Özel bir resteurantta basın mensuplarıyla kahvaltı da bir araya gelen ATSO Başkan Çetin Demirci, son zamanlarda ülke gündeminin en önemli konularından biri olan terör olaylarına değinerek, terör olaylarını lanetledi.
"BARIŞ DİLİNİ YENİDEN KULLANMALIYIZ"
Başkan Demir sözlerine şöyle devam etti; "Ülkemizde son bir buçuk ay içerisinde, yüzden fazla asker ve polisimizin şehit edilmesi ile sonuçlanan terör olayları, ülkemizde yeniden bir takım büyük acıların yaşanmasına yol açmıştır. İki buçuk, üç yıl süren barış sürecinden sonra ortaya çıkan bu çatışma ortamı, tüm vatandaşlarımızı doğal olarak oldukça rahatsız etmiştir.
Ortaya çıkan yeni durumun gereklerini ve beraberinde getirdiği sorumlulukları gözeten yeni bir çıkış yolu bulmak durumundayız. Bu konuda öncelikle şunu belirtmek isterim ki, barış sürecinde yaklaşık iki buçuk, üç yıl boyunca gelişen karşılıklı hoşgörü ve diyalog anlayışını, bir çırpıda heba etmemek ve şiddetin dilini yeniden egemen kılmamak durumundayız. Bu çok önemli bir konudur. Nitekim barış diline ait kazanımları yitirmemiz, çatışmaların yoğun şekilde yaşandığı 1990’lı yıllara yeniden dönmemiz anlamına gelecektir. Ki bu da, Türkiye’de kimsenin arzu etmeyeceği, çok büyük bir kayıp olacaktır" dedi.
"DIŞ MİHRAKLARIN OYUNUNA GELMEYELİM"
ATSO Başkanı Çetin Demirci, özellikle bir takım dış güçlerin ve onların içerideki destekçilerinin ülkede Türk-Kürt çatışması çıkartmaya çalıştıklarını belirterek şunları kaydetti; "Bizi birbirimize düşürüp parçalamak için her türlü tahrik unsuru kullanmakta, her türlü oyun sergilemektedir. Bizler bu oyunlara gelmememiz, Türk ve Kürt vatandaşlarımızın ortak irade ve çabasıyla, barış ortamını yeniden tesis etmemiz gerekmektedir.
Bunun için hem Türklerin hem Kürtlerin siyasi sağduyunun ve iç barışın gereklerini, tavizsiz şekilde, büyük bir titizlik ve duyarlılık ile yerine getirmeleri gerekmektedir. Türkiye’nin, kültürel çoğulculuğa sahip, üniter ve kendi içinde bütünlüğe sahip bir ülke olduğunu tüm dünyaya göstermeliyiz. Zaman, ayrışma ve çatışma zamanı değil; birlik, beraberlik ve barış zamanıdır. Bu çerçevede, etnik gerilim ve çatışmaların gündeme oturtulmaya çalışıldığı bir ortamda, Ardahan ilinin barış ve hoşgörü içinde bir arada yaşama konusundaki örnekliğini ve sıra dışılığını özellikle gündeme getirmek istiyorum.
Ardahan, etnik, dini ve kültürel çeşitliliği çok yüksek olan bir ilimiz, buna rağmen bütün farklı etnik ve kültürel gruplar barış ve huzur içinde bir arada yaşayabilmektedirler. Bu yönüyle Ardahan, Türkiye’de hoşgörünün, çoğulculuğun ve barış içinde bir arada yaşama pratiğinin belki de en mükemmel örneğidir. Etnik çoğulculuğun olduğu tüm iller, eğer Ardahan örneğini yakından incelerlerse, buradan ülkemizin genelinde demokrasi ve barış ortamının egemen kılınmasının gerektirdiği koşullar konusunda oldukça somut gözlem ve fikirlere ulaşabilirler" açıklamasında bulundu.
"EKONOMİNİN BÜYÜMESİ TERÖRÜN BİTİRİLMESİNDEN GEÇER"
Türkiye'de can ve mal güvenliğinin sağlanması hem de ekonomi ve siyasetin sağlıklı bir şekilde yürümesi için, terörün bir an önce bitirilmesi gerektiğinin altını çizen Demirci,
"Türkiye’de kalıcı barış ve demokrasi için kimler cesaret gösterip, inisiyatif alırsa, onlar kuşkusuz tarihe geçeceklerdir. Türk halkı, kalıcı barışı istemekte ve bunun acilen gerçekleşmesini beklemektedir. Barış, huzur ve demokrasinin kalıcılaşması yolunda kaybedecek tek bir saniyemiz bile yoktur. Önümüzdeki günler, ülkemizde yeniden barış ve huzurun tesis edilmesi için kritik bir önem taşımaktadır. Herkesin azami düzeyde sorumluluk ve inisiyatif alması gerekmektedir. Hiçbir şey, insan canından daha kıymetli olamaz. Tek bir vatandaşımızın bile terörden dolayı hayatını kaybetmediği bir Türkiye istiyoruz.
Günlük yaşamımızın yeniden güvenli ve huzurlu bir şekilde sürdürülebileceği bir ortamı bütün Türkiye olarak, hemen vakit kaybetmeden tesis etmek durumundayız. Türkiye’nin kaybedecek ne tek bir canı ne de tek bir saniyesi vardır. Bir an önce barış ortamının yeniden sağlanması için tüm siyasi liderler, kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlarımızın, kendi üzerlerine düşeni yapmaları gerekmektedir. Ardahan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı olarak; başta Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu olmak üzere ülkemizdeki bütün yetkililere ve vatandaşlarımıza barışın tesis edilmesi için Acil bir çağrıda bulunuyor ve herkesi üzerine düşeni bir an önce yapmaya davet ediyorum.
Ülkemizde yeniden güvenli ve esenlikli bir ortama ulaşmak adına, tüm Türkiye’yi barış için inisiyatif almaya çağırıyorum… Anaların son günlerde yeniden dökülmeye başlayan gözyaşlarının bir an önce dindirildiği, huzurlu, mutlu ve güçlü bir Türkiye için, hep birlikte el ele, gönül gönüle verelim… Nice badireler atlatmış güzel ülkemiz, bu günleri de mutlaka atlatacaktır… Birlik beraberlik içerisinde, ülkemizde barış ve huzur ortamının bir an önce yeniden hakim olması dileğiyle, buradan tüm vatandaşlarımıza muhabbet ve saygılarımı sunuyorum" ifadelerini kullandı.