Sayın Mustafa Otrar'ın gerçekleştirdikleri listesine baktığınızda ilk göreceklerinizden bir tanesi bilimi ve bilimselliği çöpe atması olacaktır.
Akademik eğitim almış ve Milli Eğitim Bakanlığında Genel Müdürlük görevine kadar yükselmeyi başarmış Sayın Mustafa Otrar'ın ne bilim kadın öğretmenine saygısı var, ne hak ve hukuka saygısı var, ne akademik çalışmalara ve başarılara saygısı var…
Ne onca yıl emek vermiş, dirsek çürütmüş, doktora yapmış, ulusal ve uluslararası düzeyde bilimsel projeler yapmış somut bir emeğe saygısı var…
Sayın Mustafa Otrar'a şunu sormak istiyorum: Madem “Akademik kariyerin Milli Eğitim Bakanlığında bir karşılığı yok” denilip akademik çalışmanın bir önemi ve değeri yoksa Siz neden Doçent ünvanını alacak çalışmalar yaptınız?
Siz Doçent ünvanınız ile Milli Eğitim Bakanlığında Genel Müdürlük makamına kadar yükselebiliyorsunuz da şahsım doktora mezunu olarak üstelik de Bilsem’de müdür yardımcısı olma hakkını kazanmışken Sizin keyfi bir imzanız ile nasıl kovuluyorum? Hadi cevap verin Sayın Genel Müdürüm.
At imzayı, akademik kariyeri göz ardı et, çekil kenara, ne âlâ memleket… Bilim kadını öğretmenin başka işi yok, yıllarca mahkeme mahkeme, kapı kapı dolaşsın dursun “Kazanılmış hakkımı geri alacağım” diye...
Sayın Mustafa Otrar, madem Bilim ve Sanat Merkezinde kadrolu çalışan doktoralı bilim kadın öğretmenini bir imza ile kovuyorsunuz, o zaman Bilsemlerin açık durmasının hiçbir anlam, önemi ve değeri kalmaz ki...
Hukuk dışı aldığınız kararlar ile Bilsemleri maalesef birer bilim çöplüğüne çevirdiniz...
Bakanlığın açmış olduğu Bilsem öğretmenliği mülakatına girmiş ve kazanmış olduğum, yıllardır kadrolu olarak da görev yaptığım Bilsem öğretmeni olma hakkımı feshedip nasıl oluyor da Milli Eğitim Bakanlığındaki bir Genel Müdür olarak Bilsem öğretmenliğime keyfi bir imza ile son verebiliyorsunuz? İnanın, insanın aklı havsalası almıyor.
Her şey bu kadar basit mi?
Her şey bir Genel Müdürümüzün keyfine mi kalmış?
Biz Milli Eğitim Bakanlığında neyiz, neciyiz?
Resmen, kadın bilim öğretmenine köle Isaura muamelesi yapılıyor...
Sayın Genel Müdürümüz hukuki deyişle kazanılmış hakkıma nasıl keyfi bir imza ile son verebiliyor? O zaman hukuk devleti bu işin neresinde yer alıyor?
Şu an Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü olan Doç. Dr. Sayın Mustafa Otrar, Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümünde Ölçme ve Değerlendirme Anabilim Dalında Yardımcı Doçent olarak görev yapmış.
SAYIN MUSTAFA OTRAR’A ŞU SORUYU SORMAK İSTİYORUM:
BİR DOKTORALI BİLİM ÖĞRETMENİ OLAN ŞAHSIMI BİLSEMDEN KOVMAK İÇİN HANGİ SOMUT DELİLE DAYANDINIZ?
Bana kalırsa, Bilsemden kovulmam noktasında Sayın Mustafa Otrar'ın hiçbir somut veriyi ölçtüğü, biçtiği ve değerlendiği falan yok.
Dönemin Balıkesir Karesi Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Bilim ve Sanat Merkezi Müdürü Turgut Kıvanç, Bilim ve Sanat Merkezi öğretmeni olmadan önce görev yapmış olduğu köy okulundan arkadaşı Tuncay Evliyaoğlu’na Bilsemde müdür yardımcısı olması yönünde söz vermiş.
TORPİLLİ TUNCAY EVLİYAOĞLU KİMDİR?
Dört yıllık üniversite mezunu, bir köy okulunda görev yapan bir sınıf öğretmeni ve daha önceden de müdür yardımcılığı yapmış.
Bilsem öğretmeni değil.
Bilsemde ders verme yeterliliğine sahip bile değil.
Bilsemde müdür yardımcısı olması da bir anasınıfı öğretmeninin lisede müdür yardımcısı olması ile eşdeğer mantıkta… Normal şartlarda olamaz yani…
Ona Bilsemde müdür yardımcılığının kapısını açan önemli ayrıntı: Dönemin Bilsem müdürü Turgut Kıvanç’ın torpilli arkadaşı.
Bilsem müdürü Turgut Kıvanç, bu can ciğer kuzu sarması arkadaşına neyin karşılığında kendisini Bilsemde müdür yardımcısı yapma sözü vermiş acaba?
Buradan herhangi bir maddi menfaat elde etmiş mi?
Babasının hayrına Bilsemde makam hediye edecek hali yoktur herhalde…
Bilsemde, bir Bilsem müdürü nasıl oluyor da bir kadın bilim öğretmeninin makam ve kariyer hakkını engelleyebiliyor? Yetki ve görev alanına böylesi hayati bir konu nasıl keyfice dahil edilebiliyor? Hangi Kanun maddesine dayanarak?
BİLİMİN OLDUĞU YERDE TORPİLİN NE İŞİ VAR?
Ya bilim vardır, ya torpil. Bilim ile torpil mümkünatı yok aynı yerde duramaz! Torpilin olduğu yerde bilim ölür. Torpilin var olduğu yerde bilim duramaz, ait olduğu adaletli başka bir yere kaçar...
Kuvayi Milliye şehri Balıkesir’in önemli gazetesi Balıkesir Ekspress Gazetesi’nin 03.10.2023 tarihinde manşetten vermiş olduğu haber şöyle:
“ÖĞRENCİLERİN PARA ÖDÜLÜNE GÖZ DİKTİ”
Kim göz dikiyor? Gazetenin haberine göre Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Bilim ve Sanat Merkezinde kadrolu görev yapan P.S. adlı kimya öğretmeni...
Ekspress Gazetesi’nin haberine göre; “P.S. adlı öğretmenin, danışman öğretmenliğini üstlendiği iki öğrencinin TÜBİTAK ‘1. Ulusal Liseler Patent ve Faydalı Model’ yarışmasından aldığı 20 bin lira tutarındaki para ödülünde pay talep ettiği iddia edildi. TÜBİTAK’tan birincilik ödülü olarak 20 bin lira ödül almaya hak kazanan öğrencilerden ödülün 6 bin lirasını talep eden öğretmenin, bir öğrencinin kendisine düşen 3 bin lirayı ödememesinden dolayı öğrencilerin Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nden de alacağı bilgisayar ödülünün önünün tıkandığı iddia edildi.”
BİLSEM MÜDÜRÜ TURGUT KIVANÇ NE YAPIYOR?
Yine Ekspress Gazetesi’nin aynı haberine göre; “Para ödülüne göz diken öğretmen payını alamadı diye, yarışmada dereceye giren öğrencilerin Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nden alacakları vaat edilen bilgisayar ödüllerinin önünü tıkıyor.”
Gazetenin haberine göre dönemin Bilsem müdürü Turgut Kıvanç bu korkunç "Rüşvet" çarkının maalesef içinde, tam göbeğinde.
Ve bu skandal haberin baş aktörlerinden biri olan Turgut Kıvanç halen başka bir Bilsemde müdür...
SAYIN MUSTAFA OTRAR, SİZ GERÇEKTEN BİLİM VE SANAT MERKEZLERİNE HAKİM MİSİNİZ?
Sayın Mustafa Otrar'a şu soruyu sormak istiyorum.
Böyle bir Bilsem müdürü sizce hiç çıkarı ve menfaati olmadan bir iş yapar mı veya arkadaşına torpil yapar mı?
Öğrencilerin para ödülünden pay kapmaya çalışanlara destek çıkan bir okul müdürü neler yapmaz ki?
SAYIN MUSTAFA OTRAR, BİLSEMLERE YÖNETİCİ SEÇME AŞAMASINDA DÖNEN TORPİL OLAYLARINA NE KADAR MUVAFFAK?
Sayın Mustafa Otrar, şahsım hakkında size nasıl bir bilgi aktarması yaptılar, bilmiyorum. Lakin…
Bilsem öğrencilerimin tam "üç" yıldır doktoralı bilim uzmanı matematik öğretmenlerinden alması gereken ve son derece uzmanlık gerektiren dersleri alamamalarının tek sorumlusu sizsiniz!
Bu vebal ve sorumluluk öncelikli olarak sizin şahsınıza aittir, Sayın Genel Müdürüm.
Görünen o ki, Sayın Mustafa Otrar’ın Milli Eğitim Bakanlığında Özel Eğitim ve Rehberlik Genel Müdürlüğü koltuğuna oturur oturmaz ilk yaptığı icraat maalesef bilim kadını bir öğretmeni Bilsemden kovmak olmuş...
Sanırım bilim ve bilimsellik adına yapılacak binlerce öncelikli iştense bir bilim öğretmenini Bilsemden kovmak çok daha önemli ve mühimmiş Sayın Mustafa Otrar için...
2022 yılında EKYS (Eğitim Kurumlarına Yönetici Seçme Sınavı) yazılı sınavı ve mülakatına girdim ve kazandım. NOKTA.
Sayın Mustafa Otrar ise sorumlu olduğu Kurum çatısı altında yıllardır üstün başarılarla maksimum gayret içinde (sınavla kazanıp kadrolu olarak) görev yapan bilim kadın öğretmenini, “Kendi başarısı ile yöneticilik hakkı kazanmış” diye tebrik edip şahsıma, makamına yakışır şekilde takdir çiçeği göndereceği yerde şahsımı Bilsemden kovuyor…
10 yılı bilfiil Bilsem öğretmeni olmak üzere, 21 yıllık ve doktoralı ilköğretim matematik öğretmeniyim.
BİLSEM ÖĞRETMENLİĞİMDEN ÖNCE CEBİR VE SAYILAR TEORİSİ ALANINDAKİ DOKTORAMI TAMAMLADIM
Bilsem öğretmeni olmak için Milli Eğitim Bakanlığının talep ettiği akademik kariyer dosyamı (Balıkesir’de alanımda en yüksek akademik puana sahip dosya) teslim ettim ve yine Bakanlığın bizzat yapmış olduğu mülakatı kazanıp Bakanlık ataması ile kadrolu Bilsem öğretmeni oldum.
BALIKESİR'DE ERKEK EGEMENLİĞİ ALTINDAKİ TORPİLLİ MAKAM HIRSIZLIĞINDAN HABERİNİZ YOK HERHALDE
Size açık konuşayım, Sayın Mustafa Otrar.
Doktoralı bilim kadını bir öğretmen, tüm sınav engellerini başarıyla aşmış olmasına rağmen bir Bilseme müdür yardımcısı olamıyorsa bence Bilsemlerde bilimden ve bilimsellikten hiç mi hiç söz etmeyin!
BİLSEM TÜBİTAK PROJELERİNDE RÜŞVET DÖNÜYORSA ORADA BİLİM VE BİLİMSELLİK YOKTUR, SAYIN MUSTAFA OTRAR
Ne âlâ memleket.
Öğrenciden rüşvet istediği basın tarafından belgelenen öğretmen hala Bilsemde görev yapabiliyor ve üst düzey yetkililerce hala ödül üstüne ödüllerle ödüllendiriliyor.
O öğretmeni koruyan, kollayan, torpil sever, makam hırsızı koruyucusu Turgut Kıvanç ise halen bir başka Bilsemde müdürlük yapıyor.
Neyin ölçülmesi, neyin değerlendirilmesi, neyin denetlenmesi ve nasıl bir adalet bu?
YALAN VE İFTİRA DOLU ŞİKAYET SONRASI PÜFÜRÜKTEN TUTULMUŞ BİR MUHAKKİK RAPORU
Balıkesir İl Milli Eğitim Müdürlüğünde görevli muhakkikler tarafından hazırlanan, son derece yanlı, taraflı, hiç de adil olmayan ve hukuka, adalete uygun olmayan bir rapor neticesinde ve son olarak da Sayın Mustafa Otrar'ın keyfi imzası ile kadrolu olduğum Bilsem okulundan kovuldum, iyi mi?
O hazırlanan muhakkik raporunun çöp kadar değeri yok.
Çöpe atılacak bir muhakkik raporunu alıp işleme koymayı hangi bilim ve bilimsellik ile açıklayabilirsiniz?
Veya hangi hak, hukuk, adalet sistemi ile açıklayabilirsiniz?
Sayın Mustafa Otrar, TRT HABER'e yapmış olduğu açıklamada özel yetenekli öğrencilerimizden söz etmiş.
Özel yetenekli öğrencilere, standart/ücretli/görevlendirme öğretmenler ders verecekse o zaman Bilseme ne gerek var?
Madem bu öğrencilerimiz özel yetenekli ise, öğretmenlerinin de bir o denli donanımlı olması gerekmez mi?
Gerekmezse o zaman Bilim ve Sanat Merkezleri göstermelik mi?
Zira, yürürlükteki Milli Eğitim Bakanlığı Bilim ve Sanat Merkezleri Yönergesi’ne göre:
“MADDE 5 – (1) BİLSEM’ler okul öncesi eğitim, ilkokul, ortaokul ve lise çağındaki özel yetenekli öğrencilerin bireysel yeteneklerinin farkında olmaları ve kapasitelerini geliştirerek en üst
düzeyde kullanmalarını sağlamak amacıyla … hizmet alması öngörülen öğrenci
sayısı gibi hususlar da dikkate alınarak valiliklerin teklifi üzerine Bakanlıkça açılır.”
“MADDE 6 – (1) Türk millî eğitiminin genel amaçları ve temel ilkeleri doğrultusunda
BİLSEM’de sunulan eğitim hizmetleri ile özel yetenekli öğrencilerin;
a) Atatürk ilke ve inkılaplarını benimseyen; ailesini, vatanını, milletini seven, ülkesine karşı görev ve sorumluluklarını bilen, bunları davranış hâline getirmiş bireyler olarak yetiştirilmesi,
b) Ülkesinin millî, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve
geliştiren; hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip; lider, yapıcı, yaratıcı ve ülke kalkınmasına katkıda bulunan bireyler olarak yetiştirilip geliştirilmesi,
c) Bilimsel düşünce ve davranışlarla estetik değerleri birleştiren, üretken, sorun çözen, kendini gerçekleştirmiş bireyler olarak yetişmeleri, yetenekleri ve yaratıcılıklarını erken yaşta fark ederek en üst düzeyde kullanmaları,
ç) Öğrencilerin yaratıcı düşünce, keşif, icat, sosyal ilişkilerde başarı, inovasyon, liderlik,
iletişim ve sanatsal beceriler kazanmaları,
d) Özel yetenekleri doğrultusunda bilimsel çalışma disiplini kazanmaları, disiplinler arası düşünme, sorunları çözme, belirlenen ihtiyaçları karşılamaya yönelik projeler gerçekleştirmeleri amaçlanır.”
“MADDE 7 – (1) BİLSEM’deki eğitim ve öğretim etkinliklerinin aşağıda belirtilen ilkelere uygun olarak düzenlenmesi ve yürütülmesi esastır:
…
ç) Eğitim ve öğretim etkinliklerinde öğrencilerin üst düzey düşünme becerileri kazanmalarını sağlayacak uygulamalara yer verilir.”
“MADDE 15 – (1) BİLSEM’de eğitim ve öğretim hizmetlerinin yürütülmesinde aşağıdaki hususlar dikkate alınır:
…
b) BİLSEM’de özgün ürün, proje ve üretimlerin gerçekleşmesi için öğrencilerin yeteneklerine uygun proje tabanlı, disiplinler arası, zenginleştirilmiş, farklılaştırılmış eğitim programı uygulanır ve eğitim etkinlikleri düzenlenir.”
“Eğitim ve öğretim programlarının ilkeleri
MADDE 16 –(1) BİLSEM’lerde uygulanacak eğitim ve öğretim programları, aşağıda belirtilen ilkeler çerçevesinde hazırlanır ve geliştirilir:
a) Programlar, ilgili sınıf/branş öğretmenlerinin rehberliğinde, öğrenci merkezli ve disiplinler arası yapıda, bireysel öğrenmeye uygun, öğrencilerin etkin problem çözme, karar verme ve
yaratıcılık gibi yetişkinlik dönemlerinde ihtiyaç duyacakları üst düzey zihinsel, sosyal, kişisel ve akademik becerileri kazanmalarını sağlayacak şekilde ilgi, yetenek ve potansiyellerine göre
farklılaştırılarak ve zenginleştirilerek hazırlanır.”
Sizce bu ileri uzmanlık gerektiren yeterlilikler standart öğretmenlerle sağlanabilir mi?
Onca yıl alanında uzmanlığını, yapmış olduğu tüm akademik çalışmalarla ispat etmiş ve öğretmenliği tartışmasız takdirler ve ödüller almış, yıllarca donanımlı bir Bilsem öğretmeni profili inşa edebilmek için Milli Eğitim Bakanlığının onca eğitimiyle yatırım yaptığı bir bilim kadını öğretmen, uyduruk şikayetlerle hazırlanmış püfürükten bir soruşturma raporuna istinaden gözden çıkarılıp keyfi bir imza ile adeta “atıla çıkarılarak” bu özel yetenekli öğrenciler standart öğretmenlere teslim edilebilir mi?
Bu ciddi bir kamu zararı değil midir?
Ya da Milli Eğitim Bakanlığı yürürlükte olan ilgili yönergesini yok mu saymaktadır?
GÜNÜMÜZDE “BİLSEMDE GÖREVLENDİRME” GİBİ SAÇMA SAPAN BİR TORPİL UYGULAMASI OLAMAZ
Eğitim sistemimiz Bilsem öğrencilerini, tablet sınavı ve psikolog onayı ile Bilseme öğrenci olarak alıyor.
Fakat öğretmenine gelince, sınavla atama yapılması uygun görülmeyen kadrolara, ekseriyetle torpil sistemi içinde önemli bir koz olarak faydalanılan “görevlendirme” yolu ile öğretmen alınıyor. Bilsemler ilk kurulduğunda bu bir geçici çözüm olarak tertip edilmiş olabilir ama Bakanlığımızın “Bilsem Öğretmenlerini Seçme Sınavı” gibi organize ve müstakil bir sınavı var artık…
Bu öyle bir boyuta ulaşmış durumda ki, Bilsem müdür yardımcısını bile torpil sistemi içinde, herhangi bir sınav şartı aramadan “görevlendirme” ile göreve alıyorlar.
Sonra da çaktırmadan ayak oyunları ile “asaleten” atamasını yapıyorlar.
Sayın Mustafa Otrar, bilim öğretmenleri ayak oyunları ile ellerinden alınmış Bilsem matematik öğrencilerinin vebalini nasıl ödeyeceksiniz?
PARDON DA SAYIN MUSTAFA OTRAR SİZ BİLSEMLER İLE, BİLİM VE BİLİMSELLİK İLE DALGA MI GEÇİYORSUNUZ?
Sayın Mustafa Otrar’ın açıklamaları şu şekilde devam ediyor:
“…Bu kapsamda tamamen özgün, yerli ve milli, yapay zekâ destekli testler gerçekleştiriyoruz. Türkiye'nin kendi SİHA'sını geliştirmesi ile kendi zekâ testini geliştirmesi arasında mantık açısından hiçbir fark yoktur. Yerli ve milli politikası bizim alanımızda da geçerli.”
SAYIN MUSTAFA OTRAR NE SİHASI, NE ZEKASI, NE YERLİSİ, NE MİLLİSİ; VARSA YOKSA TORPİLLİSİ GEÇERLİ
Bilsemde en iyi gelişen ve geliştirilen tek şey maalesef yerli ve milli torpil sistemi...
SAYIN MUSTAFA OTRAR, SİZE BİR DE BEN AÇIKLAMA YAPAYIM. ANLAŞILAN SAHA HAKKINDA, OLDUĞUNDAN FARKLI BİLGİLENDİRİLİYORSUNUZ
Dönemin Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Bilim ve Sanat Merkezi müdürü Muzaffer Çakır, şu an Balıkesir ili Sındırgı ilçesi İlçe Milli Eğitim Müdürü.
Bilsem matematik öğrencilerinin hazırlamış olduğu bilimsel Tübitak projelerini bilerek isteyerek ve kasti olarak çöp etti.
Kendisi Bilsem müdürü iken kurumsal Bilsem Tübitak projemi götürüp verdiğim zaman şahsıma "Hoca Hanım, bu projeden okula kaç para kalacak?” diye sordu.
“Tübitak projelerinin çağrı metninde böyle bir madde olmadığını ve okula bu nedenle hiç para kalmayacağını” söyledim.
Bunun üzerine dönemin Bilsem müdürü Muzaffer Çakır “Hocam okula para kalmıyorsa sen o zaman Tübitak projesi yapma” dedi...
Bir yıl öncesinde matematik alanında yürütücülüğünü yapmış olduğum Bilsem Tübitak projelerinden biri “İl müdürü yerine vekâleten il müdür yardımcısı imzaladığı ve vekâlet yazısı dosyaya eklenmediği” gerekçesi ile Tübitak tarafından reddedilmişti. Resmen onca emeğimizi, benimle birlikte 2 arkadaşımın projesi de dahil olmak üzere çöp etti.
Tübitak’a aynı anda, aynı yetkili imzalarla iki tane matematik ve bir tane de fen projesi gönderiliyor. Tübitak “vekil imzası var” diye iki farklı kategorideki matematik projesini kabul etmiyor.
Fakat Bilsemde fason Tübitak projesi fabrikası gibi çalışıp göstermelik püfürükten durmadan sağı solu değiştirilmiş sözde bilimsel proje üreten dönemin fen öğretmeninin aynı vekâleten yetkili imzalı projesini ise şak diye kabul ediyor.
Tübitak'a “Bu iş nasıl oluyor?” diye birileri çıkıp sorunca da yasal ve hukuki haklarımızı sonuna kadar kullanacağımız endişesi ile mecbur kaldılar, fen öğretmeninin Tübitak projesini iptal etmeye.
Dönemin Bilsem müdürü Muzaffer Çakır okulda tam anlamıyla terör estirdi, “Kim, fen öğretmeninin projesini iptal ettirdi?” diye, “Kim Tübitak'a telefon açtı?” diye... Tübitak’a bir telefonla ulaşıp bir yol katedilebildiğini ilk kez ondan duymuş olduk…
Aynı Bilsem eski müdürü Muzaffer Çakır, şahsımın matematik Tübitak projesi iptal edildi diye ağzı kulaklarında gezmişti daha birkaç gün önce. “Proje yapacak yeterlilikte olmadığım” yönünde ortalıkta dolaşan dedikoduları da cabası…
Fen öğretmeninin Tübitak projeleri hayati önem taşıyor, fakat şahsımın Bilsem matematik öğrencilerine yönelik yapmış olduğu Tübitak matematik projesi dönemin Bilsem müdürü Muzaffer Çakır’ın gözünde çöp, anlayacağınız, Sayın Mustafa Otrar.
Çünkü olası matematik Tübitak projelerinden Muzaffer Çakır’ın çıkarı ve menfaati hiç yok...
SAYIN MUSTAFA OTRAR HİÇ SORDUNUZ MU “BİLSEMDE NEDEN HEP AYNI ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİLER TÜBİTAK PROJESİ YAPIYOR?” DİYE
Değerlendirme sizin ana branşınız olduğuna göre bu soruyu sormak sizin en doğal hakkınız:
“Neden hep Bilsem Tübitak projelerini filan fesmekanın oğlu, kızı (babası veya annesi mesleki kariyeri iyiyse hep onların çocukları) Bilsem Tübitak projelerinde Türkiye Birinciliği alıyorlar?”
NEDEN 10 YIL BOYUNCA BİLSEM TÜBİTAK PROJELERİNİ HEP AYNI ÖĞRETMEN YAPTI:)))
Zurnanın zırtt dediği, yılın sorusuna geldiiiiik.
Balıkesir Karesi Şehit Prof.Dr. İlhan Varank Bilim ve Sanat Merkezinde 10 yıl boyunca neden hep aynı öğretmen Tübitak projesi yaptı ve hep Türkiye Birinciliği aldı:)))
Proje Fabrikası mı kurmuş bu öğretmen?
Yoksa Bilsem Tübitak projesi fason atölyesi mi kurmuş?
Tekstil atölyelesi gibi, cart curt anında bilimsel proje ortaya çıkıyor:)))
Acaba kendisinin bu yüzlerce Türkiye Birincisi Tübitak projelerinden kaç tanesi uluslararası düzeyde ödül almış?
Ne? Sıfır mı:)))
Onların çoğu Bilsem Tübitak projesi değil de sen ben bizim oğlan projesi olmasın sakın...
Bu öğretmenin yapmış olduğu Bilsem Tübitak projelerinden danışmanlık firmalarına kaç lira ödenmiş?
Danışmanlık firmaları Bilsem Tübitak projeleri yapacaksa, üstün yetenekli öğrencilere ne gerek var, Bilsem okullarına ne gerek var?
Bir tane üper züper müper öğretmen 10 yıl boyunca tüm Tübitak projelerini yapıyorsa geri kalan 40 tane öğretmenin Bilsemde ne işi var? Devlet 10 yıl boyunca 40 küsür öğretmene neden maaş vermiş, böyle işler kamu zararı olmuyor mu?
Ufak çaplı bir hesap yaparsak; 40.000x12=480.000 bin TL yıllık, 480.000x10= 4.800.000 TL on yıllık tutar. Bugünkü kuru öğretmen maaşları ile üç aşağı beş yukarı...
Tek öğretmen yeter imiş...
Bu öğretmenin yapmış olduğu Bilsem Tübitak projelerinden “okula para kalma” adı altında sözüm ona okula kalan tüm bu paralara ne olmuş? Ne kadar gelmiş, nereye, ne harcanmış? Bu ciddi ciddi soruşturulması gereken bir husustur, kanımca.
Balıkesir Karesi Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Bilim ve Sanat Merkezinde son 10 yıl boyunca görev yapan tüm herkesin mal varlıkları ciddi ciddi incelenmek zorundadır.
Çünkü bahsi geçen öğretmenin 10 yıl boyunca yapmış olduğu Bilsem Tübitak projelerinin sağı solu değiştirilmiş projeler olduğu, hepsinin yöntemsel ve içeriksel ciddi benzerlikler taşıdığı, ufak çaplı bir araştırma ile bile ortaya çıkarılabilir. Tabii gerçekler ortaya çıksın isteniyorsa…
Yapılan bu fason proje üretiminin söylendiği gibi bilim ile bilimsellik ile maalesef hiçbir alakası yok.
Aynı öğretmenin yapmış olduğu Bilsem Tübitak projelerinin çoğu bırakın Türkiye Birinciliği almayı, çöpten ibaret dahi çıkabilir…
BU SAÇMALIĞA, MOBBİNGLERE, TORPİLLERE SON VERMEK İÇİN BİLSEM MÜDÜR YARDIMCISI OLMAYA KARAR VERDİM, ARDINDAN KOVULDUM
Kim tarafından kovuldum? 10 yıldır Bilsemde göstermelik Tübitak projeleri ile Türkiye Birinciliği alanlar tarafından.
Bilsem Tiyatrosu oyuncuları tarafından kovuldum.
Şahsımı canhıraş Bilsemden kovmak için gece gündüz uğraşan kişilerin bilim ve bilimsellik ile hiçbir ilgisi yoktur. Tamamının Tiyatro oyunculuğu ile ilgi ve alakaları vardır.
SAYIN MUSTAFA OTRAR, GELİN EN İYİSİ
BİRBİRİMİZİ KANDIRMAYI BIRAKALIM
Siz gerçekten “Yerli, Milli ve Bilimsel” Tübitak projelerinin yapılmasını istiyorsanız ve bu bilimsel projeler ile Türk teknolojisinin gerçek anlamda gelişmesini istiyorsanız;
1- Bilsem müdürlerini doktoralı bilim öğretmenlerinden seçin.
2- Görevlendirme ile Bilseme torpilli ne öğretmen, ne müdür, ne de müdür yardımcısı alın.
3- Bilsem Tübitak projelerinin, Bilsem müdürleri tarafından türlü mobbingler ile engellenmesine son verin.
4- Bilimden, bilimsel süreçten ve bilimsellikten bihaber kişileri Bilsemde müdür veya müdür yardımcısı yapmayın.
5- “Tüccar öğretmen” ve “Tüccar müdür” kafası ile hareket eden kişileri Bilsemden kovun. Şahsımı değil...
6- Mümkünse bilim öğretmenlerinin makam ve kariyer hakkılarını Vali Beyler’in insiyatif yetkisinden alın. Bilim ve bilimsellik ışığında, objektif değerlendirme ve ölçme yapın...
SAYIN MUSTAFA OTRAR ŞİMDİ ANLADINIZ MI SİZİN ÖNÜNÜZE GELEN MUHAKKİK RAPORUNDA NEDEN GÜYA “KURUMLARIN HUZUR VE SÜKUNETİNİ BOZDUĞUMU”
Neden Bilsemde kurumların huzur ve sükunetini bozdum?
Çünkü Bilim kadın öğretmeni olarak kimseden icazet almadan EKYS yazılı ve mülakat sınavına girdim.
Kendi öz başarım ile EKYS yazılı sınav ve mülakatını kazandım.
Gerçekten bilimin ışığında hareket ettim.
Tüccar öğretmen kafasında hiç olmadım. Çünkü benim işim, gücüm; bilimin ve bilimselliğin ışığında ilerlemek.
Yapmış olduğum cebir ve sayılar teorisi alanındaki doktora tezim ile Türkiye'de tek, dünyada ise sadece dört kişiden biriyim.
Bilimden konuşacaksak eğer dünya sıralamalarında bilimsel açıdan doktora tezleri büyük önem arz etmektedir.
İlkokuldan beri, lise ve üniversite dahil, hep okul birinciliğim var.
Matematik öğretmenliği bölüm birinciliğim mevcut.
Ve gerçek anlamda bilime ve bilimselliğe aşık bir matematik öğretmeniyim.
Mobbingci değilim, Ankara’dan torpilim yok.
Hayatım boyunca torpile hiç ihtiyaç duymadım.
Çünkü hiçbir zaman püfürükten bir Bilsem öğretmeni olmadım.
Son olarak Sayın Mustafa Otrar Beyefendi, Bilsemden bilim kadını öğretmenleri kovmakla ancak bilimi ve ilimi öldürürsünüz!
Kofti sahtekarlardan bilim ve bilimsellik çıkmaz, ancak "mış" gibi yaparlar sadece.
Sayın Mustafa Otrar, siz en iyisi mi şahsımın Bilsemden kovulma işini tekrar ölçün, değerlendirin bence. Ne de olsa zararın neresinden dönerseniz kârdır.
Şahsımın torpili yok. O yüzden sürekli kovulup duruyorum, siz çok değerli, çok başarılı Milli Eğitim Bakanlığı Sayın Genel Müdürümüz tarafından.
Saygılarımla.