O Başbakanın ömrü demokratik açıdan dolmuş demektir. O artık kendi saltanatını kurmak isteyen, halkı baskılamak isteyen, demokrasiyi sınırlandırmak isteyen bir Başbakandır” dedi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı. Kılıçdaroğlu, toplantının ardından düzenlediği basın toplantısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kuvvetler ayrılığını eleştiren sözlerine sert tepki gösterdi.
Bu ifadelerin üzerinde durulması ve tartışılması gereken, sıradan ifadeler olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, “Eğer toplum bunu sıradan bir konuşma olarak algılarsa demokrasimizin üzerine çok büyük bir gölge düşürmüş oluruz” dedi. Geriye dönüp tarihe bakıldığında bütün insanlığın orta tek mücadele alanının demokrasi ve özgürlük olduğunu ve insanlığın bu mücadele için çok ağır bedeller ödediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Demokrasiyi neden önemsiyoruz? İktidar gücünü kontrol etmek için. İktidarın gücü bireyin hak ve özgürlüklerini sınırlamamalı, hegomonik bir yapıya dönüşmemeli. Bir ülke hukukun üstünlüğü çerçevesinde yönetilmeli” dedi.
-“DEMOKRASİ TEK BAŞINA SEÇİM DEĞİLDİR”-
Kılıçdaroğlu, insanlığın demokrasi arayışının adalet arayışı demek olduğunu vurgularken, 1789 tarihli İnsan ve Yurttaş ve Hakları Bildirisi’nin “Hakların güven altına alınmadığı ve güçler ayrılığının belirlenmediği bir toplumun anayasası yoktur” diyen 16. maddesini okudu. Bütün bu anlaşmaların altınca Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin imzasının olduğunu belirten Kılıçdaroğlu şöyle dedi:
“Çok partili hayata geçerken bile kurulan diğer partinin adı partinin Demokrat Parti’ydi. Amaç demokrasimizi güçlendirmektir, bireyin hak ve özgürlüklerini güvence altına almaktır. Demokrasi tek başına seçim değildir. Yurttaşlarıma onu da hatırlatmak isterim. Tek başına seçimin olduğu demokrat bir ülkedir, diye bir kural yoktur. Demokrasi farklı bir şeydir, iktidarı seçersiniz ve iktidarın gücünü diğer kurumlarla denetlersiniz. Yasama organı, yargı organı, yürütme organı, adaleti perçinlemek için vardır. Vatandaşın adalet talebini yerine getirmek için vardır. Kaldı ki günümüzde medya gücü dediğimiz dördüncü güç olarak medya gücü var. O da demokrasi için vazgeçilmezdir. Bütün bunların her yurttaşın, kendisi, çocukları, geleceği, ailesi, komşusu için demokrasi ve özgürlük talebini dile getirmek zorundadır.”
-“UTANÇ VERİCİ BİR TABLO”-
AK Parti’nin ülkeye demokrasi ve özgürlüğü getirmek üzere yola çıktığını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Şimdi geldiğimiz noktaya bakın, Sayın Başbakan kuvvetler ayrılığı ilkesinden şikâyet ediyor, yani demokrasiden şikâyet ediyor. ‘Ben iş yapacağım demokrasi benim önünde engel’, bunu söyleyen bir Başbakan o ülkede Başbakanlık yapamaz. O Başbakanın ömrü demokratik açıdan dolmuş demektir. O Başbakan halkın önüne çıkıp demokrasi ve özgürlükten söz edemez. Ona artık çağdaş bir ülkenin Başbakanı sıfatıyla kimse bakmaz. O artık kendi saltanatını kurmak isteyen, halkı baskılamak isteyen, demokrasiyi sınırlandırmak isteyen bir Başbakandır. Bütün çağdaş dünya Türkiye’deki gelişmeleri kaygıyla izliyor, ‘ne oluyor bu ülkeye’ diye. Nasıl siz demokrasiden, güçler ayrılığı ilkesinden şikâyet edebilirsiniz. Böyle bir anlayış olabilir mi? Ve bu iktidarın her dediği, ağzından çıkan her cümlesi kanun oluyor bu ülkede. Böyle demokrasi olur mu? Eğer bir Başbakan iktidardayken başarısızlığının nedenini demokrasiye bağlıyorsa orada utanç verici bir tablo var demektir” diye konuştu.
“YETMİYOR MUHALEFETTEN ŞİKÂYET EDİYOR”-
Kılıçdaroğlu, Başbakan’ın ‘CHP Meclis’te muhalefet ediyor’ diye de şikâyet ettiğini ifade ederek, “Bir insanın demokrasiden bu kadar habersiz olduğuna ilk kez tanık oluyorum ben. Her rejimde iktidar vardır ama sadece demokrasilerde iktidarla beraber muhalefette vardır. Bizim adamız belli; ana muhalefet partisi. Devletin protokolünde de ana muhalefet partisi olarak yazar. Siyasal Partiler Yasası’nda yazar. Bütün demokrasilerde muhalefet partileri vardır. Geldiğimiz noktada, Başbakan demokrasiden şikâyet ediyor, güçler ayrılığı ilkesinden şikâyet ediyor, o yetmiyor bir de muhalefetten şikâyet ediyor. ‘Ben yasa çıkaracağım niye muhalefet ediyorsun.’ Hangi anlayış bu arkadaşlar, Ortaçağ desem hafif kalır, İlkçağ desem o çağda bile demokrasi mücadelesi veren insanlara haksızlık olur” dedi.
-“DEMOKRASİ MÜCADELESİNİ YAPMAK YİNE TEK BAŞINA CHP’YE NASİP OLDU”-
“Başbakan’ın yaptığı bu açıklama sıradan bir açıklama değil, demokrasinin özüne yönelik bir açıklama bu. Demokrasinin özüne yönelik bir saldırıdır bu” diyen Kılıçdaroğlu, “Bir başbakan böyle bir konuşma yapamaz. Yaptığı zaman ne olur demokrasilerde; barolar ayağa kalkar, üniversiteler ayağa kalkar, hukuk fakülteleri, ‘ya biz demokrasi öğretiyoruz, bireyin hak ve özgürlüklerini öğretiyoruz, bu ders kitaplarını kaldıracak mıyız’ diye ayağa kalkar. Sivil toplum örgütleri ayağa kalkar, medya ayağa kalkar ve en önemlisi bu ülkenin aydınları, sanatçıları ayağa kalkar. Geldiğimiz noktaya bakın arkadaşlar. Demokrasi mücadelesini yapmak yine tek başına CHP’ye nasip oldu. Kararlıyız bunu yapacağız. Ne Recep Tayyip Erdoğan’ın ne de yandaşlarının gücü yetmez buna. Son damlaya kadar mücadele edeceğiz. Demokrasiyi askıya almak 21. yüzyılın Türkiye’sinde kimsenin haddi değil, hakkı da değil. Vatandaş korkudan konuşamıyor. Getirdikleri nokta bu. Utanç verici bir tablo ile karşı karşıyayız” dedi.
-“BÜTÜN YURTTAŞLARIMI GÖREVE ÇAĞIRIYORUM”-
Eğer bir ülke bu noktaya gelmişse her yurttaşın, her aydının kaygısını dile getirmesi gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, yurttaşlara da şöyle seslendi:
“Bunun sağı-solu yoktur, bunun etnik kimliği yoktur, Bunun inancı yoktur, adalet herkese lazımdır. Hâkimin oturduğu koltuğun arkasında ‘Adalet Mülkün Temelidir’ diye yazıyorsa, yani demokrasinin, devletin temeli diye yazıyorsa onun hakkını vermek tüm yurttaşın görevidir. Bütün yurttaşlarımı göreve çağırıyorum. Demokrasiye sahip çıkınız, adalete sahip çıkınız, özgürlüklere sahip çıkınız. Kendi ve yandaşları için özgürlük var, sokaktaki yurttaş için özgürlük var. Kendi medyası için özgürlük var, kendisini eleştiren medya için özgürlük yok. Demokrasi aynı zamanda eleştiriye tahammül etme rejimidir.”
-“KUVVETLER AYRILIĞI BAŞKANLIK SİSTEMİNDE DE VAR”-
Kılıçdaroğlu, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlarken, “Bir eylem planınız olacak mı, yoksa toplumun tepkisini mi bekleyeceksiniz?” sorusuna “Bekleyeceğiz şimdilik” yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu, Başbakan’ın bu sözlerinin başkanlık sistemine geçiş olarak yorumlandığının söylenmesi üzerine de, “Kuvvetler ayrılığı ilkesi bütün demokrasilerde vardır, bütün başkanlık sistemlerinde vardır, eğer öyle yorumlanıyorsa onlar başkanlık sisteminin de ne olduğunu bilmiyorlardır. O daha vahim bir tablo. Bilmediğin konuda konuşmak olur mu?” dedi