Göle ilçesinde park halinde duran aracın plakası olmaması nedeniyle kamu görevi yapmaya gelen Göle İlçe Emniyet Müdürlüğü polisleri olayı kişilselleştirince Halis Kılıç, Ulviye Kılıç ve Mesut Kılıç gözaltına alındı.
Çarşamba günü Göle İlçesi, Oltu Caddesi Fatih Eczanesi önünde park halinde duran ve Eczacı Fatih Kılıç'a ait olan Fort Focus marka aracın trafikte olduğunu gerekçe gösteren polisler, araca işlem yapmak için Fatih Eczanesi önüne geldiler. Burada Halis Kılıç ile görüşmek istediğini söylediler. Eczanede bulunan Mesut Kılıç, babasının Gazetede olduğunu, arayıp gelmesini söyledi. Halis Kılıç, Oltu Caddesi Fatih Eczanesi önüne gelerek kendisini soran Emniyet yetiklileri ile konuşmaya başladı. O sırada Eczacı Fatih Kılıç'ın kızkardeşi Ulviye Kılıç Ziraat bankasından çıkarak kardeşinin işyeri olan Fatih Eczanesi önüne geldi. Babası ile konuşan polisleri görünce konunun ne olduğunu sordu. Babası, kızı Ulviye Kılıç'a herhangi bir şey olmadığını, araba ile ilgili konuştuklarını söyledi. Ulviye Kılıç ise abisine ait olan Fatih Eczanesine geçerek oturdu. İçeriye giren Emniyet komiseri, Ulviye Kılıç'tan abisi Fatih Kılıç'a ait olan plakasız aracın anahtarını istedi. Ulviye Kılıç, anahtarı neden istediğini sordu. Komiser cevap vermeyerek, anahtar ve ehliyetini Ulviye Kılıç'tan tekrar istedi. Ulviye Kılıç ne için istediğini tekrar sorduğunda, plakasız araç kullanmaktan yanıtını alınca "ama siz beni tarfikte yakalamadınız. Bu araç park halinde, araç sahibi ben değilim ve trafikte de değilim" demesi üzerine sinirlenen komiser, Ulviye Kılıç'ın kolundan tutarak "O zaman sizi gözaltına alıyorum" deyince Kılıç "beni neden gözaltına alıyorsunuz sebebini söyleyin geleyim" dedi. "Alıyorum seni" diye ısrar eden polis komiserine "yakalama emrinizi gösterin öyle alın" diye ısrar edince, komiser diğer polis memurlarına "hepsini alın içeriye" diye talimat verdi. İşyerine gelen Göleli vatandaşlar olaya tepki gösterdi. Polis tepki gösteren vatandaşlar ile belirli bir müddet tartıştı.
Ulviye Kılıç, polis ile vatandaşlar arasında bir gerginlik çıkmaması için araya girerek vatandaş ile tartışan polisleri ayırt edip, polis aracına yöneldi. Ancak polis memuru gelip kolunu sıkarak yürütmek istedi. Göleli vatandaşlar polisin tartaklarcasına aldığı Ulviye Kılıç için tekrar tepki gösterdiler. Ekip arabası ile ilçe Emniyet Müdürlüğüne götürülen Kılıç, yolda Göle Cumhuriyet Başsavcılığını arayarak, Göle Cumhuriyet Baş Savcısı Mustafa Gündoğdu'ya polislerin kendilerini içeri aldıklarını, buna bir gerekçe göstermediklerini, neden böyle olduğunu sordu. Göle Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Gündoğdu, olaydan haberinin olmadığını söyledi.
Daha sonra Göle İlçe Emniyet Müdürlüğüne götürüldüler. Salonda bekleyen aile fertlerinin bir anda polis etrafını sarınca, tartışma yaşanmaya başlandı. Anahtar ve ehliyeti cebren alma girişiminde bulunan, duran araca işlem yapmak isteyen polis memuru (adı bilinmiyor) Mesut Kılıç'ın İlçe Emniyet Müdürlüğünde "ablama bağırma" demesi üzerine duvara yaslanmasını emir ederek, sinkaf küfür edip karın bölgesine bir yumruk attı. Daha sonra emniyette sorgulanan Halis Kılıç, Ulviye Kılıç, Mesut Kılıç üst araması yapılmak üzere içeri alındı. Bayan polis memuru, Ulviye Kılıç'a ince arama yapacağını söyledi. Ulviye Kılıç bunu red ederek, hasta olduğunu söyledi.
Sağlık kontrolü yapılan tutuklular gözaltına alındı. Tutuklular imzadan imtina ederek, İlçe Emniyet Müdürlüğünde ifade vermediler. Sabah Cumhuriyet Baş Savcılığında ifade veren Halis Kılıç ve Mesut Kılıç serbest bırakıldı. Daha sonra Ulviye Kılıç'ta mahkemeye çıkarılarak serbet bırakıldı.
Olayı soran gazetecilere olayı doğrulayan Ulviye Kılıç, " Neden göz altına alındığımı anlamadım. Çok kötü bir gece geçirdim. Türkiye'nin bu kadar hassas bir döneminde yaşanan olayları şimdi daha iyi anlama şansım oldu. Askerden yetkileri almak isteyen bu devlet, umarım böyle bir polise yetkiyi emanet etmez. Ederse bilemiyorum. Bu çok düşündürücü olur" dedi. Neden böyle düşünüyorsunuz, düşündürücü olan olay nedir? diye sorulunca " polis memuru Ulviye Kılıç bana yumruk attı demiş. Ben hakkımı sordum diye neler yaşadım, yumruk atsaydım heralde polis silahını çekip ateş etmişti. Ayrıca biz İlçe Emniyet Müdürlüğünde beklerken, İlçe Emniyet Müdürü şahitlik yapacak olan polisleri odasına alarak 1 saat konuştu. Diğer polisler ise "arkadaşlar kim şahit olacak" diye İlçe Emniyet Müdürlüğünün holünde konuşuyorlardı. Sizce yeterince düşündürücü değil mi? Bunları yaşayan biri olarak can güvenlğimin tehlikede olduğunu düşünüyorum artık. Bu konuda Ardahan Valiliğinede müracaat edeceğim."dedi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine de başvuruda bulunacağını söyleyen Kılıç, "Gençler tutuklandığımı görünce abla geçmiş olsun, bu polisler hep aynı yapıyor daha önceden bizimde kimliklerimizi sorup, üstümüze gelip bizi tartakladılar" demesi bir ülkede özellikle Göle ilçesi gibi kücük bir yerde oldukça kötü bir durum olduğunu düşünüyorum.
7500 nüfuslu bir ilçede devlet ve devleti temsil eden görevlilerin daha hassas ve duyarlı olması gerekmez mi? diye sormak istiyorum. Savcı gözaltında tutulmamı istemiş, çünkü polis ona tokat attığımı iddaa etmiş. Duyduğum kadarıyla eğer Ulviye Kılıç bu gece içeride kalmazsa bundan sonra ilçede polis ile yaşanacak birtakım olaylarda, polis otoritesi sağlanamayacağı söylenmiş. Ancak ben ne ince arama yapılacak bir suçluyum, nede görevi başında memura mukavemet eden biriyim. Nede benin gözaltında olmam bu otoriteye zarar verir. Bu durumda benim aklıma gelen tek şey, devletin polisinin ilçenin önde gelen esnaflar aracılığı ile birilerine göz dağı vermek için mi böyle bir otorite kullanmak istemesidir.
Anlayamıyorum" dedi.