Siyasetin üslubu her daim eleştiri konusudur. Haftaya damgasını vuran genel başkanların milliyetçilik üzerinden karşılıklı atışmalarını doğru bulmak mümkün mü? Dikkat çekmek istediğim bu değil. Bu hafta CHP’nin dili öne çıktı. 15 gün önce “CHP krizsiz yapamaz, her hafta bir kriz” diye yazmıştım. Doğrusu bu kadarını beklemiyordum.
Belki adına ‘kriz’ demek doğru değil, CHP kaynaklı iki cümleye takıldım. Sürç-i lisan olmalı. Bilinçli söylenmiş olacağına ihtimal vermem. Üst üste geldi. Bu dilde sorun var. Bu yazıyı uyarı amacıyla yazıyorum. Yoksa her hafta CHP üzerine daha çok eleştirel yazmak keyifli değil, aksine can sıkıcı. CHP de kendini yazdırmayı başarıyor. Bahtsız olduğu kesin. İlki CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’dan... Bir Twitter mesajı. Kılıçdaroğlu, Twitter’ı ilk ve en etkili kullanan siyasetçilerden. Kimi mesajlarını Twitter hesabından duyurmayı yeğliyor. Her zaman olduğu gibi hedefinde Başbakan Erdoğan var. Mesaja yazdığı cümle şu: “Hadi, Mustafa Kemal Atatürk’ten korkmuyorsun, utanmıyorsun diyelim bari Allah’tan kork.”
Şimdi söylenecek söz mu bu? Bu cümleyi anlamını düşünerek yazmış olamaz. Atatürk, Allah’tan daha fazla korkulması, utanılması gereken varlık mıdır? Bu cümleden çıkan sonuç bu. Bu ülkede sayıları çok az olsa da Mustafa Kemal Atatürk’ü ‘insanüstü olağanüstü varlık’ olarak görenler yok değil. Birkaç gün önce ünlü bir sanatçının “Benim için Atatürk’ün ‘Nutuk’u dünyaya inmiş son kitaptır.” dediği medyaya yansıdı. Tek parti döneminde çok daha olumsuz örnekler de var. Kuşkusuz Atatürk sadece CHP için değil, bu ülkede yaşayan herkes için bir değer. Ancak kutsalların yerine konulacak bir varlık değil. CHP liderinin farklı düşündüğünü sanmam. O cümleyi dikkatsizlik veya dalgınlıkla yazmış olmalı. Kelimenin tam anlamıyla sürç-i lisan... Bu dilin sorunlu olduğu muhakkak.
Kılıçdaroğlu ile sınırlı değil. Devamı geldi. Aynı gün CHP Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan, Deniz Baykal’dan söz ederken aynen şunları söyledi: “Deniz Baykal siyasetin tanrısıdır. Herkes Baykal’a adeta tapıyor.” Sapan, Antalya milletvekili. Deniz Baykal’ın hemşehrisi. Baykal yıllarca CHP’nin genel başkanlığını yaptı. Türk siyasetinin bir gerçeği olduğu muhakkak. Baykal’sız siyasî tarih yazılamaz. O söylenecek söz mü?
Sapan, milletvekilliğini Baykal’a borçlu olabilir. Baykal’ı büyük siyaset adamı olarak görüyor da olabilir. Övgünün bir ölçüsü, bir sınırı olmalı. Övgü değil bu. ‘Siyasetin tanrısı’ ne demek? Hemen ardından kullandığı ‘Herkes adeta tapıyor’ ne demek? ‘Tanrı’, ‘tapmak’ gibi kavramlar insan için kullanılabilir mi? Bu yaklaşıma ilk itirazın Deniz Baykal’dan geleceğine hiç şüphem yok. Peş peşe söylenen iki cümle her açıdan problemli. Tevili de, başka izahı da yok. Tanrı ve tapmak kelimelerine yüklenen anlam aşikâr. Bir tek varlık için kullanılır. O sözler, eminim duyan herkesi rahatsız etmiştir.
Allah korkusu ile Atatürk korkusunun aynı cümle içinde özensizce kullanılması, Baykal’dan adeta tapılan siyaset tanrısı olarak söz edilmesi... Bir hafta içinde doğrudan toplumun kutsallarına dokunan bu kadar fazla dil sürçmesi kesinlikle normal değil. CHP’nin dilinde problem var.