DOĞRULUK
Muhterem Müslümanlar!
Dinimiz İslâm, toplumsal hayatın düzgün bir şekilde ikamesini sağlamak için, onu ayakta tutan unsurlara çok önem vermiştir. Bu unsurlardan biri de “doğruluktur”. İslam ahlaklının merkezi değerlerinden biri olan doğruluk özü ile sözünün bir olması demektir. İnsanın söyledikleri ile yaptıkları arasındaki uyumun adı doğruluktur.
Muhterem Kardeşlerim!
Doğruluğun zıddı ise yalandır. Yalanın revaç bulduğu toplumlarda güvenden bahsetmek mümkün değildir. Muslüman özü sözü bir olan insandır. Yalan müslümana yakışan bir davranış değildir. Bu hususta sahabi Safvan bin Süleym(r.a) Hz. Peygamberden şunu nakletmektedir. Biz: "Ey Allah'ın Resulü! mü'min korkak olur mu?" dedik, "Evet!" buyurdular "Peki, cimri olur mu?" dedik, yine: "Evet!" buyurdular Biz yine: "Peki yalancı olur mu?" diye sorduk Bu sefer: "Hayır! buyurdular " (1)
Muhterem Müslümanlar!
Rabbimiz Kuranı Keriminde doğrulukla ilgili olarak şöyle buyurmaktadır. “Öyleyse emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Beraberindeki tövbe edenlerde dosdoğru olsunlar. Hak ve adalet ölçülerini aşmayın. Şüphesiz o yaptıklarınızı hakkıyla görür.”(2) Davranışlarında doğruluğu gözeten kullarını Allah şöyle müjdelemektedir. “Şüphesiz Rabbim Allah’tır deyip sonra dosdoğru olanlara hiçbir korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir de.”(3) Doğruluk Mevlana’nın ifadesiyle ya olduğu gibi görünmesi ya da göründüğü gibi olması halidir. Güzel ahlak sahibi insanların ayırt edici bir vasfıdır. Sözleriyle yapıp ettikleri arasında uyum olmayan insanlar Kur’an’da şu şekilde uyarılmaktadır. “Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz Allah katında büyük gazaptır.”(4)
Değerli Mü’minler! Doğruluk, toplumu ayakta tutan en önemli değerdir. Doğruluğun ve dürüstlüğün olmadığı yerde, hainlik, yalan-dolan, entrika gibi toplumun zeminini temelden sarsacak birçok kötülük yayılacaktır. İşte bu duruma düşmemek için doğruluk ve dürüstlükten taviz vermeden hayatımızı şekillendirmeliyiz. Peygamber Efendimiz (sav): “Doğru söylemekle helak olacağınızı zannetseniz bile yine de doğruyu araştırın. Zira sizin kurtuluşunuz doğrulukta olacaktır.”(5) Buyurarak en kötü durumda bile doğru söylemeyi tavsiye etmiştir. Yine Hz. peygamber: İslam dini hakkında kendisine doğru bir nasihat etmesini isteyen şahsa Peygamberimiz “Allah’a inandım de sonra dosdoğru ol.”(6) Buyurarak son derece manidar bir cevap vermiştir. Görüldüğü gibi dosdoğru olmak Allah’a imandan sonra insanın gerçekleştirmesi gereken ilk dini ve ahlaki görev olduğu buyrulmuştur. Doğruluk insan olmanın gerektirdiği bir yaşantı halidir.
Aziz Müminler!
Toplumumuzun bekası, doğruluk ve dürüstlük bilincine sahip olarak yetişmiş nesillere bağlıdır. Bunun için çocuklarımıza doğru ve dürüst olmanın önemini, bizzat kendimiz örnek olarak öğretmeliyiz. Hutbemi Mevlana Celalettin Rumi’nin şu sözü ile bitirmek istiyorum.Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi olŞefkat ve merhamette güneş gibi olBaşkalarının kusurunu örtmede gece gibi olHiddet ve asabiyette ölü gibi olTevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi olHoşgörürlükte deniz gibi olYa olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.(7)
HAZIRLAYAN : Hamza ŞİMŞEKUNVANI :Koyunpınar Köyü C.İ.H/HANAK1- Muvatta, Kelam, 19.2- Hud, 112.3- Ahkaf, 13.4- Saff, 2-3.5- İbni Ebi’d- Dünya Mekarimü’l Ahlak, 1, 136.6- Müslim, İman, 13.7- Mevlana, Mesnevi.
- İl Müftülüğü Hutbe Komisyonunca Değerlendirilmiştir.