Size birlik halinde bulunmanızı tavsiye eder; ayrılıp dağılmaktan şiddetle kaçınmanızı isterim. Zira şeytan, yalnız başına yaşayan insana yakın olup, beraber bulunan iki kişiden uzaktır.
” Kim Cennet´in ta ortasında yaşamak isterse, toplu halde bulunmaya baksın.” (Tirmizî, Fiten, 7).
İslam birlik beraberlik dinidir.”Hepiniz birden Allah´ın ipine (İslâm´a) sarılın, asla ayrılmayın, ” (Âli İmrân, 3103) buyurmuş ve Müslümanları Kur´an´ın etrafında birlik olmaya çağırmıştır.
Aslında bütün semavî dinler gibi İslâmiyet de vahdet dinidir. Bu vahdetin (birliğin) temelinde ”tek Allah inancı” vardır. İnsanca yaşamanın, huzura kavuşmanın kanın, gözyaşının olmadığı bir dünyada var olmanın tek yolu birlik ve beraberliktir.
Dinimizin emirleri Müslümanlar arasında birliği sağlamağa yöneliktir. Tek Allah´a inanan Müslümanların tek bir kitabı, tek bir kıblesi vardır. Her gün beş kere camide cemaatle namaz kılan ve bir araya gelen Müslümanlar, birlik olmanın huzurunu duyarlar.
Cuma ve bayram namazları da böyledir. Hac ibadeti ise İslâm birliğinin sembolüdür. Dünyanın dört bir tarafından gelen Müslümanların, aynı anda Arafat´ta buluşmaları, tanışıp görüşmeleri gönüllerde İslâm´ın birlik ve beraberlik anlayışını kökleştirmektedir.Dünyanın düzeni huzuru birlik ve beraberlikle sağlanır.
Sevgili Peygamberimiz bir hadislerinde, birlik ve beraberlik içinde yaşamanın ümmeti Muhammed´in hayatı bakımından ne kadar önemli olduğunu, birliğin temin edilememesi halinde ümmetin bünyede nasıl huzursuzluklar çıkacağını toplumu bir insan vücuduna benzeterek anlatmak istemiştir.
Bazı organları hasta olan bir insanın vücudu nasıl zayıf ve güçsüz düşerse; düşmanlıkların yaygınlaştığı, birlik ruhunun kaybolduğu toplumlar da öyle güçsüzleşirler. Bu da düşmanın işine yarar.
Bunun için bir milleti veya ümmeti yıkmak, isteyenler, önce, o milleti meydana getiren fertler arasında ayrılık tohumları ekerek onları birbirine düşürürler. Sonra toplumları milletleri bir araya getiren değerleri değersizleştirerek Birlik ve beraberliklerini bozarlar. Maddî ve manevî güçlerini kardeşlerine karşı kullanan ve düşmanlarını unutanlar kolayca başkalarına yem olurlar.
Bu gerçek öteden beri böyledir. Dünyaya hükmetmiş nice büyük devletler, düşmanları tarafından önce içeriden parçalanmış, sonra yıkılıp tarihten silinmişlerdir. Bugün Gazzede oynanan oyun da dünün devamı, yarının provasıdır. Ümmeti önce birbirine düşman ettiler, sonra aralarındaki küçük çatlaklara su saldılar; O suyu dondurup, ümmetin, kocaman birlik kayasını parçaladılar.
Gün ayrılık günü değil. Gün her şeyi bir tarafa bırakıp kaptanı Hz Muhammed´in olduğu birlik beraberlik gemisine binme günüdür. Ümmet bir olursa kimseye yem olmaz.
İhtiyarın biri vefat edeceği zaman evlatlarını hayatlarının derslerini vermek üzere çağırır. Yedi oğluna birer sopa alıp gelmelerini söyler, sopaları getiren evlatlarına; teker teker sopaları ağabeylerine vermelerini ister. Ağabeylerinden de sopaları tek tek kırmasını ister.
Babanın dediğini yerine getiren evlatlardan yine birer sopa alıp gelmelerini ister. Yine sopaları getirirler. Bu defa ağabeylerine sopaları bağlayarak vermelerini; abiden de sopaları toplu halde kırmasını ister. Teker teker kırdığı sopaları toplu olunca bütün gücünü kullanmasına rağmen kıramaz.
Yaşlı baba tarihe not düşer; evladım Bu sopalar gibi ayrı ayrı durursanız düşmanlarınız sizin belinizi hiç zorlanmadan kırarlar. Fakat yine o sopalar gibi birleşir birbirinize kenetlenirseniz düşmanlarınız ne kadar güçlü olursa olsunlar, size zarar veremezler.
Mehmet Akif ne Güzel demiş: ''girmeden millete tefrika düşman giremez Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez Ümmeti sen ben diye birbirine düşürdüler ayırıp parçaladılar.Sen ben desin efrad ortadan vahdeti kaldır Millet için kıyamet işte o zamandır''
Gazze bu ümmetin kıyametidir. Ya bu kıyamet durdurulacak, yâda ümmet bedenen yaşasa da manen ölecek. Cenâb-ı Hak yukarıdaki ayet-i kerimede bu değişmez gerçeği hatırlatmakta ve böyle bir akıbete uğramamak için Allah´ın ve O´nun Peygamberi´nin emirleri çerçevesinde birlik ve beraberliğin korunmasını emretmektedir.
Her şeye rağmen yinede sevinin, ümit var olun, her halükarda kazanan biz olacağız.şairin dediği gibi.Mehmet´im, sevinin, başlar yüksekte Ölsek de sevinin, eve dönsek de Sanma bu tekerlek kalır tümsekteYarın, elbet bizim, elbet bizimdir Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir.
Yeniden rahmet pınarına, yeniden gök sofrası kurana, yeniden Medine gülüne, medeniyet iklimine, hicret etmeli. Kim nereden tükendiyse orayı diriltmeli.Kim de İslam’ın neyini terk ettiyse orasına hicret etmeli.