:
“Vermeden önce çok iyiydik, verdikten sonra kimse sözünde durmadı. Sayısını unuttum, kaç kez destek olduk. Fakat ne bir teşekkür ne bir plaket alabildik.”
Peki neden? Gerçekten sormak gerekiyor: Yardımı alanlar neden unuturken, seyredenler neden bu emeğe omuz vermez?
Sıfır Gelirli Bir Vakıf, Sonsuz Yürekli Bir Ekip
Unutmamak gerekir ki Ardahan Vakfı, herhangi bir devlet kaynağıyla değil, tamamen yönetim kurulunun kendi imkanlarıyla ayakta duran bir yapıdır. Ne aidat, ne hibe… Yalnızca gönül işi. Ve gönül, vefasızlığa en çok kırılan yerdir.
Ardahan Kura Kız Spor Kulübü: Bir Sessiz Feryat
Son günlerde, Ardahan Kura Kız Spor Kulübü’nün Gürcistan’da oynayacağı maç için destek arayışına sessiz kalan birçok kurumun aksine, yine ilk adım Ardahan Vakfı’ndan geldi. Üstelik daha önce yaşanan tüm kırgınlıklara rağmen…
Destek sonrası birkaç “cılız açıklama” geldi. Ama yine adı anılmayan, yine teşekkür edilmeyen kurum, aynıydı.
Celil Ünlü’nün bu noktadaki sözleri çarpıcı:
“Konu bize gelince duyarsız kalamadık. Ardahan’da o kadar devlet destekli STK, iş insanı, oda ve birlik varken konu nasıl hep bize kadar uzanıyor, anlamış değilim.”
Ve gerçekten haklı bir soru bu. Kentin gençlerine, kadın sporcularına umut olan bir takımın çağrısına neden yalnızca bir el uzanır?
Toplumsal Bellek ve Vefa İlişkisi
Toplumlar, yaptıklarıyla değil, yaptıklarını nasıl hatırladığıyla anılır. Ardahan gibi tarihi ve kültürel anlamda zengin bir şehirde, geleceğe yön vermeye çalışan sivil yapılar desteklenmedikçe, vefa yalnızca bir sokak adı olarak kalacaktır.
Celil Ünlü ve arkadaşları bir kez daha kırgınlıklarını bir kenara bırakıp “yine de destek olduk” diyebiliyorlarsa, bu şehirde bir şeyler hâlâ yeşeriyor demektir.
Ama yeşeren filizi kurutan şey, bazen suskunluk, bazen de duyarsızlıktır.
Ve Son Söz: Takdir Kamuoyunundur
Bu yazı ne bir sitem yazısıdır ne de bir övgü manifestosu. Bu yazı, vefayı hatırlatma yazısıdır. Bu yazı, bir kentin sessiz kahramanlarının görünür olma hakkını savunan bir yazıdır.
14 Haziran 2025’te oynanacak dostluk maçı belki bir galibiyetle sonuçlanır, belki bir beraberlikle. Ama asıl galibiyet, Ardahan’da verilen bu emeklerin nihayetinde görülmesi ve takdir edilmesiyle kazanılacaktır.
Ve bu da en az bir kupa kadar değerlidir.
Sessiz Emekler, Gürültüsüz Kahramanlıklar
Toplumların kalkınmasında devlet desteği kadar sivil dayanışmanın da büyük rolü vardır. Fakat bazı coğrafyalarda, özellikle küçük şehirlerde bu dayanışmayı ayakta tutan az sayıda omuz vardır. Ardahan’da bu omuzlardan biri, belki de en önde gideni, yıllardır Celil Ünlü ve onun öncülüğünü yaptığı Ardahan Vakfı’dır.
Ancak mesele yalnızca yapılan işlerin sayısı ya da kapsamı değil; bu işlerin nasıl karşılandığıdır. Ardahan’da yıllardır onlarca projeye, yardım faaliyetine ve sosyal destek kampanyasına öncülük eden bir vakfın, hâlâ hak ettiği değeri görmemesi, sadece bir vefasızlık değil, bir toplumsal refleks sorunudur.
Şunu açıkça ifade etmek gerekir: Hiçbir geliri olmadan, yalnızca yöneticilerinin vicdanıyla yol alan bir vakfın bu denli yalnız bırakılması, aslında bir şehir hafızasının test edilmesidir. Çünkü kentler yalnızca taş, bina, yol değildir. Kentler, aidiyettir. Kentler, birinin el uzattığında, diğerinin “bizim için yaptı” diyerek omuz vermesiyle anlam kazanır.
Celil Ünlü bu yazıda kişisel değil; kurumsal ve vicdani bir duruş sergiliyor. Bu duruşa karşılık veren kaç kişi, kaç kurum var? Asıl sorulması gereken budur. Bugün Gürcistan ile maç yapacak bir kız futbol takımına verilen destekle belki birkaç gencin hayatı değişecek. Ama bu destek yine, aynı omuzlardan biri olan Ardahan Vakfı’ndan geldi.
Bu noktada artık soru şudur:
Ardahan halkı, sessiz kahramanlarını sahiplenmeyi ne zaman öğrenecek?
Yoksa yine vefa, sadece bir sokak tabelasında mı kalacak?
Vefa sadece bireysel bir erdem değil; toplumsal bir hafıza ve adalet meselesidir.
Bu hafıza silinirse, geleceğe yazılacak hiçbir başarı hikâyesi kalmaz.⁷
Yorumlar
Kalan Karakter: