Bu yüzden birbirini etkileyen veya tetikleyen siyasi gelişmeler için kullanılan bu tabir oldukça yerinde.
Önce Tunus halkı, ellerinde ay yıldızlı bayraklarıyla kendilerini idare eden diktatöre karşı ayaklandı. İlk bakışta dünyanın herhangi bir yerinde herhangi bir nedenle yönetimi protesto eden yığınların masum eylemi gibi görünse de Tunus’lular, Ülkeyi 23 yıldır aralıksız yöneten Zeynel Abidin Bin Ali'nin despot yönetimine daha fazla dayamadılar.
Halk yoksulluk,işsizlik ve sefalet içindeyken büyük bir israf ve gösterişle malikanelerinde gününü gün eden diktatör en sonunda yığınların kitlesel gücüne daha fazla dayanamadı ve ülkeyi terk etti.Böylece İlk kez bir Arap ülkesinde halk ayaklanmasıyla bir lider ülkeyi terk etmek zorunda kaldı.Peki ne oldu da Tunus bu hale geldi.
Sanırım dominoyu harekete geçiren ilk taş olan Tunus’u anlamak isyanların çıkış noktasını ve sonra yaşanacak gelişmeleri kavramamız açısından oldukça önemli.Tunus uzun yıllar Osmanlı hakimiyetinde kalmış hem kuzey Afrika’nın hem de orta doğu’nun batı ile doğu kültürü arasında kalmış ülkelerinden biri.
Osmanlı’nın elinden çıktıktan sonra Tunus’ta tıpkı diğer Afrika ülkeleri gibi Fransız sömürgesi oldu.Fransızlar çok uzun yıllar Akdeniz’in bu güzel ve verimli ülkesini “Fransa emelleri” doğrultusunda sömürdüler.
Sadece sömürmekle kalmadılar kültürlerini ve dillerini de Tunuslulara bir gün geri gelebilme umuduyla hatıra bıraktılar.
Halkının büyük bölümü Arap olmasına rağmen Tunus’ta Fransızca oldukça revaçta.Ülkede Fransız esintilerini her yerde görebilirsiniz.
Osmanlı’nın dili veya kültürü neden Tunus’ta bugün yok? Diye sorduğunuzda verecekleri cevap çok basit: Osmanlı bize dilini zorla öğretmedi, bizi sömürmedi serbest bıraktı. Hoşgörülü davrandı.Ama Fransızlar öyle değillerdi.
Hem biz sömürdüler hem de dillerini öğrettiler.Belki bu yazdıklarım size çok yapay cümleler gelebilir onun için en iyisi gelin Fransız lider De Gaulle’ye kulak verelim De Gaulle kendisine Neden Fransa sömürgemiz olan Tunus'tan çekildik? Diye soran bir gazeteciye şöyle yanıt vermiştir: - Tunus'tan Fransız askerini çektim amma, onun yerine çok daha etkin olan Fransız kültürünü bıraktım! Evet belki Fransızlar gitti ama yerlerine askerden silahtan daha etkili olacak güçler bıraktılar ve bıraktıkları bu güç onları yeniden umutlandırıyor.
Fransız Sömürgesinden sonra bu kez yerli sömürü başladı.
Ülkede demokrasinin olmayışı,ülkeyi yönetenlerle halkın arasında kalın duvarlar oluşu ve halk fakirleşirken,işsizlik artarken insanlar sosyal patlama noktasına gelmişken milyonların kaderini iki dudağının arasında tutan sadece kendini ve dalkavuklarını düşünen, lüks ve ihtişam içinde sefa süren diktatörler günün birinde o masum zavallı ve yoksul insanların nasıl Domino Gibi birbirini iterek meydanlara sokaklara taşırdığını hayal bile edemezlerdi elbette.
Nihayetinde Tunus’ta yaşanan bu sosyal patlama sonrasında talan edilen ilk şeyler Bin Ali’nin serveti oldu gerçi ülkeden kaçarken yanlarında götürdükleri onlara bir ömür yeter ama olsun.
Sonuçta yirmi üç yıl başta olan bir diktatör fareler gibi ülkeyi terk etmek zorunda kaldı Suudi Arabistan “Tek bir siyasi söz sarf etmemek koşuluyla” kabul etti Bin Ali’yi ülkesine.Bin Ali şimdi Fransız kültürüyle yetiştirdiği ve örtünmelerini istemediği karısı ve kızına Arabistan da örtünmeleri gerektiğini söylüyor.
Batılı kaynaklar Tunus’ta yaşanan bu devrime “Yasemin devrimi” adını verdiler.Ve ülkede geçici bir yönetim oluşturuldu. Kısa zamanda ülkede yeni rota belirlenecek.
Yasemin Devrimini yapan Tunus halkı nasıl bir yönetim anlayışı istiyorsunuz? Sorusuna :Türkiye gibi bir yönetim anlayışı istiyoruz dediler hem Müslüman hem demokratik.
Bu mesaj ülkemizin Ortadoğu’daki konumunu bir kere daha gözler önüne serdi.Evet Türkiye bölgede model ülke ve Ortadoğu’nun mazlum halkı Türkiye’yi kendilerine çok yakın görüyor.
Tunus’ta yasemin devrimi domino taşının ilkiydi o taş düştükten sonra bu kez Ortadoğu’nun bir başka önemli devleti ve yine eski bir Osmanlı toprağı olan Mısırda halk ayaklandı.
Asrın Firavunu dedikleri bir başka diktatör Hüsnü Mübarek’e karşı tahrir meydanında toplanan yığınlar Mübarek’e, artık seni istemiyoruz bırak deseler de müthiş bir koltuk sevdası ve egoya sahip olan Mübarek Israrla direniyor. Mısırda da halkın istediği olacak mı bekleyip göreceğiz ama Mısırda da halk Türkiye’yi örnek alıyor.Türkiye Mısırlılara göre de model ülke.
Ortadoğu halkı uyanıyor mu bilemem ama en azından uyanma emareleri gösteriyor.Bütün bu halk hareketleri ve sonrasında yaşanana siyasi gelişmeler.Bundan sonrası için hem sosyolojik hem de politik olarak önemli gelişmelere gebe.Ve domino devrilmeye devam edecek mi bekleyip göreceğiz.
Ama Yemen, Suriye, Fas ve hatta İran teyakkuzdalar. İşin bir başka manidar yanı da Osmanlı’nın çekildiği yerlerde hele Ortadoğu’da kan,savaş ve gözyaşının eksik olmaması.
Kuşkusuz Osmanlı Bölgede bir kalkandı ve dün Osmanlı’ya o coğrafyada karşı çıkanlar Osmanlının Ortadoğu politikasını ancak şimdi anlıyorlar.Ve kimilerine göre Ortadoğu’da bugün yaşananlar ihanetin bedeli…
Sonuçta ne olursa olsun zalimler ve despotlar mutlaka kaybetmeye mahkumdurlar.
Halkı karşısına alan,milletin isteklerine kulaklarını tıkayıp sefa süren.yoksulun,mazlumun ve kimsesizin hakkını gasp edenler mutlaka yenileceklerdir.Zaten yüce Allah da Böyle buyurmuyor mu:
Zulmedenler yakında nasıl bir inkîlabla devrileceklerini göreceklerdir. (Şuara Suresi. 227)
Mehmet Emin AZAT