25 Ekim 2014 tarihinde Bitlis Eren Üniversitesi ile İnşaat Mühendisleri Odası tarafından ortaklaşa düzenlenen “Tarihi Eserlerin Güçlendirilmesi ve Geleceğe Güvenle Devredilmesi” çalıştayının açılışında Vali Vekili sıfatıyla konuşma yapan Bitlis Vali Yardımcısı Salih Altun büyük bir saldırının hedefi oldu.
“Tarihi Eserlerin Güçlendirilmesi ve Geleceğe Güvenle Devredilmesi” konulu Çalıştay konuşmasında, tarihi eserlerin korunması için öncelikle ecdadın sevdirilmesi ve tarihin öğretilmesi gerektiğine vurgu yapan Altun’un sözleri farklı anlamlara çekilerek linç kampanyasına dönüştürüldü.
Çalıştayı takip eden ve HDP’ye yakınlığı ile bilinen Gazeteci Barzan Şerefhanoğlu’nun, @HisyarBarzan uzantılı twitter hesabından 25 Ekim günü yaptığı paylaşımdaki, “Bitlis Vali Yardımcısı Tarih Çalıştayında Faşizmde Level Yükseltti: Bizim Kültürümüzden Olmayan Şeyleri Sevmemiz İçin Neden Yok” ifadeleri üzerine başlatılan linç kampanyası Gomidas Enstitüsü tarafından sürdürüldü.
Londra merkezli Gomidas Enstitüsünde İngilizce olarak Vali Yardımcısı Salih Altun’un, Ermeni ve Kürt Eserlerinin korunmaması yönünde beyanlarda bulunduğunu iddia etti.
Bu arada dikkat çeken en önemli ayrıntı ise Gomidas Enstitüsü’nün uzun zamandır Bitlis’in bir Ermeni kenti olduğu konusunda yürüttüğü çalışmalar. Enstitünün en önemli destekçileri ve takipçileri ise BDP’li belediyeler.
10 Kasım’da ise Vali Yardımcısı Altun’a yönelik linç kampanyasını Gomidas Enstitüsünden Agos Gazetesi devraldı. Agos gazetesinin sür manşetinde ve üçüncü sayfasında, Vali Yardımcısı Altun’un resmi de kullanılarak konuşmasıyla ilgisi bile olmayan ifadelere yer verildi.
"Vali Vekili Ermeni mirasına düşmanlığı itiraf etti” başlıklı haberde, “Vali Vekili Salih Altun’un bir Ermeni manastırının restore edilmesiyle ilgili, ‘Sevmediğim bir adamın yaptığı bina da sevmediğim bir binadır! Niye koruyayım?’ sözleri, alışıldık devlet refleksine yeni bir örnek oldu” ifadelerine yer verilirken Bitlis Vali Yardımcısı Salih Altun, video kaydı da olan konuşmasında böyle bir ifade kullanmadığını, konuşmasının bazı çevrelerce bilinçli olarak çarpıtıldığını ve konu ile ilgili yasal yollara başvuracağını açıkladı.
Bu arada Gazeteciler Bitlis Vali Yardımcısı Salih Altun’un 25 Ekim tarihli “Tarihi Eserlerin Güçlendirilmesi ve Geleceğe Güvenle Devredilmesi” konulu çalıştayda yaptığı konuşmanın tam metnine ulaştı.
Çalıştay’a Vali Vekili olarak katılan Salih Altun, söz konusu konuşmasında, “Sevmediğim bir adamın yaptığı bina da sevmediğim bir binadır! Niye koruyayım?” fikrini, eleştirirken, bu bakış açısının yerleşmesine sebep olan tarihsel ve kültürel kopukluğun giderilmesi ve yeni nesillere tarih ve ecdat bilincinin yerleştirilmesi gerektiğine vurgu yapıyor. Altun, tarihi eserleri korumanın en önemli yolunun geçmişini kötüleme paradoksundan kurtulmak olduğuna vurgu yapıyor.
İşte Altun’un o gün yaptığı konuşmanın tam metni:
“Çok kıymetli hazirun, hocalarımız, ülkemizin dört bir tarafından gelen çok kıymetli mühendis ve mimar arkadaşlar, Bitlis Valiliği adına ve Valimiz Orhan Öztürk adına sizleri saygıyla selamlıyorum.
Bitlis’in içinde barındırdığı somut ve soyut tarihi değerleri ve bunların çeşitliliğini burada bulunan herkes biliyordur. Bitlis mezopotomya ile kafkasya arasında, doğuyla batı arasında bir geçiş noktası olduğu için her dönemde medeniyetlerin ilgisini çekmiş ve bir çok önemli medeniyet bitliste yaşamış, burada değişik eserler inşa etmiş ve bunu geleceğe aktarmıştır.
Şimdi bu tarihi eserleri nasıl koruyacağız, geleceğe nasıl aktaracağız? Bu çok önemli bir sorudur, ama bu sorulara dürüst cevaplar vermek lazım. Aksi halde bunları mekanik birer inşaat olmaktan kurtaramayız.
Peki nedir bu dürüst cevap?
Evvela soyut kültürel mirasa ne kadar sahip çıktık? Osmanlı denildiği zaman, Selçuklu denildiği zaman, “kara bulutlar geldi, karanlık yüzyıl, orta çağ” diye algılayan bir kişinin Osmanlı’nın Selçuklu’nun eserini korumasını bekleyebilir misiniz? Bekleyemezsiniz. Soyut olarak geçmişimizin, ecdadımızın bıraktığı bütün değerleri bir kenara atıp, taşı kayayı koryabilir misiniz? Cevap hayır. Burada büyük bir paradoks var. “Sevmediğim adamın yaptığı bina da sevmediğim binadır. Niye koruyayım!”
Dolayısıyla gençliği yetiştiriken evvela bu topraklarda binlerce yıldır yaşayan ecdadın kültürünü manevi değerlerini inancını, gençliğin hafızasına kodlamak gerekiyor. Bunu kodlarsanız o hatıralara sahip çıkacaktır. Örnek veriyorum bir tesbih düşünün veya küçük bir cımbız düşünün, bu benim babaannemin ise bunu korurum sevmediğim tanımadığım birine aitse atarım.
Dolayısı ile nasıl bir gençlik yetiştirdiğimize bakacağız, geçmişi nasıl beyinlerine kodladığımıza bakacağız, ondan sonra bu tarihi eserleri nasıl korumamız konusunda bir şeyler konuşacağız. İstanbul Üniversitesinin giriş kapısındaki Osmanlı el yazması bir yazıyı kazıyan bir anlayışın o eseri korumasını bekleyebilir misiniz? Bekleyemezsiniz. O kapıyı da yıkabilirdi yani. Dolayısı ile ilkönce manevi kodları gençliğimizin gelecek nesillerimizin beyninde çok iyi taşlamamız gerekiyor.
Selçuklu kimdir, Alparslan kimdir, bu coğrafyaya nasıl gleinmiştir, bu coğrafyada Türkler, diğer kavimler, herp beraber yaşamış olduğumuz, huzur içinde yaşamış olduğumuz insanlar, hangi ortak değerler üzerinde yaşamıştır, bunları gençliğimize öğrencilerimize, gelecek nesillerimize anlatmadan bu eserler taştan öte hiçbir anlam ifade etmeyecektir.
Dolayısıyla bu dürüst yaklaşımla işe başlamak gerekiyor, bu kodlamaları yaptıktan sonra, emin olun ki sizden daha once gençlerimiz bu eserleri koruyacak bunun üzerine bir toz düşse bile onu temizleyecektir. Tarih bilince ve tarih şuurundan bahsediyorum.
Tabiki burada çok kıymetli bilim insanları var ve çok değerli sunumlar yapılacak, Bitlisimizde de gerçekten genç dinamik, KUDEB (Koruma Uygulama ve Denetim Bürosu) ekibimiz var.
Biz Valilik olarak kendilerine son derece destek oluyoruz, yanlarındayız, kültür mirasımızın özüne uygun olarak korunması, bunların gene özüne uygun olarak restore edilmesi ve gelecek nesillere aktarılması için de Valilik olarak biz elimizden gelen her türlü desteği vereceğimizi söylüyoruz. Çalıştayın hayırlı olmasını diliyorum, saygılarımla”
TELEKULAK SKANDALINI ORTAYA ÇIKARAN İSİM
Bu arada Bitlis Vali Yardımcısı Salih Altun, Trabzon’da Arsin Kaymakamı olarak görev yaptığı sırada, ildeki TELEKULAK skandalını ortaya çıkaran isim olarak gündeme gelmişti. Altun, Trabzon Emniyet Müdürü talimatıyla ildeki tüm ilçe emniyet müdürlükleri, karakollar birim amirliklerinin, yerleştirilen özel bir cihazla dinlendiğini ortaya çıkarmıştı.