Bizim için gençlik, genç neslimiz geleceğimizdir, dolayısıyla kurtuluşunda, toplumsal ilerlemenin de temelidir. Gençliğimizi kazanmazsak, yozlaşmasına, eğitimden bilimden uzaklaşmasına izin verirsek, o toplum ölmüştür. Bir şey kazanılacaksa genç nesillerle kazanacağız. Bunun için gençlikte sonuna kadar ısrar etmeliyiz. Bunun için gerekirse tüm zamanı bile durdurmalıyız. Peki gerçekten gençliğimiz için gereken önemi verebiliyor muyuz? maalesef müthiş bir çelişkili ve kırılgan bir dönemden geçiyoruz. Peki nasıl oluyor bu büyük çelişki? Tabi ki sosyal çürümeyle, eğitimsizlikle. Tamamen sosyal bir çürümenin ortasındayız. Basit bir örnek vereyim; bir gün kalkın okulları ziyaret edin, öğrencileri gözlemleyin, sosyal ortamı, okul ortamını gözlemleyin. Öğrencinin eğitimden nasıl uzak olduğunu göreceksiniz. Nasıl olmasın ki, milyon dolarların, milyon Euroların futbolculara verildiği ama eğitim kurumların ihmal edildiği, belki bir sıvı sabun alacak bile bütçenin sınırlı olduğu, mafyaların, sosyal medya fenomenlerin daha çok pirim yaptığı bir düzenden ne beklenir ki. Spor kulüplerine geceler düzenlenip milyonlar toplanıp, bir taraftan da belki bir araştırma dersliği eksik olan bir okula acaba böyle bir yardım gecesi düzenlenip gerçekten ihtiyaç yerlerine ulaştırılır mı? Bundan dolayıdır ki bu büyük çelişkiyi görmeliyiz, yoksa toplumsal çürümeye dur diyemeyiz. Çocuklarımızın özgürce sokaklarda yürüyebildiği, oyunlar oynayabildiği, kah kahaların duyulduğu bir toplum sizce de daha medeniyeti münhasır olmaz mı? Ülkemizde çocuklarımıza armağan edilen 23 Nisan Ulasal Egemenlik ve Çocuk Bayramı gibi, gençlerimize armağan edilen yine 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı gibi milli bayramları olan ülkemizde bu çürüme neden? Ülkemizin kurucu önderi M. Kemal Atatürk bile genç nesillerimize bu kadar önem verdiğinin bir göstergesi, ki gençliğe hitaben bile bir hitap bile yazmıştır. O yıllar da kurucu önder M. Kemal Atatürk geleceğimiz olan gençlere, çocuklara o kadar önem vermiş ki bu önemi milli bayramlarla taçlandırmıştır. Bizlere artık bu süreçte büyük sorumluluklar düşmekte, eğitimi taç yapmalıyız, aileye önem vermeliyiz ve medeniyet çizgimizden vazgeçmemeliyiz. Unutmayalım çocuk bir toplumun aynasıdır, ne görürse onu uygular, ne izlerse onu yapmaya çalışır, ne okursa o olur. Bu tamamen neye önem verdiğimizle ilgilidir artık. Albert Einstein’, Leonardo Da Vinci, Farabi, Mimar Sinan, Aristo, Hipokrat, İbn-i Sina, Hypatia gibi bilginlerin dünyalarında yaşatmalıyız, hırsızların, gangesterlerin, eğitimsiz bilgisiz insanların dünyalarında değil… ve kendimize hep şunu sormalıyız bir İsviçre ya da Japonya gibi ilerici bir medeniyet mi inşaa etmeliyiz yoksa bir Latin Amerika ülkesi gibi mi olmalıyız.? Karar bizlerin ve unutmayın bazı gidişatların geri dönüşü çok acıklı olur. Ve UNUTMAYIN EĞİTİM BİR İLAÇTIR, tedavi eder. Güzel yarınlara,
Saygılarımla.
Yorumlar
Kalan Karakter: