Var böyle "moralli" okurlar.
Herri Batasuna'dan Helsinki Nihai Senedi'ne kadar her yerden "delil" getir ağızlarını açmazlar, dinden bahsettin mi ossaat dellenirler.
İçlerinde en saygılı ve en nazik olanlarından biri gönderdiği mailde, "Bırakın kardeşim bu dinciliği. Din kardeşliğiymiş. Hadi ya. Müslümanlar arasındaki savaşları yok mu sayıyorsunuz? ..." diyordu.
Müslümanlar arasındaki savaşların varlığını kabul etmek, din kardeşliğini inkâr etmek anlamına gelmez.
Bir arsa yüzünden birbirini öldüren iki kardeş örneğinden hareket ederek, "Bakın gördünüz mü, kardeşlik işe yaramıyor!" mu dersiniz, yoksa "Kardeşliklerini o kadar unuttular ki bir arsa için bile birbirlerini katlettiler!" mi?
Hangisini diyeceğiniz nerden baktığınıza, dahası kardeşlikten ne anladığınıza bağlıdır?
Kaldı ki mezkur örnek et tırnak kardeşliğinden ibarettir; halbuki biz mana kardeşliğinden bahsediyoruz.
Bir mana üzerinden kardeş olanların o manaya savaş açmaları mümkün mü?
Kardeşlik dediğiniz de lafla olmaz ama!
Kardeşlik hukukunun ölçüsü Hazreti Peygamber'in hadisinde belirlenmiştir: "İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe gerçekten iman etmiş olamazsınız..."
Birbirini gerçekten seven insanlar da birbirlerinin hakkına hukukuna azami riayet ederler.
"Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman Müslüman'ın kardeşidir ve böylece bütün Müslümanlar kardeştirler. Bir Müslüman'a kardeşinin kanı da, malı da helal olmaz. Fakat malını gönül hoşluğu ile vermişse o başkadır..." buyrulur Vedâ Hutbesi'nde.
Bu ülke insanlarının yegane çimentosu "din kardeşliğidir." Bunu da sadece ben söylemiyorum.
"On bir yaşından beri hakiki ateistim" diyen bir hanım yazarımız, "dindarları" mürteci diye yaftalayan kimi generallere, bu ülkede iç savaş çıkmadıysa yatın kalkın "irtica" dediğiniz İslam'a dua edin demişti.
İmdi, "Türkler de Kürtçe öğrense olmaz mı" dedim diye, "Kürtlere övgü düzmeye, dillerini öğrenmeye teşvik etmeye utanmıyor musun?" diyen ey okur iyi dinle:
Ben ne Kürtleri övüyorum ne de Türkleri.
Kardeşliğimizi övüyorum sadece
Oluk oluk akan kana rağmen iç savaşa geçit vermeyen kardeşliğimizi.
"Kürtçe nedir ki öğreneceğiz!.." diyerek, "Benim dilim üstündür" demeye getiren okur, sen de iyi dinle şimdi:
Bir dili üstün kılan ilmi özellikler nelerdir; bir dilin zenginliği neye bağlıdır bilmem; nihayetinde dilbilimci değilim.
Benim bildiğim şudur:
Hiçbir anadilin hiçbir anadile üstünlüğü yoktur.
Anaların dili birdir çünkü!..
Mekke'nin aristokratları, senin dinin bizi şu kulağı kesik kölelerle eşit kılıyor diyerek Peygamberimiz'e karşı çıkıyorlardı.
Onların soy üzerinden yaptığını dil üzerinden yapmaya kalkışma.
Allah Resulü bak ne diyor Vedâ Hutbesi'nde: "Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Âdem'in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Arap'ın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah'tan korkmadadır. Allah yanında en kıymetli olanınız ondan en çok korkanınızdır..."