Geçtiğimiz günlerde Milli Savunma Üniversitesi Harp Okulu mezuniyet töreninde kılıçla yemin eden teğmenler “Atatürk'ün askerleriyiz” diyerek kılıçlarını çekip hep bir ağızdan bağırıyorlardı...
Balıkesir İmam Hatip Lisesi’ni okul birincisi, Necatibey Eğitim Fakültesi ilköğretim matematik öğretmenliğini yine bölüm birincisi olarak bitiren; Cebir ve Sayılar Teorisi alanında çalışmış olduğum doktora tezim ile Türkiye'de ilk ve tek, dünyada da bu alanda çalışan dört kişiden biri olarak öncelikle genç Teğmen İkra Kuyumcu’yu Hava Harp Okulu’nu birincilikle bitirmesinden dolayı tebrik ediyorum. Bilim kadını bir akademisyen öğretmen, aynı zamanda da gazeteci köşe yazarı olarak İkra Kuyumcu’nun başarılarının devamını dilerim... Umuyorum ki, haklarında başlatılan inceleme ve soruşturmalardan ceza almaz ve Türk ordusuna, Türk milletine hizmet eden, başarılı bir kadın asker olur. Hem ordumuzu hem de ülkemizi gelecekte elde edeceği başarıları ile gururlandırır.
Söz konusu bu yemin, 28 Şubat’ın karanlık ve puslu döneminde ortaya çıkmış ve daha sonra da 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından ordu içerisinden kaldırılmış bir yemin...
Genç Teğmenler ile ilgili bir inceleme başlatılmış. İnceleme sonucunu ve olası getirilerini hep beraber göreceğiz inşallah... Olayın o kısmı, ilgili makamların konusu. Şimdilik bu konu netleşinceye ve hukuki süreç tamamlanıncaya kadar bu konuda yorum yapmak doğru olmaz. Herhangi bir isabetli yorum yapabilmek için inceleme sonucunu beklemek en mantıklısı diye düşünüyorum.
YERYÜZÜNDE İKİ TARAF VARDIR; YA MUHAMMED MUSTAFA (S.A.V.) EFENDİMİZ’İN ASKERİ OLURSUN YA DA EBU CEHİL’İN
Hz. Muhammed (S.A.V.) Efendimiz, miladi takvime göre 20 Nisan 571’de dünyamızı şereflendirdi...
40 yaşındayken de Cebrail (A.S.) tarafından kendisine Peygamber olduğu bildirildi...
DÜNYADA HZ. MUHAMMED MUSTAFA (S.A.V.) EFENDİMİZ’İN ASKERİ OLMAYAN HER KİM VARSA BİLMELİDİR Kİ O KİMSELER EBÛ CEHİL’İN ASKERİDİR
Allah (C.C.) kuralları kesin ve net bir şekilde ortaya koymuştur. İnanmak ya da inanmamak kişinin kendi tercihidir elbette. Kimse inanmaya veya inanmamaya zorlanamaz. Bunu da özellikle belirteyim. İslâm inancına göre; kıyamete kadar ya Hz. Muhammed Aleyhisselam Efendimiz’in askerisin ya da Ebû Cehil (Cahillerin Babası) olarak bilinen kafirin askerisin...
Üçüncü bir şık, üçüncü bir yol, üçüncü bir taraf, üçüncü bir komutan yoktur.
Biri Allah'ın (C.C.) Hz. Muhammed Aleyhisselam aracılığıyla insanlara tebliğ edilen yolu, diğeri de karşı taraf olan gavurların, müşriklerin, putperestlerin, Ateist'lerin, siyonistlerin, Allah düşmanlarının, Peygamber düşmanlarının, Kur'an-ı Kerim düşmanlarının; ineğe, öküze, ite, köpeğe, paraya, pula, makama, güce, kula tapanların yoludur.
Mutlak ve tek güç Allah’a (C.C.) aittir.
YA MUHAMMED MUSTAFA (S.A.V.) YA EBÛ CEHİL
Yeryüzü üzerinde başka taraf kesinlikle yoktur.
Bir Hadis-i Şerif’te Peygamber Efendimiz (S.A.V.) “Bana itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur. Bana isyan eden de Allah’a isyan etmiş olur.” diye buyurmuştur (Müslim, İmâre, 33.).
Hz. Muhammed Efendimiz’in (S.A.V.) yolu, Allah'ın (C.C.) yoludur. Dolayısıyla Cennet’in yoludur.
Ebû Cehil'in yolu ise sapmış, sapıtmış, insanlıktan çıkmış, hayvandan daha aşağı bir konumda yaşayıp geberenlerin yoludur. Dolayısıyla Cehennem’in yoludur.
BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞINDA EBÛ CEHİL’İN ASKERLERİ KİMLERDİ?
Osmanlı İmparatorluğu'na hangi gavurlar savaş açtı?
Kafkas ve Galiçya cephelerinde Ruslarla, Makedonya'da Yunan ve Fransızlarla, Çanakkale'de İngiltere, Fransa ve İtalya ile; Filistin, Suriye ve Irak cephelerinde ise İngiliz ordularıyla savaşıldı.
Perde gerisinde hep siyonist kafirler vardı...
Kuklacı olan daima siyonist kafirlerdi...
Yani Osmanlı İmparatorluğu yedi cephede de aslında siyonistlerle savaştı.
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK DE OSMANLI İMPARATORLUĞU’NUN KIYMETLİ BİR ASKERİYDİ
Mustafa Kemal Atatürk öğrenimini Selanik Askerî Rüştiyesi ve Manastır Askerî İdadisi’nde sürdürdü. 1899'da girdiği İstanbul Harbiye Mektebi'ni 1902 yılında “piyade teğmen” rütbesiyle, Harp Akademisi'ni de 1905'te “kurmay yüzbaşı” olarak bitirdi. Mustafa Kemal 1905 yılında Şam'da 5. Ordu'da, 1907'de Makedonya'daki 3. Ordu'da Osmanlı İmparatorluğu tarafından görevlendirildi.
ATATÜRK HANGİ CEPHELERDE SAVAŞTI?
Birinci Dünya Savaşı’nda;
Sofya'da Askeri Ataşelik, 1913-1914.
Çanakkale Savaşı, 1914-1915.
Kafkas Seferi, 1915-1917.
Sina ve Filistin Cephesi, 1917-1918.
“Atatürk; 57 yıllık ömrüne 11 savaş, 24 madalya, 7 nişan, 13 kitap, 1 ülke ve milyonlarca özgür insan sığdıran bir asker, siyaset ve devlet adamıdır."
OSMANLI İMPARATORLUĞU’NU MUSTAFA KEMAL ATATÜRK YIKMAMIŞ, BİLAKİS SAVUNMUŞTUR.
Osmanlı İmparatorluğu’nun kıymetli bir askeri olan Mustafa Kemal Atatürk, Osmanlı'nın toprak bütünlüğünü korumak için savaşmış; gavurların ülkemizi işgal etmesini önlemek için, sömürge bir ülke olmayalım diye cepheden cepheye koşmuştur.
Fakat daha sonra gelişen askeri, siyasi ve diplomatik olaylar zincirinde Osmanlı İmparatorluğu yerine Türkiye Cumhuriyeti’ni kurması gerekmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu’nun önemli bir askeri mevkiinde görev yapan Mustafa Kemal Atatürk de koskoca Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasını istemezdi...
YA ALLAH’IN (C.C.) YOLU YA EBÛ CEHİL'İN YOLU
Bir taraf İslâm’ı bitirmek, ezan-ı Muhammedî‘yi susturmak, Müslümanları öldürmek için canhıraş uğraşırken diğer taraf da Allah (C.C.) düşmanlarını durduranların yoludur.
Gavurlar ya da Müslümanlar kişisel çıkarları için veya toprak için, yeraltı zenginlikleri için zaman zaman birbirleri ile savaşır. Bu savaşlar insanoğlunun kendi nefsi için girmiş olduğu savaşlardır. Bu tamamen apayrı bir konu…
Asıl, kıyamete kadar sürecek olan savaş ise Hz. Muhammed Aleyhisselam ve Ebû Cehil'in savaşıdır.
DEĞERLİ HOCAMIZ HALİL KONAKÇI’NIN DEDİĞİ GİBİ
En büyük komutan, en büyük asker, en büyük devrimci, en büyük yol gösterici, en büyük devlet adamı, en büyük siyasetçi, insanları Allah'ın (C.C.) yoluna, kurtuluşa ve insan olmaya davet eden Muhammed Mustafa Aleyhisselam’dır.
Kıyamete kadar bu hiçbir zaman, hiçbir şart ve hiçbir koşulda hiç değişmeyecektir.
Kelime-i Şehadet getiren ve Müslüman olan herkes Allah'ın (C.C.) askeridir.
Biz Müslümanlar, kulluk vazifesi kapsamında; Allah (C.C.) için mücadele eder ve savaşır, Allah (C.C.) için vatan savunması yapar, Allah'a (C.C.) ibadet etmek ve yine Allah’a (C.C.) dua etmek için yaşarız.
ALLAH (C.C.) VE HZ. MUHAMMED'İ (S.A.V.) ADETA YOKSAYARAK HAREKET ETMEK YANLIŞTIR
Bazı kendini bilmez densizler, bazı okumuş cahiller, bir kısım Ateistler, bir grup kişisel çıkar peşinde koşanlar ve Fetö terör örgütü gibi yapılanmalar zaman zaman Mustafa Kemal Atatürk üzerinden ülkemizde tartışma çıkarmak ve kaos ortamı oluşturmak suretiyle ülkemiz insanlarını ayrıştırıp ötekileştirmenin peşine düşmüşlerdir.
Atatürk, 85 milyon Türk vatandaşının ortak değeridir.
HZ. MUHAMMED MUSTAFA (S.A.V.) GELMEMİŞ OLSAYDI, DÜNYADA NE ATATÜRK OLURDU NE DE İNSANLIK
Hz. Muhammed Aleyhisselam dünyamızı şereflendirmemiş olsaydı havaya, toprağa, güneşe, ateşe veya şeytana tapan; güçlünün zayıfı öldürdüğü, zalimlerin ve putperestlerin zalimlik yaptığı, sapıkların mazlumlara tecavüz ettiği, hak ve hakikatın olmadığı, tam anlamıyla zalimlerin hüküm sürdüğü bir dünya olurdu.
Tüm insanlık, tıpkı siyonist teröristler gibi sapkın ve bebeklerin kafasını koparacak kadar cani bir topluma, bir yaratığa, hayvandan daha aşağı bir varlığa dönüşürdü.
Kimsede insanlık olmazdı. Herkes hayvanlardan daha aşağı bir hayat yaşardı. Sonra da geberir ve Cehennem’e giderdi.
Hz. Muhammed Aleyhisselam dünyamızı şereflendirmemiş olsaydı ne kulluk bilincinde olan insanlar olurdu, ne de kul hakkı, insan hakkı diye bir kavram olurdu.
Hz. Muhammed Aleyhisselam dünyamızı şereflendirmemiş olsaydı dünyada şerefli bir tek Allah'ın (C.C.) kulu olmazdı.
Şeref; sadece Allah'a (C.C.), O’nun Peygamberlerine ve mü’min kullarına aittir.
MUSTAFA KEMAL'İN ÖĞRETMENİYİM
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün öğretmeniyim ve Atatürk'ün öğretmeni olmaktan da onur ve gurur duyuyorum.
İNSANLIĞIN ÖĞRETMENİ MUHAMMED MUSTAFA’DIR (S.A.V.)
İlk yaratılan Hz. Âdem'e (A.S.) bilmediklerini öğreten Yüce Rabbimizdir. Bunun içindir ki öğretmenlik mesleği yüce ve kutsal bir meslektir. Bütün Peygamberler birer öğretmendir. Zira Sevgili Peygamberimiz (S.A.V.); “Ben ancak bir muallim/öğretmen olarak gönderildim” (İbn Mâce, Sünnet. 17) buyurmuştur.
Mustafa Kemal Atatürk'ün öğretmeni de Muhammed Mustafa Sallallahüaleyhivessellem’dir.
Ya Hz. Muhammed Aleyhisselam'dan ders alır, Hz. Muhammed Aleyhisselam’ın öğrencisi olursun; ya da Ebû Cehil'in öğrencisi...
Müslüman olarak doğup Müslüman olarak yaşayıp hatta Müslüman olarak şehitlik mertebesine ulaşanlara ne mutlu!
Gerisi laf, hikâye, angarya…