Değerli okurlar, bu yazımda bu ülkenin değişmez ve değişmeyecek tek gerçeği olan Cumhuriyet Halk Partisi gerçeğinden söz edeceğim.
Osmanlı dönemi sonlarına doğru koca imparatorluğun emperyalist dış güçler ve işbirlikçi iç güçlerin yoğun baskı ve saldırıları sonucunda zayıflaması ve mevzi kaybetmesiyle başladı her şey.
İşgali gören ve yaşayan o zamanın Osmanlı Subayları Mustafa Kemal’in önderliğinde, İsmet İnönü, Enver Paşa, Kazım Karabekir, Fevzi Çakmak, Rauf Orbay ve yine yüzlerce hatta binlerce subay ve Anadolu’nun inanmış sivil güçlerinin bir araya gelmesi ve fikir birliği yapması sonucunda savaşla, kan ve can verilerek kazanılmış ve Mustafa Kemal’in -benim en büyük büyük eserimdir- dediği iki kurumdur Cumhuriyet ve Cumhuriyet halk Partisi.
Şimdi Eylül ayına bir göz atalım. Neden bu kadar önemli bir aymış görelim.
Eylül ayı sonbahar mevsiminin başlangıcı olan bir aydır. Yani doğadaki değişimin işaretini vermektedir. Candan Erçetin’in de şarkısında söylediği ve bugünleri anlatır gibi:
“Puslu soğuk hava
Dökülen yapraklar
En sevdiğim mevsimdi
Sarı sonbahar
Artık değil
Kalbimde hüzün
Aynada üzgün yüzüm
Beni tanıyanlar
Buna birisi sebep diyor
Susuyorum”
Aslında susmamak gerek ve duyarlı insanlar susmuyor da!
Eylül ayı, onlarca olayın gerçekleştiği ve birçok şeyin temel taşıdır diyebiliriz. Aslında eylül ayında çok anlamlı olaylar olmuştur fakat ben birkaç bariz örnekler vermek istiyorum.
*1 Eylül Dünya Barış Günüdür.
*4 Eylül 1543 Kanuni Sultan Süleyman Belgrat’ı fethetmiştir.
*4 Eylül 1919 Sivas Kongresi yapılmıştır.
*9 Eylül 1922 İzmir’in Düşman işgalinden kurtarılması.
*9 Eylül 1923 ve haftası Cumhuriyet Halk Partisi’nin kuruluşu.
*18 Eylül 1922 Yunan Ordusu’nun Anadolu’yu tamamen boşaltmış olması.
Bu anlamda baktığımızda kronoloji bu ülkenin ve kurumlarının kolay kurulmadığını, kolayda yıkılamayacağını göstermektedir.
Hani Mustafa Kemal Atatürk bir söylevinde ne demişti: “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır.”
Günümüzde görüyor ve şahit oluyoruz, Cumhuriyet ve Cumhuriyet Halk Partisi sürekli bir saldırı altında. Dış ve iç mihraklar yıpratmak ve hatta yıkmak için olanca güçleriyle saldırmaktadırlar. Ancak, sağlam temellerle atılmış bu iki kurum sendelese de asla devrilmeyecektir.
Çünkü bu iki kurum da tıpkı Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi Türk milletinin kalbine, damarlarına kadar işlemiştir. Bu milleti topyekûn yok etmeden bunları hafızalardan silemezsiniz.
Biraz da CHP iç cephesine değinmek istiyorum:
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü ve Bülent Ecevit’ten sonra araya giren birkaç deneyimli siyasetçi Hikmet Çetin ve Altan Öymen ile ilgili tek olumsuz cümle Eden olmadı. Ancak, Deniz Baykal, Kemal Kılıçtaroğlu için günümüzde çok çeşitli olumsuz eleştirilerde bulunulmaktadır. Umarım ve dilerim ki yakın bir gelecekte Özgür Özel için de aynı türden olumsuz eleştirilerde bulunulmasın.
Bundan şu sonuç çıkıyor ki Bülent Ecevit sonrası partinin yönetim kadroları doğru dizayn edilememiş. Dün muteber olanlar bugün hain olarak ilan edilebilmektedirler. Bu nedenle Cumhuriyet Halk Partisi kitlesi seçeceği yöneticilerini iyi tahlil etmeli ve ona göre görev vermelidir.
Şimdi diyeceksiniz ki bu işler sıradan üyenin ya da delegenin ne kadar özgür iradesiyle gerçekleşiyor ki? Haklı olabilirsiniz. Ancak, diğer siyasi partilerde zaten olmayan seçim kültürünün en azından kırıntılarının olduğu bir partide bunu yapabilmenin mücadelesi verilmelidir, diyorum.
Çokta uzatıp konuyu dağıtmadan;
Cumhuriyet ve Cumhuriyet Halk Partisi bu ülkenin gerçeğidir. Bu gerçeği hiçbir güç değiştiremeyecektir.
Cumhuriyet Halk partisinin ve yaklaşık bir buçuk ay sonra kutlayacağımız Türkiye Cumhuriyeti’nin 102. Yıldönümleri kutlu olsun.
Yaşar GELER
Yorumlar
Kalan Karakter: