İstanbul Ardahanlılar Kültür Evi yaptığı yazılı açıklamada şu görüşlere yer verdi.
“Türkiye’de, her gün ölümün acı yüzüyle tanışan insanların feryadı dinmiyordu. Ölen babasını, oğlunu abisini, kardeşini, eşini, nişanlısını, mezarlığa taşıyan yüzlerce binlerce kişi; Yüz binlerce asker ve sayıları on binlere ulaşan köy korucularıyla yürütülen bir “mücadele”; defalarca gerçekleştirilen sınır ötesi harekât ya da sıcak takip.
Terörle mücadele adına harcanan yüz milyarlar.Henüz adı üzerinde bile uzlaşamadığımız bir sorun: “Kürt Sorunu”, “Güneydoğu Sorunu, “Düşük Yoğunluklu Savaş”, “Bölücü Terör” ya da “PKK Sorunu”. Ülke olarak canımıza ve bütçemize kasteden bu sorunu tanımlamak için kullanılan nice nice isimler..
Sorun Doğu, Güneydoğu sorunu olmaktan çıkmış, Türkiye’nin dört bir yanını ateş topu gibi sarmıştı.Doğu ve Güneydoğu Anadolu sorunu da, Kürt sorunu da Türkiye’nin demokratikleşme ve demokratik haklar sorunu ile iç içedir. Sorunların yoğunlaşarak arttığı dönem, demokrasinin askıya alındığı dönemdir.Ülkemizin birçok bölgesinden demokrasi yok düzeydedir.
Halkın devlete duyduğu güven boşluğu giderilmelidir.Etnik ve dini duyarlılıklara demokratik çözüm, çok kültürlü toplumların, çoğulcu demokrasinin vazgeçilemez koşuludur. Feodal yapı aşılmadan, eşitsizlikler giderilmeden, sosyal devlet yapılanması kökleştirilmeden sorunlara kalıcı çözüm sağlanamaz.
Terör iç ve dış bölgesel boyutları olan bir sorundur. Etnik ve dini manadaki sorun ise ülkemizin çok kültürlü toplum olmasından kaynaklanan bir “ülke içi demokrasi” sorunudur. Çoğulcu demokrasi içinde, kılık kıyafet serbestliği, etnik ve dini konulardaki duyarlılıklara demokratik çözüm anlayışıyla aşılması gereken temel sorunlardır. Demokratik ve insan hakları çerçevesinde sorunlara kalıcı çözüm üretilmediği sürece aşırı milliyetçi guruplar bundan nemalanarak önlenmesi mümkün olmayan dolaylara sebebiyet verebilmektedirler.
TALEPLERİMİZ
Demokratikleşme düzenlemesi içerisinde anayasadan başlayarak bütün ilgili yasal düzenlemeler demokratik hukuk ilkelerine uygun hale getirilmelidir.
• Yurttaşlar hayatın her alanında istedikleri gibi ve özgürce kendilerini ifade etme hakkına sahip olmaları olanağı sağlanmalıdır.
• Toplumdaki değişik kültür ve dillerin topluma, tarihe ve kültürlere saygı anlayışı içerisinde akademik bir çalışma olarak araştırılması, bu amaçla araştırma birimleri, enstitüler kurulmalıdır
• Temel anlayış olarak yurttaşların suçsuzluğu esas alınarak, yurttaşların her türlü temel hak ve özgürlüklerine sonuna kadar saygı gösterilmelidir.
• Zora dayalı istihbarat elemanı görevlendirmelerine son verilmelidir.
• Türkiye’nin demokratikleşme sürecinin başarıya ulaşabilmesi için tabu sayılan konular bir bir ele alınıp açıklığa kavuşturulmalıdır.
• Türkiye, insanların dil, etnik köken, gelenek, kültür farklılaşmasını toplumun bütünlüğü içinde ortaya koymaktan korkmamalıdır. Devletin bu farklılaşmaları yasaklar koyarak engellemesi de özendirmesi de yanlışlık olarak değerlendirilmelidir.
• Asimilasyona, var olan bir etnik yapıyı inkâra dönük yaklaşımlarla bu sorunun çözülemeyeceği artık anlaşılmalıdır.
• Kürt sorunu kapalı kapılar ardında konuşulan ve sözün belirsizliğine dayanan bulanıklığından kurtulmalıdır.
• Türkiye olağan hukuka geçmelidir: Hukuk ve adalet reformları gerçekleştirilmelidir.
• Bazı güçlerin Sivil otorite üzerindeki demokrasi ile bağdaşmayan üstün konumuna son verilmelidir.
• Köy koruculuğu tasfiye edilmelidir.
• Tüm siyasi görüşler özgürce örgütlenebilmelidir.
• Düşünce suç olmaktan çıkmalıdır.
• Düşünceyi ifade, toplantı ve gösteri yürüyüşü gibi oluşumlarda bulunup, eylemler veya düşünceleri nedenleri ile tutuklu ve hükümlü konumda olanlar için, genel af çıkarılarak ülkede hoşgörü ve iç barış ortamına geçişin zemini yaratılmalıdır.
• Hangi alanda olursa olsun milliyetçiliğin özendirilmesinden ve akan kan üzerinde siyaset üretmeye çalışan akımlara karşı caydırıcı önlemler alınmalıdır.
• Türkiye’de illegal yapılar tasfiye edilmelidir.
• Kontrgerilla yapılanmasından günümüze kalan tüm yapılanmalar tasfiye edilmelidir.
• Tüm güvenlik güçleri haber almada ihbarcılık, özel hayatı gözleme, izleme ve gizlice dinleme gibi ilkel ve demokratik olmayan yöntemlere itibar etmemeli, ulusal güvenlik ve çetelerin çökertilmesi amaçları dışında bu uygulamalar toplumsal gündemimizden çıkarılmalıdır.
• Her gün ülkemizin değişik kesimlerinde can veren insanları ve bizlere yaşatmış olduğu toplumsal travmayı yaşamak istemiyoruz.
• Son günlerde başlatılan barış girişimini destekliyor, olumlu sonuçlanmasını bekliyoruz.