Açığa alındıktan sonra hakkında gözaltı kararı çıkarılan Demirci, polisler tarafından gözaltına alınmış sorgusunun ardından serbest bırakılmıştı.
HSYK’ ya yaptığı itiraz sonucu Hâkimlik görevine geri dönen Doğan Demirci, yaptığı açıklamada, Türkiye’de bütün cemaatlerin zararlı olduğunu, hangi cemaat olursa olsun dini bir anlayışın hâkimiyetinin ülkeyi parçalayacağını vurguladı. Demirci, bazı tarikat ve cemaatlere boyun eğmediği için bunların başına geldiğini tahmin ettiğini söyledi.
Laiklik bu ülkenin sigortasıdır
Demirci yaptığı açıklamada şunları söyledi: “ Ya insani duruşumdan kaynaklanan bir yanlış anlaşılma ya da boyun eğmeyişimden dolayı alçakça bir iftira sonucu 16.07.2016 tarihinde FETÖ/PDY üyesi olduğum gerekçesiyle açığa alınmıştım. Yapmış olduğum itirazın kabul edilmesiyle mesleğe dönüş yaptım.
Bu ülkenin kuruluş felsefesine ve Cumhuriyet Değerleri'ne gönülden inanan birisi olarak Cemaat gibi bir dini yapılanmanın üyesi olmakla itham edilmek beni asıl üzen şeydi.
Devlete değil Cemaat hangisi olursa olsun dini bir anlayışın hakim olmasının bu ülkeyi iç çatışmaya ve parçalanmaya götüreceğine inanırım.
Laikliğin bir arada yaşamamızın ve toplumsal barışımızın sigortası olduğunu bilirim.
Bir hukukçu olarak bırakın anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeyi her ne sebeple olursa olsun Anayasa'yı geçici bir süreyle de olsa askıya almanın anayasal bir suç olduğunu ve kaostan başka bir şeye yaramayacağını bilirim.
Hayatını dosdoğru yaşayan bir insan olarak kumpası, gizlenmeyi, takiyyeyi, yandaş kayırmayı temel stratejisi olarak benimseyen bir yapıyla ilişkilendirilmek zoruma gitti.”
Cemaat, Hükümetle kol kola iken darbecilikle suçlandım
Doğan Demirci açıklamasının devamında şunlara yer verdi: “ Hatta Cemaatin iktidarla kol kola olduğu en şaşaalı günlerinde bunu eleştiren ve dönemin bazı HSYK üyeleri tarafından darbeci olmakla itham edilen bir hakim olarak Cemaat üyesi olarak itham edilmeyi kabullenemedim.
İşte bütün bunlardan dolayı Cemaat gibi bir dini yapılanmaya mensup olmakla itham edilmek kanıma dokundu.
Benim için yapılan yanlışlıktan dönülmesini yeterli görmüyor ve tek bir kişinin bile böyle bir haksızlığa uğramamasını diliyorum.
Şimdiye kadar görevimi nasıl yaptıysam bundan sonra da aynı şekilde yapmaya devam edeceğim. Yani Anayasa'nın ve yasaların bana verdiği yetkiyi Türk Ulusu adına ve vicdani kanaatime göre hiç bir güç odağının etkisi altında kalmadan kullanarak hâkimlik görevimi yerine getirmeye devam edeceğim.
Bu süreçte yanımda olan, destek veren, üzüntümü paylaşan herkese sonsuz teşekkür ederim”