Dindar çocukların eğitimden haksızca mahrum edilmesine tepki göstermek istiyordu.
Bir gün bana şöyle dedi: “Madem bizim çocuklarımızı okula almıyorlar, biz de geceleyin bir okul yakalım!”
“Nasıl? Sen neden bahsediyorsun?” dedim.
“2 bidon benzin alırız, geç saatte herkes uyuyunca ateşe veririz” dedi.
“Peki niye?” diye sordum.
“Dindarlara bu kadar zulüm yapılıyor, yanlarına mı bırakalım?” diye aklınca bir gerekçe söyledi.
“Peki dedim o okulu yaktığımızda bizim ilçemizdeki çocuklar ne olacak?
Nerede okuyacaklar?
Okulu yakarak kendi çocuklarımıza iyilik mi yapacağız, yoksa devletin yaptığından daha ağır bir kötülük mü?”
Velhasıl, arkadaş, okul yakma fikrinden vazgeçti…
***
Bunu niye anlattım.
Dün gazetelerde şöyle bir haber okudum: “PKK doğuda 17 okulu yaktı.”
Okul yakmakla kalmamış bir de bölgedeki bütün çocuklara eğitimi boykot etme çağrısında bulunmuş.
***
Çocuklarımız, ideolojik fanatizme kurban ediliyor.
Kavgalar, çatışmalar, meydan okumalar hep çocuklarımızın hayatı ve geleceği üzerinden sürdürülüyor.
Üstelik kavganın tarafları bu çağdışı, fanatik ve akıldan yoksun çatışmalarına kendi çocuklarını değil başkalarının çocuklarını malzeme yapıyorlar.
Bu sadece bir tarafın sorunu değil. Türkiye’de ideolojik fanatizmden kurtulamamış her kesimin sorunu.
Kendi çocuklarını İngilizce eğitim veren kolejlere gönderen Kürt siyasetçiler, Kürtlerin çocukları için Kürtçe eğitimi en öncelikli mesele olarak gösteriyorlar.
Diğer taraftan kendi çocuklarını yurtdışında okutan dindar kesimin kaymak tabakası, yoksul halkın çocuklarını zorla imam-hatibe kayıt ediyor!
***
İmam hatip meselesine geleceğim. Önce Kürt siyasetçilerin eğitimle alakalı istek ve tutumlarına bir çift sözüm var.
Bir halk için “Özgürlük ve eşitlik mücadelesi“ verdiğini söyleyenlerin, o halkın çocuklarını cehalete mahkum etme çabalarını gerçekten anlamıyorum.
Çocukların eğitimini, geleceğini siyasi mücadelede bir silah olarak kullanmak, sanırım bizim gibi geri kalmış toplumların ortak özelliği.
Daha önce de yazmıştım: Artık Türkçe eğitimin bile yetersiz kaldığı günümüz dünyasında Kürtçe eğitim talebinde bulunmak bana biraz tuhaf geliyor.
Anadilini bilen çocuklar yetiştirmek ile anadilde eğitimin dili yapmak çok farklı.
Kürtçe elbette bu topraklarda yaşamalı. Gelişmeli. İsteyen herkes istediği dili konuşmalı.
Fakat böyle bir hak talebi için “okul yakmak” çılgınlık değilse nedir?
“Biz bu hakkı alalım ama kullanmayabiliriz” diyenler var. Bu anlaşılır bir şey.
Fakat kullanılması imkansız görünen bir hak için eğitimi boykot etmek, bölgedeki okulları yakmak ve o çocukların geleceğini tehlikeye atmak… hakikaten benim aklımın aldığı şeyler değil.
PKK’nın “Özgürlük ve eşitlik mücadelesi” verdiği halkın çocuklarına neyi reva gördüğünün farkında mısınız?
Eğitimden mahrum bırakılan çocuklar üzerinden özgürlük ve eşitlik mücadelesini sürdürmek…
Bir tek bana mı saçma geliyor?
Bölgede bir işgal ordusu olsaydı ve Kürtlere kötülük yapmak isteseydi eminim okulları yakardı.
Halbuki Kürtleri dünyada bir yere taşıma iddiasında bulunanlar okul yakıyor!
“PKK’nın halk adına yürüttüğü özgürlük savaşı” sanırım artık PKK’nın kendi var olma savaşına dönüştü.
Örgütün varlığını sürdürmek için, uğruna mücadele ettikleri halkın çocuklarını mahvetmekte bir beis görmüyorlar.
Onlar görmüyor da bu ülkenin aklıselim Kürtleri de mi göremiyor?
Bu toplumun aydınları, kanaat önderleri de mi göremiyor?
Bu nasıl bir şuursuzluktur?
***
Gelelim AK Parti’nin imam hatip aşkına.
AK Partili siyasetçilerin önemli bir kısmının çocukları ya kolejlerde, ya da yurtdışında eğitim görüyor.
Kendi çocuklarını İngilizce eğitim veren, kolejlere gönderenler, bu ülkenin yoksul çocuklarını zorla imam hatiplere kaydediyorlar.
Kendi çocuklarını özel okullara gönderirken imam hatiplerin propagandasını yapıyorlar.
Yoksul ve gariban halkımızın çocuklarının üzerinden ideolojik bir kavga yürütüyorlar.
Çünkü kendileri modern dünyanın gerçeklerini ve gereklerini az çok gördüler.
İdeolojik olarak da yenildiler.
Dünyanın ne tarafa gittiğinin farkındalar.
Gene de kendi çocuklarına layık görmedikleri eğitimi, başkalarının çocuklarına zorla dayatıyorlar.
Tek bir amaçları var: Düşünmeyen, tartışmayan, sorgulamayan “taraftarlar” yetiştirmek.
Ve yetiştirdikleri o taraftarlar üzerinde yönetim hakkı elde etmek.
Din sömürüsünü, yeni nesiller üzerinde de uygulayabilmek! İstedikleri tam olarak işte bu!
Yazıklar olsun!
***
Kürtçe eğitim için okul yakanların da, imam hatip dayatan dindar siyasetçilerinin de amacı aynı: Dünyadan kopuk, kolayca yönlendirebilecekleri, itaatkar topluluklar yaratmak.
Kendi tabanlarını sürüleştirmek.
Kürt siyasetçiler, İslamcılar, Solcular, Kemalistler… Lütfen çocuklarımızdan eliniz çekin.
Lütfen kendinize taraftar yaratmak uğruna bu ülkenin geleceği ile oynamayın.
Allah aşkına, çocuklarımızı dünyada hiçbir geçerliliği kalmamış, çağdışı, ideolojik saçmalıklarınıza kurban etmeyin.
Eğitimin amacı, bağımsız, özgür düşünceli, soru soran, merak eden, ne yaptığını bilen “bireyler” yetiştirmektir.
Evlatlarımızı sizin üç kuruşluk çıkarlarınıza, şımarıklıklarınıza hizmet eden kölelere dönüştürme hevesinden vazgeçin.
Her şeyi görüyoruz.
Bu yaptığınız…
Okulları, içinde çocuklar varken yakmaktır!
O kolejlere yolladığınız çocuklar, bu ikiyüzlülüğünüzü herkesten daha net görecekler yarın.
Ve yüzünüze tükürecekler!