Bu manzara karşısında insan durup düşünmeden edemiyor: Allah Allah Zaman ne kadar değişti? Eskiden hırsızlar yakalandığı zaman yüzleri kızarırdı, Ar eder yüzünü saklarlardı, halkın huzuruna çıkmaya utanırlardı. Ailesinin ve çocuklarının yüzüne bakamazlardı. ’’Acaba; yolsuzluk hırsızlık değildir!’’Diyen din adamlarımızdan mı cesaretleniyorlar?
*** Son zamanlarda dikkat çeken bir başka olay ise, vaiz ve imamlarımızın minber ve mihraptan hırsızlık, yolsuzluk haramdır! Kul hakkı yemenin affı yoktur!’’Cenab-ı Allah kendine karşı işlenen her şeyi affedebilir, kul hakkını asla etmez.’’diye bir vaazları yok.
Zamanı doldurmak için ya abdesti bozan şeyleri anlatıyorlar ya da toprakla teyemmüm abdesti nasıl alınır onu tarif ediyorlar. Hele israfın haram ve günah olduğundan hiç bahseden yok. Peygamber efendimizin bir hadisini çok duyardık. ’’Derede abdest alırken suyu idareli kullanın.’’ Hutbelerde vaazlarda Hırsızlık, Yolsuzluk, israf gibi konular neden işlenmiyor? Neden şimdi bunlar unutuldu? Yoksa vaiz ve imamlarımıza bunları anlatmayın diye bir talimat mı var, veya bunların çekindikleri korktukları bir yer mi var?
***Hele bir de binlerce insanın hakkına girilerek yapılan VİP torpil listesini savunmaya çalışan bir vekil, akrabalarını torpille atamalarını, Cuma günü hutbede okunan bir ayete bağladı. Bu Milletvekilinin kendisine bu soruyu soran gazeteciye: -Siz Allah’ın ayetine de mi inanamıyor sunuz? Diye çıkışmasına ne denir? Şimdi o ayete bakalım… O ayet, Nahi Süresinin 90. ayetidir. İşte o ayetin Meali:’’Şüphesiz; Allah adaleti, iyilik yapmayı, yakınlarına yardım etmeyi emreder.
Hayasızlığı fenalığı ve azgınlığı da yasaklar. O düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.’’ Bu ayet bir memuru görevinden al, dayının oğlunu onun yerine tayin et diye mi emir veriyor size? Bu haksızlığı bu mübarek sözlerle nasıl ilişkilendiriyor sunuz? Bu yazıdan sonra beni dinsizlikle itham edebilecek din istismarcıları, kendine dindar süsü vermiş din bezirgânları, dini kullanarak siyaset ve ticaret yapan DİNCİ’ler çıkabilir. Toplumumuz DİNCİ ile DİNDAR’ı ayırt edebiliyor. Saf tertemiz duygularıyla inanan Dindarları tenzih ederim, dinciler zaten rezil olmuş, onlara diyecek bir sözüm:
Şairin dediği gibi;
Filozof Rızayım dinsizim sanma,
Dini ben öğrettim kendi babama,
Cambazım her ipte oynarım ama,
Sırat Köprüsünden geçemem hocam!
KAHRAMAN AZAT