Geçtiğimiz hafta Ardahan’ın Göle ilçesine bağlı Koyunlu köyünde PKK ile asker arasında bir gerginlik yaşanmış, çıkan çatışmada HDP’li olduğu söylenen bir kişi ölmüş üç kişi de yaralanmıştı.
Olay duyulduğunda benim de memleketim Göle’deki birkaç kaynaktan meselenin iç yüzünü araştırmıştım. Ve bana verilen o bilgiler çerçevesinde sosyal medyada bazı bilgiler paylaştım.
Önce düzeltme ve özür Sosyal medyada şöyle yazmıştım: “PKK’lı militanlar ilçe belediye başkanını belediye gelirlerinden vergi talep etmek üzere ormanlık alana davet ediyorlar. Fakat belediye başkanı bu davetlere cevap vermiyor. Bunun üzerine PKK’lılar ilçenin içme suyunu kesiyorlar.
Su şebekesini tamir için giden belediye işçilerinin arabasına el koyan PKK’lılar, işçilere ‘Siz gidin belediye başkanı gelsin aracı alsın’ diyorlar.
Bunun üzerine jandarma operasyon yapıyor.” Aynen böyle yazmıştım. Bayramı annemle beraber geçirmek üzere Göle’ye gittim.
Farklı kaynaklardan yaptığım araştırma neticesinde gördüm ki ilk gelen bilgilerin tamamı yanlışmış. Kaynaklarım beni yanılttı, ben de okuyucularımı yanılttım.
Bu vesileyle herkesten özür diliyorum. Peki gerçekte ne oldu? Farklı kesimlerden onlarca kişiyle konuştum. Genel olarak edindiğim izlenim şöyle: PKK’lılar yaklaşık iki yıldır yani barış süreci başladığından beri o bölgede yaşıyor.
Devletin de müdahale etmemesi nedeniyle halkla diyalog halindeler. Halk zaman zaman PKK’lılara ziyafet veriyor, yiyecek götürüyor.
Tüm bu gidiş gelişlerde bugüne kadar bir sorun yaşanmıyor. PKK’lıların yaşadığı bölge aynı zamanda ilçenin su deposunun da olduğu, ilçeye yaklaşık sekiz km uzaklıkta ormanlık bir alan. Su deposundaki zaman zaman oluşan arızalar nedeniyle belediye işçileri belediye aracıyla arızayı tamir için bölgeye gidiyorlar.
Fakat belediye işçileri anlatılanlara bakılırsa tamiri yaptıktan sonra dönerken ormandan belediye aracına odun yüklüyorlar. PKK’lılar birkaç kez işçileri uyarıyor: “Ağaçları kesmeyin ve belediye aracını özel işlerinizde kullanmayın.” İşçiler olayı farklı anlatıyor Son çatışmanın çıktığı günde de benzer bir olay yaşanıyor.
Su deposunda arıza oluşuyor. Belediye işçileri tamir için bölgeye gidiyor ve yine dönerken belediye aracına odun yüklüyorlar.
Bunun üzerine PKK’lılar araca el koyup “Siz gidin belediye başkanı gelsin ve devletin aracını ne için kullandığınızı kendi görsün” diyerek işçileri kovuyorlar.
İlçeye dönen işçiler kendi durumlarının ortaya çıkmasının verdiği panikle olayları yetkililere farklı anlatıyorlar.
‘PKK’lıların yollarını kestiğini ve araca el koyduğunu’ söylüyorlar.
Bunun üzerine valiliğin talimatıyla özel harekat bölgeye operasyon yapıyor. Yaklaşık iki yıldır rahatça bölgeye gidip gelen PKK’lı yakınları her zamanki gibi ziyareti tamamlamış dönüş yolundayken özel hareketin operasyonunun hedefi oluyorlar.
Fakat ateş emrinin kim tarafından verildiği, özellikle ziyaretten dönen halktan kimselerin neden hedef seçildiğini kimse açıklayamıyor.
Tam 90’lı yıllardakine benzer bir belirsizlik hakim İki tarafta da bu konuda temkinli bir yaklaşım hakim. Olayın belli bir aşamadan sonrası tam bir kör nokta. Kimse mantıklı bir izahat getiremiyor.
Tam 90’lı yıllardakine benzer bir belirsizlik hakim. İki yıldır daha müsamahakar davranan devletin tutumunda bir sertleşme hepimizin malumu. Bu sertlikten yerel yöneticiler de etkileniyorlar. Eksiğiyle, fazlasıyla genel olarak edindiğim izlenim bu.Levent Gültekin