Başta KOSGEB olmak üzere kamuda görevli bürokratları çeşitli kategoriler altında fişleyenler, görevden alınmalarını ya da sürgün edilmelerini istedi. Bürokratların aynı sohbet ortamında bulunduğu arkadaşları tarafından fişlenmesi ise cinnetin boyutlarını gözler önüne serdi.
İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın koordinatörlüğünde çalışan Kozmik Çalışma Grubu (KÇG), 100 bin muhalif şirketin ardından, kamu kurumlarındaki muhalif bürokratları da fişledi.
Taraf Gazetesinin haberine göre, her yıl binlerce KOBİ ve esnafa kredi veren KOSGEB’le ilgili raporda, bürokratlar, ‘paralelci, MHP’li, CHP’li’ diye sınıflandırıldı. KOSGEB’de özellikle MHP’nin ağırlığı olduğu vurgulanırken, kurumdan MHP ve CHP’nin izinin silinmesi yönünde talimat verildi.
Binlerce küçük girişimciye kredi veren Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı’yla (KOSGEB) ilgili şok fişleme raporu, siyaset dünyası ve çalışma hayatı örgütleri tarafından tepkiyle karşılandı.
Taraf Gazetesi’nde dün yer alan habere göre, AKP Hükümeti’nin, 17 ve 25 Aralık yolsuzluk operasyonlarının ardından ‘paralel yapı’ adıyla başlattığı operasyon, muhalif şirketlerin ardından ‘muhalif bürokratlara’ da sıçradı. İlk kez 100 bin şirketi fişlemesiyle gündeme gelen Kozmik Çalışma Grubu (KÇG), kamu kurumlarındaki bürokratlarla ilgili fişleme raporları hazırlayarak, görevden alınmasını istedi.
Bu bürokratların başında da her yıl binlerce KOBİ ve esnafa kredi veren KOSGEB geliyor. KOSGEB ile ilgili hazırlanan raporda, bürokratların, ‘paralelci’, CHP’li, MHP’li olarak sınıflandırılması dikkat çekti.
Özellikle, kurumda MHP’nin ağırlığının bulunduğu vurgulanan raporda, MHP ve CHP’nin kurumdan izinin silinmesi yönünde talimatlar yer aldı. KOSGEB ile ilgili hazırlanan ‘Acil Tedbir Raporu’ başlıklı 12 sayfalık fişleme raporunda, bürokratların hangi görüşe sahip oldukları, bağlantıları, ticari ilişkileri ve ailevi bilgileri yer aldı.
Örneğin, kurumda MHP’li bürokratların ağırlıklı olduğu vurgulanan raporda, “Kurumda uyuyan birçok MHP unsuru bulunmaktadır. T.Ş. önderliğinde uzun zamandır faaliyette bulunmaktadırlar.
AKP iktidarı döneminde hiç ama hiç dokunulmayan bu MHP yapısı ivedi olarak tasfiye edilmelidir.” ifadelerine yer verildi. Raporda, ‘paralelci’ olarak nitelendirilen müdürler ile CHP’li ve MHP’li oldukları iddia edilen müdürler ayrı ayrı listelendi. Örneğin, KOSGEB’de üst düzey görevde bulunan M.K. için ‘paralelin aktif rol oyuncusu’, S.T. için ‘Akın İpek’in annesinin referansı ile işe girmiştir’, Ş.T.Ş. isimli bürokrat için ise, ‘İşbirlikçi hem paralele hem de AKP’ye çalışıyor.’ şeklinde değerlendirmeler yapıldı.
Yine bir başka üst düzey bürokrat olan S.Y. için, ‘Eşi TİB’de çalışıyor. Tehlikeli.’ notu düşüldü. Üst düzey bürokratlardan A.K. için ‘Maliye’de sicili bozuk. H.T.’nin kankası.’ ifadesi kullanılırken, A.A. isimli bürokrat için de ‘Deniz Feneri Üyesi’ değerlendirmesi yapıldı.
Görevden alınacak bürokratlarla ilgili olarak, bu kişilerin müşavir kadrosuna atanmaması gerektiği vurgulandı. Raporda özetle, “Müşavirlik kadrosu bu kişiler için bir nimet olacaktır. Bu rahatlığın bozulabilmesi için Doğu ve Güneydoğu illerimize görevlendirme ile gönderilebilecekleri düşünülmelidir.” denildi. Raporda, K.Ö.E., B.K., S.Ç., M.K., P.I., M.Ö. ve T.P. isimli bürokratların MHP; A.İ.Ç, N.H., C.E., N.Ö., N.U., E.T. isimli bürokratların da CHP kökenli oldukları kaydedildi.
Bürokratların aynı sohbet ortamında bulunduğu arkadaşları tarafından fişlenmesi ise fişlemelerde yaşanan cinnetin boyutlarını gözler önüne serdi. Raporda, T.Ş. isimli bir bürokratın bir grup içinde Başbakan’a küfrettiği belirtilerek, söz konusu bürokrattan bunun hesabının sorulması istendi. Raporda, “Özellikle Sayın Başbakan’ımıza kalabalık bir topluluk önünde T.Ş. tarafından yapılan küfür hafızalarda unutulmamıştır. Psikolojik üstünlük kurma açısından gereği daha fazla bekletilmeden cevabı verilmelidir.” ifadesine yer verildi.
Rapordan ilginç ayrıntılar
E.E.: Makamda görevli. Eşi emniyette, bilgi aktardığından şüpheleniliyor.
S.T.: Cumhurbaşkanlığı danışmanı Ayşe Hanım’la temasta. Bilgi aktarıyor.
H.M.E.: Menzil grubu ile ilişkili. Cemaat üyesi personelin, yüksek lisans yapmalarına yardımcı oluyor. İstanbul’da bir de danışmanlık firması bulunuyor.
A.K.U.: Militan. Kurumun işlerini cemaatlere yakın firmalara veriyor. Böylece örtülü kaynak sağlamış oluyor.
M.Ş.: İstanbul’dan gelip Ankara’da göreve başlayınca bir yıl X isimli otelde kaldı. Sonra bu otele 150 bin liralık hibe destek verdi.
A.K.: Amirlerine karşı saygısız, paraya zafiyeti var. Süleymancıları KOSGEB’e transfer etti.
Kim ne dedi>>>
Farklı düşünen herkes hedefte
MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural: AKP’ye hizmet etmeyen ya da farklı düşünen herkes hedefte. Bu zihniyet, parti devleti zihniyetinde olup kendisine hizmet etmeyen herkesi yok etmeye yönelmiş, özgürlük düşmanı bir rejimdir. Hukuk devleti tehdit altındadır. Bu yapılanlar insanları birbirine, ‘şu şöyle konuştu, bu böyle konuştu’ demek suretiyle bu muhaberat devleti, herkesi bir muhbir haline dönüştürür. Doğru olsun olmasın insanların şikayet ettirerek dışladığı bir ortam. Bu irade, insanları ‘komşu komşuyu ihbar etsin’ anlayışına kadar götüren ve zorba devlet anlayışını hakim kılmak isteyen yapılanmadır.
Türkiye istihbarat devleti oluyor
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak: AKP’nin ileri demokrasisinin ne olduğu ortaya çıkıyor. Yıllardır bu ülkede fişlemeden şikayet edenler, şimdi kendi muhaliflerini fişliyorlar ve aynı zamanda işlem yapıyorlar. AKP tarafgirliğinin, tek adam rejiminin, tek parti rejiminin, nerelere doğru gitmekte olduğunu açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Aynı dost ortamında bulunan kişilerin birbirini ihbar etmesi, bu işin nasıl bir düzene doğru gitmekte olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye, tamamen Ortadoğu’daki istihbarat devletlerine, diktatörlüklere gitmeye başlamış.
İspiyonculuk psikolojik hastalık
Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu (BASK) Başkanı Bayram Zengin: Konusu ve sebebi ne olursa olsun kamu görevlileri suç işlediği zaman yasalarda ne yapılacağı bellidir. Bunun dışında kamu görevlileriyle ilgili yapılan bütün bürokratik işlemler yasa dışıdır ve hak ihlali niteliğindedir. Bizde idareciler ispiyoncuyu severler. İspiyonculuk psikolojik bir hastalıktır. Devamlı amiri ile görüşmesi gerekir. Haber bitince bu kez yalan haber uydurup amirinin yanına gitmesi gerekiyor. Yalan haber uydurmaya başladığı andan itibaren, haber taşıdığı bürokratın da kuyusunu kazmaya başlar.
Nefret söylemi ülkeyi kamplaştırdı
Cihan-Sen Konfederasyonu Başkanı Osman Bahçe: Sıkça şahit olunan üst perdeden nefret söylemleri, karalama ve linç kampanyaları sonucunda Türkiye kamplaşmanın eşiğine sürüklendi. Yetkililerin sorumsuz açıklamaları sonucunda durumdan vazife çıkaran her devrin fırsatçılarının, birçok insanı siyasi ve ideolojik tercihleri, etnik yapısı ve inanca dair farklılıkları sebebiyle fişledikleri ve buna bağlı olarak tasfiyeye çabaladıkları görülüyor. Fişlemeler bürokraside iftiralarla kendine yer açma yolu haline getirildi. Kişisel çıkarlarını hayatının gayesi yapanlar birçok günahsız insanı iftiralarla karalamaya başladı.
‘Hükümetin memuru’ devri başladı
Türk Sağlık-Sen Başkanı Önder Kahveci: Kamuda adalet ve liyakat terk edilmiş, devletin memuru yerine hükümetin memuru devri başlamıştır. Sadece KOSGEB’de değil tüm kamuda farklı düşünen, hükümete biat etmeyen herkes hedef tahtasına oturtulmuştur. Kimsenin kariyerinde, tecrübelerine liyakatine bakılmıyor. Böyle bir düzende ise kaybeden kamu oluyor, devlet oluyor.