Arap dünyası demokrasiye hazır değil diyerek gerici diktatörlüklerin hep arkasında duran ABD ve Batı dünyası Arap dünyasının demokrasiye hazır olduğunu göstermesi karşısında ne hikmetse yeniden diktatörlüklerin arkasında durmaya devam ediyorlar.
Kendilerine bağlı/bağımlı Körfez devletlerinin arkasında durdukları gibi Mısır'da darbenin de destekleyicisi ve hamisi oldular.
Sevsinler demokratlığınızı!
'İslam demokrasi ile bağdaşmaz!' diyenler İslam dünyasında Müslümanlar demokrasi marifetiyle iktidara geldiklerinde düşmanlaştırılıyorlar.
Sevsinler demokratlığınızı!
Sandık konulduğunda iktidara İslamcıların veya işbirlikçi olmayan yerel dinamiklerin geleceğini görenler utanmadan ve sıkılmadan demokrasinin namusu olan sandığı bu kez itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar.
Sevsinler demokratlığınızı!
Yıllar yılıdır sadece bu ülkenin Müslümanlarına değil yeryüzündeki tüm Müslümanlara aşağılayıcı bir nazarla 'İslam ve demokrasinin bağdaşmazlığı' söylemi üzerinden yüklenenler, demokrasinin sandığından İslamcılar veya Müslümanlar çıkınca neye uğradıklarını şaşırdılar. Ve saflarını diktatörlerden ve darbecilerden yana belirlediler.
Sevsinler sizin demokratlığınızı!
Belli ki ABD ve Batı dünyası İslamcıları iktidara taşıyan demokrasiden ve sandıktan hiç mi hiç hazzetmiyorlar.
Gazze'de demokrasi marifetiyle Hamas iktidara geldiğinde asıl yüzlerini gösterdiler.
Mısır'da Mursi'nin iktidarını içlerine sindirmediler.
Tunus'ta da öyle, başka yerlerde de…
Suriye'de Baas diktatörlüğünün devrilmesi halinde İslamcıların iktidara gelebileceğini görenler ABD ve AB üyesi ülkeler o yüzden Suriye'deki katliama seyirci kaldılar.
Kalıyorlar.
Türkiye'de polisin biber gazını diline dolayan o dünyanın liderleri Mısır'daki sivil katliama onurluca karşı çıkamadılar bile.
Ne yaptılar?
Sadece cunta yönetimine akıl vermekle yetindiler.
Utanmadan ve sıkılmadan sanki Mısır'da çatışan taraflar varmış, sanki iç savaş varmış gibi taraflara sağduyu çağrısında bulundular…
Sevsinler demokratlığınızı!
Bir kez daha gördük ve anladık ki ABD'nin ve AB'nin istediği demokrasi, İslamcıların veya işbirlikçi olmayan yerel dinamiklerin iktidara taşındığı bir demokrasi değilmiş!
Bir kez daha gördük ve anladık ki onların gözünde makbul olan demokrasi değilmiş, kendi menfaatleriymiş!
Demokratik değerlerin savunuculuğunu ve bayraktarlığını yapan bu ülkeler tam bir utanç tablosu sergilediler demokrasi adına!
Yazıklar olsun!
Meğer demokrasiye hazır olmayan Arap dünyası değil, ABD ve AB üyesi ülkelermiş asıl!
Sevsinler demokratlığınızı!
Onların yerli işbirlikçileri ve özellikle de Gezi militanı olan çevreler demokrasiyi katleden bir darbe girişimine büyük bir sevinçle arka çıktılar.
Birgül Ayman Güler gibi CHP'nin ağır toplarından biri darbe yandaşı Tahrircileri buradan selamladı. Hem de katliamın olduğu bir günde.
Sevsinler demokratlığınızı!
Başbakan Erdoğan'a 'diktatör' diye yüklenenler, Gezi'den demokrasi çıkartmayı amaçladıklarını söyleyenler nasıl bir yalanın arkasına gizlendiklerini çok açık ve somut bir biçimde gösterdiler.
Onlar dün diktatör Saddam'ın arkasında duruyorlardı. 'Dayan Saddam dayan!' diye Gezi Parkı civarında sloganlar atıyorlardı, mitingler düzenliyorlardı.
Bugün aynı desteği aşağılık bir diktatör olan Esed'e sunuyorlar.
Mısır'ın katil ve diktatör SİSİ'sine ve onun Baltacılarına selama duruyorlar.
Sizi gidi Baltacılar sizi!
Gezi Parkı'nda demokrasi adına attığınız o nutukların nasıl yalan olduğunu kendiniz ortaya koydunuz.
Sizler Türkiye'nin Baltacılarısınız!
Sevsinler demokrasinizi!
Kılıçdaroğlu darbeyi ve katliamı yarım ağızla kınadıktan sonra seçim çağrısında bulunuyor.
Bu mu sizin demokratlığınız!
Birgül Ayman Güler tam tersini söylüyor.
Bence Güler CHP'nin asıl zihniyetini temsil ediyor.
Hatırlayınız, Güler'in 'yeni CHP'nin sözcülüğüne getiren bizzat Kılıçdaroğlu'nun kendisi değil miydi?
Diyelim ki cunta yönetimi seçime gitti.
Tekrar iktidara Mursi geldi veya Mursi gibi düşünen birisi.
Tekrar darbe meşru mu kabul edilecek?
Darbe sonrasında iktidara darbecilerin uygun göreceği biri gelmezse, yani sandıktan darbeciler ve işbirlikçiler çıkmazsa yeniden darbe mi yapılacak?
Darbeden sonra tekrar seçim…
Tekrar darbe…
Tekrar seçim…
Sevsinler demokratlığınızı!
Sandık herşey demek değilmiş!
Peki sandıksız bir demokrasi ne menem bir demokrasidir?
Mısır'ın Adeviyye Meydanı'nda demokrasiye sahip çıkan siviller katledilirken darbe yandaşları Tahrir'de sevinç gösterileri düzenliyorlar.
Asıl utanç verici olan ise, bu ülkede Birgül Ayman Güler gibi Gezi'nin ve dolayısıyla CHP'nin ruhunu çok iyi temsil eden bir siyasetçinin buradan Tahrircilere selam göndermesidir.
Sevsinler demokratlığınızı!
'Mursi gitti, sıra Erdoğan'da!' diyenler…
'Mısır'ın Erdoğan'ı devrildi' diyerek sevinç gösterenler…
Topunuz Türkiye'nin baltacılarısınız işte!
CHP'nin grup başkanvekillerinden biri Türkiye'de darbe olursa tankın üzerine çıkacağını söylemiş!
Sincan'da tanklar yürümedi sanki.
Neredeydiniz?
Söyleyeyim: O tankların arkasındaydınız!
28 Şubat'ta hükümet alaşağı edildiğinde, 27 Nisan'da hükümete muhtıra verildiğinde de tankların arkasındaydınız!
Sevsinler cümlenizin demokratlığını!