Modern iş sağlığı ve güvenliği (İSG) uygulamalarında, çalışanların maruz kalabileceği riskleri en aza indirmek temel bir hedeftir. Bu hedefe ulaşmada Kişisel Koruyucu Donanımlar (KKD), vazgeçilmez bir rol oynar. Baretlerden eldivenlere, gözlüklerden emniyet kemerlerine kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan bu donanımlar arasında, belki de en sık göz ardı edilen ancak en kritik olanlardan biri koruyucu ayakkabılardır. Endüstriyel tesislerden inşaat sahalarına, lojistik depolardan gıda üretim hatlarına kadar birçok çalışma ortamı, ayaklar için potansiyel tehlikeler barındırır. Düşen ağır cisimler, zemindeki kesici ve delici materyaller, kaygan yüzeyler, kimyasal sızıntılar ve elektriksel tehlikeler, ayak sağlığını ve dolayısıyla çalışanın genel güvenliğini doğrudan tehdit eder. Bu nedenle, doğru tasarlanmış ve sertifikalandırılmış bir koruyucu ayakkabı, basit bir giyim eşyası değil, hayati bir güvenlik kalkanıdır.
Koruyucu ayakkabı seçimi, estetik kaygılardan çok, iş yerindeki spesifik risk analizine dayalı teknik bir süreçtir. Bir ayakkabının koruma seviyesini belirleyen temel unsurlar, yapısal bileşenleri ve bu bileşenlerin uluslararası standartlara uygunluğudur. Profesyonel bir seçim yapabilmek için bu teknik detaylara hakim olmak gerekir.
Temel Yapısal Bileşenler
Bir koruyucu ayakkabının etkinliği, onu oluşturan parçaların kalitesi ve birbiriyle uyumuyla doğrudan ilişkilidir.
- Burun Koruma (Koruyucu Bombe): Ayakkabının en bilinen güvenlik özelliğidir. Ayak parmaklarını düşen nesnelerin oluşturduğu darbelere ve sıkışmalara karşı korur. Genellikle üç ana malzemeden üretilir:
- Çelik Bombe: Geleneksel ve en yaygın seçenektir. Yüksek koruma sağlar ancak ağırdır ve ısıyı iletebilir.
- Kompozit Bombe: Metal içermeyen, fiberglas, karbon fiber veya plastik gibi malzemelerden üretilir. Çeliğe göre daha hafiftir, ısı ve elektriği iletmez. Metal dedektörlü alanlar için idealdir.
- Alüminyum Bombe: Çelikten daha hafif olup benzer koruma seviyesi sunar, ancak kompozite göre daha az yaygındır.
- Standartlara göre koruyucu bombeler, 200 Joule'lük darbe enerjisine ve 15 kN'luk (yaklaşık 1.5 ton) sıkıştırma kuvvetine dayanıklı olmalıdır.
- Taban Yapısı: Ayakkabının zeminle temas eden ve ayağı alttan gelen tehlikelere karşı koruyan katmanıdır.
- Ara Taban: Zemindeki çivi, vida, cam kırığı gibi delici nesnelerin ayağa batmasını önler. Çelik ara tabanlar esneklik açısından sınırlı olabilirken, Kevlar gibi kompozit (metal içermeyen) ara tabanlar hem daha esnek hem de daha hafiftir.
- Dış Taban: Kayma, aşınma, ısı ve kimyasallara karşı direnç gösterir. Poliüretan (PU), Termoplastik Poliüretan (TPU) ve Nitril Kauçuk gibi malzemelerden üretilir. Çift yoğunluklu PU/PU tabanlar konfor ve dayanıklılığı bir arada sunarken, Nitril tabanlar 300°C'ye kadar kısa süreli temasa dayanıklılık (HRO) gibi özellikler sunabilir.
- Üst Malzeme (Saya): Ayakkabının dış yüzeyidir. Suya, aşınmaya ve kimyasallara karşı koruma sağlarken aynı zamanda nefes alabilirlik sunmalıdır. Süet, nubuk, baskılı deri gibi hakiki deri türleri dayanıklılıklarıyla öne çıkarken, mikrofiber gibi sentetik tekstiller hafiflik ve hijyenik kullanım avantajı sağlar.
Performans Sınıfları ve Ek Koruma Özellikleri
EN ISO 20345 standardı, koruyucu ayakkabıları belirli özelliklere göre sınıflandırır. Bu kodlar, ayakkabının hangi risklere karşı koruma sağladığını net bir şekilde ifade eder:
- SB (Safety Basic): Sadece 200 Joule darbeye dayanıklı burun koruması içeren temel güvenlik seviyesidir.
- S1: SB özelliklerine ek olarak kapalı topuk bölgesi, antistatik özellikler ve topuk bölgesinde enerji emilimi sunar. Kuru ortamlarda çalışanlar için uygundur.
- S1P: S1'in tüm özelliklerine ek olarak delici nesnelere karşı dayanıklı ara taban (P) içerir.
- S2: S1 özelliklerine ek olarak suya penetrasyon ve emilime karşı dirençli üst kısım (saya) barındırır. Islak ortamlarda çalışanlar için gereklidir.
- S3: S2'nin tüm özelliklerine ek olarak delici nesnelere karşı dayanıklı ara taban ve dişli dış taban içerir. En kapsamlı korumayı sunan bu sınıf, inşaat gibi zorlu ve ıslak ortamlar için standarttır.
Bu ana sınıfların yanı sıra HRO (ısıya dayanıklı taban), CI (soğuk yalıtımı), ESD (Elektrostatik Deşarj) gibi ek kodlar, ayakkabının özel risklere karşı korumasını belirtir.
Teorik bilgi, pratik saha senaryolarıyla birleştiğinde anlam kazanır. Her sektörün risk profili farklıdır ve bu da KKD seçimini doğrudan etkiler.
İnşaat ve Ağır Sanayi
Bir şantiye ortamı, en karmaşık risk senaryolarından birini sunar. Yüksekten düşebilecek bir tuğla, zemine dağılmış inşaat demirleri, çamurlu ve kaygan zeminler... Bu ortamda çalışan bir personel için en doğru tercih, S3 sınıfı bir ayakkabıdır. Çelik veya kompozit burun koruması, delici nesnelere karşı çelik veya kompozit ara taban, su geçirmez saya ve kaymayı önleyici derin dişli bir dış taban mutlak gerekliliktir. Ayrıca, burkulmaları önlemek için bileği destekleyen bir bot modeli tercih edilebilir.
Lojistik ve Depolama
Depo ortamında riskler daha çok düşen paketler, forklift tekerleklerinin ezme tehlikesi ve uzun saatler ayakta durmaktan kaynaklanan yorgunluktur. Burada genellikle S1P sınıfı bir ayakkabı yeterli olacaktır. Burun koruması ve delinme direnci temel güvenlik sağlarken, ayakkabının hafif ve ergonomik olması, çalışanın gün sonu yorgunluğunu azaltır. Eğer hassas elektronik bileşenlerin olduğu bir depoda çalışılıyorsa, statik elektriği kontrollü bir şekilde boşaltan ESD özellikli modeller tercih edilmelidir.
Gıda ve Sağlık Sektörü
Bu sektörlerde en büyük risk, dökülen sıvılar (su, yağ) nedeniyle kayganlaşan zeminlerdir. Ayrıca hijyen de kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, S2 sınıfı, özellikle kaymazlık (SRC) sertifikası en üst düzeyde olan ayakkabılar seçilmelidir. Su geçirmez ve kolay temizlenebilir beyaz renkli mikrofiber saya, hijyen standartlarını karşılamada avantaj sağlar. Burun koruması, düşebilecek mutfak aletleri veya medikal cihazlara karşı koruma sunar.
Koruyucu ayakkabıların güvenilirliği, üreticinin beyanlarına değil, bağımsız kuruluşlar tarafından yapılan testlere ve sertifikalara dayanır. Avrupa ve Türkiye'de bu alandaki temel standart EN ISO 20345'tir. Bu standart, bir ayakkabının "güvenlik ayakkabısı" olarak adlandırılabilmesi için geçmesi gereken minimum testleri ve performans kriterlerini tanımlar.
Bu standardın getirdiği zorunluluklar arasında şunlar bulunur:
- Darbe ve Sıkıştırma Testleri: Koruyucu bombenin, belirli bir yükseklikten düşürülen 20 kg'lık bir cisme (200 Joule enerji) ve 15 kN'luk statik basınca dayanıklılığının test edilmesi.
- Delinme Direnci Testi: Ara tabanın, 1100 Newton'luk bir kuvvetle uygulanan çiviye karşı direncinin ölçülmesi.
- Kayma Direnci Testleri: Dış tabanın, seramik yüzeyde sabunlu su (SRA) ve çelik yüzeyde gliserin (SRB) ile test edilmesi. Her iki testi de geçen ayakkabılar SRC olarak işaretlenir ve en yüksek kayma direncini sunar.
Bir ayakkabının üzerinde bulunan CE işareti, ürünün bu temel sağlık ve güvenlik gerekliliklerini karşıladığını ve Avrupa Birliği pazarına uygun olduğunu beyan eder. İşverenler, yasal olarak çalışanlarına CE işaretli ve iş yerindeki risklere uygun sınıfta KKD temin etmekle yükümlüdür.
En iyi koruyucu ayakkabı bile, doğru kullanılmadığında veya bakımı yapılmadığında etkinliğini yitirir. Bu nedenle, risk yönetimi sadece doğru ürünü seçmekle bitmez, aynı zamanda onun doğru kullanımını ve bakımını da içerir.
Doğru Numara ve Kalıp Seçimi
Ayakkabının ayağa tam oturması, konfor ve güvenlik için kritiktir. Çok sıkı bir ayakkabı kan dolaşımını engelleyip yorgunluğa neden olurken, bol bir ayakkabı ayağın içinde kaymasına ve denge kaybına yol açabilir. Ayakkabı denemesi, gün sonunda ayakların hafifçe şiştiği bir zamanda ve işte giyilen çorap tipiyle yapılmalıdır. Koruyucu bombe ile en uzun parmak arasında yaklaşık 1 cm boşluk kalması idealdir.
Periyodik Kontrol ve Bakım
Çalışanlar, ayakkabılarını her gün işe başlamadan önce hızlıca gözden geçirmelidir. Dış tabanda aşırı aşınma, saya kısmında derin çatlaklar veya yırtıklar, taban ile saya arasındaki birleşme yerlerinde açılma gibi durumlar, ayakkabının koruyucu özelliğini yitirdiğinin işaretidir. Özellikle ağır bir darbe almış (örneğin üzerine ağır bir malzeme düşmüş) bir ayakkabı, dışarıdan hasar görünmese bile içindeki koruyucu bombenin yapısı bozulmuş olabileceğinden derhal değiştirilmelidir.
Kullanım Ömrü ve Değişim Zamanı
Koruyucu ayakkabıların belirli bir son kullanma tarihi yoktur; ömrü, kullanım sıklığına, çalışma ortamının zorluğuna ve bakım kalitesine bağlıdır. Ancak genel bir kural olarak, ağır sanayi gibi yoğun kullanılan ortamlarda 6 ila 12 ayda bir değiştirilmesi önerilir. Birçok profesyonel, belirli bir kullanım süresinden sonra, örneğin kaliteli bir mekap iş ayakkabısı modelinin bile yoğun saha koşullarında bir yılı doldurduğunda, koruyucu özelliklerinin azalıp azalmadığını değerlendirerek proaktif bir değişim planı uygular. Unutulmamalıdır ki, zamanla malzemenin esnekliği ve darbe emme kapasitesi azalır.
Sonuç olarak, koruyucu ayakkabılar, iş güvenliği kültürünün temel taşlarından biridir. Onlar, sadece bir çift ayakkabı değil, çalışanın sağlığını ve üretkenliğini koruyan, mühendislik ve malzeme biliminin bir ürünü olan sofistike donanımlardır. İş yerindeki riskleri doğru analiz etmek, bu risklere uygun teknik özelliklere ve standartlara sahip bir modeli seçmek, ayakkabının bakımını düzenli yapmak ve kullanım ömrü dolduğunda yenisiyle değiştirmek, her çalışanın ve işverenin ortak sorumluluğudur. Ayak sağlığını korumak, genel iş sağlığını ve güvenliğini sağlamanın ilk ve en önemli adımlarından biridir.
Yorumlar
Kalan Karakter: