Evde kalabalık yapıyor diye samanlığa atılan arşiv yıllarca hatırlanmayı bekler, ta ki Zaman foto-muhabiri Kürşat Bayhan Ardahan’a gidene kadar.
Hikâyeler yolda başlıyor. Bir anlık karşılaşma sıradan insanların sıra dışı hayatlarının kapılarını aralıyor. Bir zamanlar Kars’a bağlı olan Ardahan’ın Kenarbel köyünde karşımıza çıkan çiftçi Seyfullah Akgün’ün gençlik hevesi, düne ait müstesna zamanları bugüne ve yarına taşıyor. Seyfullah Bey baba yadigarı marangoz atölyesinde çay ikram ederken gerçek ziyafetin ipuçlarını vermiş meğer.
Demli çayla koyulaşan muhabbet sırasında kendisinin de fotoğraf çektiğinden bahsediyor. Yıllar önce bir akrabası Lubitel marka bir fotoğraf makinesi hediye etmiş. Seyfullah Bey’de fotoğrafa karşı bir merak uyanmış ve başlamış deklanşöre basmaya. 1960 ve 1970’li yıllarda neredeyse bütün köy ahalisini kadrajına almış. O zamanki tecrübelerini aktarırken oğlu Şahin Akgün söze giriyor ve “Bu fotoğraflar hâlâ evde duruyor. Annem bunları kalabalık ediyor diye samanlığa koymuştu.” diyor.
İlk tanışmadaki tereddütten sonra ertesi gün fotoğraflar yıllar süren sükunetin ve terk edilmişliğin sonrasında gün ışığına çıkıyor. Fotoğrafların saklandığı samanlığın kapısı aralanıyor. Eski eşyaların ve kışlık erzakların bulunduğu ardiyedeki bir dolaptan iki poşet çıkıyor. Uzun zamandır açılmamış poşetin içerisinde banyosu yapılmış yüzlerce siyah beyaz film var.
Bazılarının ucunu fareler yemiş olsa da çoğu gayet iyi durumda. Üzerindeki tozları temizleyip hızlıca fotoğraflara göz atıldığında ise geçmiş güzel günlere ait bir dünya bugüne bakıyor. Yaşlı teyzeler, genç kızlar, köyün delikanlıları, askerden dönenler, çocuklar, önlüklü öğrenciler, gurbetten gelen akrabalar, köy düğünü, Aktaş Gölü ve birçok farklı manzara köyün görsel tarihi adeta yeniden resmigeçit yapıyor. Siyah beyaz günlere ait rengarenk bir rüya gerçek oluyor.
Kareler adeta Kenarbel köyünde filmi başa sarıp bizi 40-50 yıl öncesine yolculuğa çıkarıyor. Sonrasında Seyfullah Bey filmleri temizletmek ve dijital ortama aktarmak için İstanbul’a getirilmesine izin veriyor. Arkadaşımız Kürşat Bayhan’ın emin ellerinde büyük bir titizlikle fikri takibini yaptığı küçük bir hazine Zaman’ın penceresinden görsel hafızalara nakşediliyor.