Evet her seferinde bir önceki yıla göre daha berbat bir organizasyonla düzenlenen festivalden sonra önümüzdeki yıl daha iyi olacak deyip kendimizi nasılda kandırdığımızı hatırlıyorum.
Aslında amaç günü kurtarmakdan ibaretti, çünkü geleneksel hale gelen festivali yapmak en kolayı, yapılmaması ise başlı başına bir problem üstelik de eleştirileri beraberinde getirecek.
İlk yıllarda ulusal bazda düzenlenip içeriği daha dolu olan festival daha sonra yöresel olarak düğün ve şenlik gibi düzenlenmeye başlanmış 16.Kaşar ağası Mustafa Küpeli`nin deyimiyle uluslar arası boyuta taşınan[uluslar arası boyutta yapılması için ne yapıldı tabi bende sizler gibi merak etmiyor değilim] festivalin duyarsız insanların elinde nasıl bir yayla şenliği gibi kutlandığını ve bunu yaparken bile bir çok kişinin kırgın ve küs olduğunu ve küskünlerin sayısının her festivalden sonra arttığını görerek memleket adına hayıflanıyordum.
Aslında bir yılboyunca İstanbul ,Ankara ,İzmir , Bursa ve Manisa da yapılan toplantıların içi boş oluşturulan komisyonların bu işi yapacak düzeyde olmadığı açıkça belliydi.
Göle`li olup metropellere göç edip kültürel değerlerinden uzaklaşan ve kendini Göle`nin temsilcisi ve sözcüsü gibi gören bir yığın kendini bilmez üstelik ceviz çıkdığı kabuğu beyenmez misali Göle`de yaşayan dört mevsim bu memleketin kahrını çeken emeğiyle ekmeğini kazanan bu halka tepeden bakanlar bu memlekete aslında en büyük ihaneti yaptıklarının farkındalarmı bilmem.
Düzenlenen komitelerde Göle`de bulunan sivil toplumu dahil etmeyenler Göle halkının istek ve taleplerine de karşılık veremezler .Sözde Aşıklar Bayramı düzenleyip halk ozanlarımızı rezil edip dengbejleri sahneye çıkarıp bir türkü söyletip küfredercesine elinden mikrofonu almak, sanatçıların müziğine mudahele edip sesini kesmek ne bir Göleli'ye ne de Göle`li duruşuna yakışmayan davranışlardı.
Katılımın olmadığı festivale gelenlerin de çam altında mangal yakıp piknik yapıp oralı bile olmadığını gördüm .Birde üç kuruşluk insanlara beş kuruşluk değer verip onuda bazılarının hak etmediğini görüyordum. Yalaka ve yandaşlara bakıp sizin gibi eğilip büzülmedim onurlu ve dik bir şekilde halkın içinde olmaktan gurur duydum.
Benim için 17.Uluslar Arası Göle Kaşar ve Kültür Festivali tam bir fiyaskoyla sonuçlandı. Tek sevindirici yanı 12 Eylül darbesinin kayıplarından olan Cemil Kırbayır anısına açılan çadırda düzenlenen faaliyetlerdi .
Berfo Ana'da yıllara inat dimdik bir şekilde çadırda oturarak aslında 17 yıldır bizim yapamadığımızı yapmıştı.