Nasıl bir karanlık ittifak var arkalarında, bu dolapları ne diye çeviriyorlar?
Radikal Gazetesinden Akif Beki'nin yazısı;
Adliye muhabirlerinin kulağına sıkça fısıldanan bir spekülasyonu, Taraf’ın manşetinde gördük dün.
Acelesi olanlar, Başbakan Erdoğan’a şimdiden ömür biçiyormuş.
Taraf, WikiLeaks belgelerine dayandırıyor son rivayeti.
Ameliyatı sonrasında, kanser dedikodusunu ilk yayımlayan gazete de Taraf olmuştu.
Başbakan’ın sağlığıyla ilgili spekülasyonların arkasında bir amaç var.
Farklı yerlerden aynı noktaya ısrarla atış yapılıyor çünkü.
İstanbul’daki adliye koridorlarıyla Amerikan istihbarat şirketi Stratfor ve WikiLeaks sızıntıları arasında nasıl bir bağ, ne tür bir amaç ortaklığı kurulmuş olabilir?
Bu sorulara cevap teşkil edecek bilgilerden yoksunum.
Tezviratçıların ne kadarı masumane habercilik yapıyor, ne kadarı kötü niyetli bir operasyon mecrasıdır, bilemiyorum.
Kimseyi de bilinçli olarak Başbakan’a yönelik dezenformasyon kampanyası yürütmekle, gayri insani bir yıpratma harekâtının amaçlarına hizmet etmekle suçluyor değilim.
Ama şüpheler etrafında durup düşünmeden de edemiyorum.
“Biz söylemedik, onlar söyledi” yahut “Ne yapalım, elimize verilen belgelerde öyle yazıyordu” şeklindeki mazeretler inandırıcı gelmiyor bana.
Günahına girmeyelim; WikiLeaks’çilerin zabıt kâtipliğiyle yetinmemiş Taraf. Gazetecilik namına, Başbakan’ın ameliyat ekibine de sormuş bu tezviratı. Yaptıkları kuvvetli yalanlamayı da hiç gocunmadan manşetine koymuş.
Fakat arka plandaki gerçek değişmiyor. Bir merkez, kasıtlı olarak yalanlar pompalıyor, bir merkez Başbakan Erdoğan’ın sağlığı hakkında acımasız dedikodular üretip yayıyor.
Stratfor adlı karışık kuruşuk bir yerde, Taraf’ın tabiriyle Başbakan’a ömür biçiyorlar. Belli ki arzularını söylüyorlar.
Yalnız, değerlendirmeyi bununla sınırlı tutmak safdillik olur. Korkunç ve aşağılık bir tezvirat çarkı dönüyor alttan alta.
Mesaj net; ‘Başbakan’ın gidici’ olduğu söyleniyor zımnen. “Hesabınızı ona göre yapın, ayağınızı denk alın” denmiş oluyor.
Tedhiş yöntemlerine Ergenekon’dan aşinayız. Korku ve sindirme taktiklerine, eskinin psikolojik harekâtçılarından talimliyiz.
Fakat onlar içeride. Öyleyse ortamı terörize edenler kim bu sefer?
Nasıl bir karanlık ittifak var arkalarında, bu dolapları ne diye çeviriyorlar?
Toplumu tedirgin etmek, AK Parti içine belirsizlik ve korku havası salgılamak, halkta gelecek kaygısı yaratmak isteyen bu merkez nerede saklanıyor?
Başbakan’ın arkasındaki halk kesimlerini dehşete düşürmek istiyorlar.
AK Parti’yi bölüp parçalamak gibi hesaplar yapıldığı anlaşılıyor. Stratfor’un dün çıkan belgeleri arasında bunlar da var.
‘Parti içinde rekabet yaşandığı, kimin gözünün kimin yerinde olduğu’ gibi senaryolar çalışılmış.
İçeriyi karıştırmak, farklı hesapları olanları harekete geçirmek amaçlanıyor demek.
Ergenekon da yapmıştı bu hesapları. Tehdit, şantaj, baskı, karalama, sindirme ve benzeri, akla gelebilecek her yöntemi denemişlerdi. Ama hiçbiri tutmadı.
Fitnelerini de alıp gittiler.
Yürüyen fitne kılığındaki bu operasyon üssü de aynısını yapıyor. Adam ayartmanın türlü hilelerine başvuruyor.
Ergenekon’un kirli usullerinin topunu birden kullanıyor.
Değer ve ahlak tanımıyor, karanlık emellerine ulaşabilmek için her yolu mubah sayıyorlar.
Toplumu kendilerince biçimlendirmek, siyaseti tanzim etmek sevdasıyla Ergenekon seviyesinden daha aşağıya da alçalabiliyorlar üstelik.
Ama fitneleri iş yapmıyor. Hedefledikleri ortamı bir türlü oluşturamıyorlar.
Millet talimli, siyaset şerbetli; tedhiş yöntemleri sökmüyor.
Az kaldı; Erdoğan’ın Ecevit’e hiçbir açıdan benzetilemeyeceğini anlayınca, yürüyen fitnelerini de alıp giderler.