Erdoğan, partisinin TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmaya, vefatının 4. yılında BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nu anarak başladı. Erdoğan, Yazıcıoğlu'nun ailesi ve millete başsağlığı diledi.
Erdoğan önce Mavi Marmara saldırısını, özre giden süreci ve Türkiye'nin neler yaptıklarını anlattı:
UNUTULACAĞINI ZANNEDİYORLARDI
"22 Mayıs 2010 tarihinde Gazze'ye insani yardım götürmek için yola çıkmış Mavi Marmara isimli bir gemi içindeki sivil insani yardım görevlileriyle yola çıktı. Bu insanların içinde 36 ayrı insan vardı. Bu yardım gemisi 31 Mayıs'ta uluslararası sularda İsrail devletinin güvenlik birimlerinin saldırısına uğradı ve 9 vatandaşımız hayatını kaybetti. Bunlardan birisi de Uğur kardeşimiz bitkisel hayatta. Böyle bir tablo var. Hadiseyi tüm boyutlarıyla değerlendirdik. Danışmanım Nabi Bey'i görevlendirdik. Hemen İstanbul'a gidip oradan da Tel Aviv'e gidip orada hastanede hapiste kim varsa alıp geleceksiniz dedik. Hepsini ambulans uçaklarla diğer şekilde Türkiye'ye ulaştırdık. Ellerindeki gemileri ve yolcuları sürratle bırakmak suretiyle süreç başladı. Olayı tam bir kararlılık içinde takip ettik. Saldırı sonrası İsrail'in farklı bir planı vardı bilemiyorum. Bunun da unutulacağını zannediyorlardı.
ASLA GERİ ADIM ATMADIK
AK Parti olarak bu saldırı karşısında biz susmadık. Bir çok görüşmeler yaptık, nasıl bir normalleşme yapabiliriz diye konuştuk. Biz 3 şart yerine gelmedikçe bizden bir adım beklemeyind edik. Bu milletin evlatları şahsiyetlidir onurludur, onların kılına gelen bir zararı biz sormak zorundayız dedik.Tabii ricacı olarak gelen devlet başkanları hiç bir itirazi cümle kullanmadan geri döndüler. Asla geri adım atmadık. Bu olayın ardından İsrail'e bu üç şartı hatırlattık. Bir özür iki tazminat üç Filistin'e ambargonun kaldırılması. Üzüntü verici kelimesini kullansak olmaz mı dediler hayır dedik. Tazminatı kabul edelim ama diğer ikisi olmasın dediler ama biz kesinlikle olmaz dedik.
OBAMA NETENYAHU'NUN YANINDA BENİ ARADI
ABD başkanı Barack Obama İsrail'e yaptığı bu resmi temaslar öncesinde de Dışişleri Bakanı bize geldi. Gerek konutumda yaptığımız görüşmelerde etraflıca ele alarak görüştük. Ne gibi bir çerçeve oluşturalım ki sorunu çözelim dediler. Tabii sayın Obama'nın Ortadoğu'ya gelişinde önümüze yine bir metin geldi. Dedik hayır biz burada sadece şehitlerimiz için değil Filistinli kardeşlerimizin hak ve hukuklarını bir kenara koyamayız onun da bu anlaşmaya derc edilmesi lazım dedik. İsrail'den ayrılırken sayın Obama Netanyahu ile havalimanında beni aradılar.
OBAMA'NIN SESİNİ ÖZLEMİŞİM
Telefonla yaptığım görüşmede önce Netenyahu'nun sesini aldım, 'Sayın Obama'nın sesini özlemiştim önce kendisiyle bir görüşeyim' dedim. Kendisiyle görüştüm ve kendisiyle görüştükten sonra metni karşılıklı görüştük ve sonunda tekrar Obama ile bu süreci teyit ettik. Dolayısıyla Obama'nın şahitliğinde bu görüşmeyi gerçekleştirerek, bu işi bu şekilde bitirdik
EŞEĞİ SAĞLAM KAZIĞA BAĞLAYACAĞIZ
Obama'nın şahitliğinde görüşmeyi gerçekleştirerek, bu işi bitirdik. Önce ABD, sonra İsrail açıklamalarını yaptı. Ama hepsi yazılı metinlerde, aynı zamanda telefon kayıtlarımızda. Ardından da biz açıklamamızı yaptık. Çünkü eşeği sağlam kazığa bağlayacağız, ondan sonra Allah'a emanet edeceğiz'
FİLİSTİN'E ZİYARET
Ben de şehitlerimiz ve Türk milleti adına özrü kabul ettim. Nisan ayı içerisinde olabilir, Filistin, Gazze, Batı Şeria bölgesine bir ziyaretle birlikte buradaki ambargonun ne durumda olduğunu yerinde tespit etme imkanımız olur. Gazze'nin yeniden imarı konusunda Filistin sorunun çözümü konusunda Türkiye elinden geleni yapacağız. Bundan sonra sözlerin tutulup tutulmayacağını takip edeceğiz.
ŞEHİTLERİRİZİN KANI YERDE KALMADI
Elbetteki bu özür ve bu adımlar Mavi Marmara şehitlerimizi geri getirmeyecek. İnsanlık dışı müdahaleleri telafi edilmeyecek. Şehitlerimizin aziz hatırası için bu özrün büyük bir anlamı var ve şehitlerimizin kanı yerde kalmadı.
HAMAS LİDERİYLE DE TELEFONDA GÖRÜŞTÜM
Yavuz Sultan Selim nasıl Filistin'e sahip çıktıysa Türkiye Cumhuriyeti nasıl Filistin'e sahip çıktıysa biz de aynı anlayışla Filistin'e sahip çıkıyoruz. Bu süreç sonrası Hamas liderini aradım Halid Meşal'le görüştüm. İlk fırsatta inşallah Gazze'yi ziyaret edeceğimizi söyledim.
ELDE VAR SIFIR DEDİLER
Daha sonra eleştiri oklarını CHP yönetimine çeviren Erdoğan, Türkiye'nin değil saldırganların yanında saf tutmakla suçladığı Kılıçdaroğlu'nu hedef aldı:
Biz isterdik ki böyle bir meselede muhalefet de ülkenin ve milletin yanında olsun. Biz isterdik ki böyle milli bir meselede muhalefet de bizim yanımızda yerini alsın. Biz isterdik ki bizi değil Türkiye'yi hedef alan böyle bir saldırı karşısında muhalefette dik dursun, mertçe cesur bir duruş sergilesin. Ama ne yazık ki muhalefetten bunu göremedik. Gitti saldırganların yanında saf tuttu, var gücüyle saldırdı. CHP Genel başkanı 'Biz olsaydık Mavi Marmara'yı göndermezdik' dedi. İsrail çıktı 'bu sonucu Mavi Marmara yarattı' dedi
‘Elde var sıfır’, ‘diplomatik garabet’, ‘dış politikanın hezimeti’ dediler. Dışişleri Bakanımıza en ağır hakaretleri yaptılar, gensorular verdiler.
TELAVİV CEVAP VERECEĞİNE KILIÇDAROĞLU VERDİ
İsrail’e Tevrat’tan ‘öldürmeyeceksin’ emrini hatırlattığımızda Tel Aviv cevap vereceğine çıktı CHP Genel Başkanı cevap verdi. İsrail’in eli güçlendi, elde var sıfır dediler, Dışişleri Bakanım hakkında soru önergeleri verdiler. Bugün nasıl Türkiye’ye karşı düşmanca eylemlerin içinde olan Suriye ile nasıl aynı fotoğraf karesi içindelerse o zamanda İsrail’le aynılardı. Bunların dış politikadan anladığı boyun eğmek, el pençe divan durmak, geri çekilmektir
İSRAİL ÖZÜR DİLEDİ AMA CHP DİLEMEZ
Bunların dış politikadan anladıkları susmaktır, boyun eğmektir, el pençe divan durmaktır. Bunların dış politakadan anladıkları. Halkına zülmeden lidererle aynı fotoğraf karesine girmektir.
Bunlardan mahcubiyet beklemeyin, bunlardan özür beklemeyin. İsrail özür diledi, özür diler ama CHP özür dilemez. Bunların tarihinde hatasını kabul etmek, özür dilemek yoktur. Ama pişkinlik ziyadesiyle vardır. Ben Dersim’den dolayı özür diledim ama CHP Genel Başkanı’nın kendi memleketi ile ilgili bir sözü oldu mu?
YÜZLERİ KIZARMAYACAK
Türkiye günlerdir CHP'nin açıklama yapmasını, İsrail gibi özür dilemesini bekliyor. Ama onlar pişkinliğin dibine vurarak Dışişleri Bakanı hakkında gensoru verdiler. Ama onu da yanlış verdiler, enerji ile ilgili bir konuda Dışişleri Bakanı hakkında gensoru verdiler. İsrail'e sözcülük yaptılar mahçup oldular. Bize değil Türkiye'ye zarar verdiler. Hiç merak etmeyin yüzleri kızarmayacak. Merak etmeyin Türkiye'nin aziz milleti var.
Türkiye'nin büyük bir ekonomisi güçlenen bir demokrasisi var. Türkiye'de Türkiye'ye ayak uyduramayan küçük bir muhalefet var. Türkiye'de son haftalarda yaşanan büyük değişimin muhalefeti de değiştirmesini umut ediyorduk. Yemen'deki kardeşimizden Saraybosna'daki kardeşimize kadar herkes Türkiye ile övünüyor. Muhalefetin de bu büyük vizyonu paylaşmaya davet ediyoruz. "