Şimdi bu yazı nereden çıktı diyecek olursanız diye “ilham kaynağı”mı açıklayarak başlamak istiyorum yazıma. Dün akşam haberlerinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının bir beyanatını dinledim. Aynen şöyle diyor “Şu anda Sosyal Güvenlik Kurumumuzun 21 milyara yakın bir açığı söz konusu. Bu açığında sebebi aslında Kılıçdaroğlu döneminden gelen o kara delik”. Beyanatın öncesi ve sonrası da var ama benim dikkatimi çeken kısmı burası.
Öncelikle bakalım, Kılıçdaroğlu en son ne zaman SGK genel Müdürü olmuş. 1991 yılında SSK genel müdür olan Kılıçdaroğlu 1999 yılının hemen başında emekli olmuş. Yani bunda tam 19 sene önce. 19 yıl önce doğan çocuklar şimdi askerlik çağına gelmişken, bugünün başarısızlıklarını Kılıçdaroğlu’na yüklemek en hafif deyimiyle halkın aklıyla alay etmek, kendi seçmenini alenen “salak” yerine koymaktır bence.
1991-1998 yıları arasında SSK’nın zararı 9 milyon 200 bin dolar (yıllık 1 milyon 150 bin dolar). Sonraki dört yıllık koalisyon döneminde, 14 milyon 600 bin dolar. (yıllık 3 milyon 650 bin dolar). Sonraki 10 yılda (2002-2012) SSK’nın toplam zararı 143 milyon 200 bin dolar. (yıllık 14 milyon 320 bin dolar).AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana kurumun toplam zararı 175 milyon 780 bin dolar. (yıllık 11 milyon 720 bin dolar). Rakamlar şunu gösteriyor ki, Kılıçdaroğlu’nun SSK genel müdürlüğü yaptığı 8 yılda SSK’nın açıklarının toplamı AKP’nin bir yılda verdiği açıktan bile az. Yani kara deliğin Kılıçdaroğlu’nun zamanından geldiği sözü yalanın kuyruklusu.
Şimdi bu rakamları okuduktan sonra bile kendini oy verdiği partiyi savunmak zorunda hisseden yandaş tayfamız şunu söyleyebilir. Ama efendim o zaman SSK’nın hali malum’du, emekli kuyrukları, ilaç kuyrukları, hastane kuyrukları vardı. Bak şimdi bu yok. Aslında yukarıdaki gündemin sorusu değil bu soru ama bunu da anlatmakta fayda var zira bu yalan 15 yıldır piyasa da artık en azından beni takip edenlerin birazcık olsun zihinlerini açmakta fayda var.
Öncelikle şuradan başlayalım. Ya da şu yanılgıdan başlayalım desek daha iyi olur. 1991-1999 arası SSK açıklarını SSK Genel Müdürü’ne mal ediyorsunuz, suçu ona yıkıyorsunuz madem, o zaman sonrasında bir iyileşme varsa bu da hükümetin değil sonraki yıllarda görev yapan SSK Genel Müdürlerinin başarısı olmaz mı? Eksiklik varsa Genel Müdürü suçla iyileşme varsa aslan payını iktidara ver. Burada bir puştluk var bence.
Hastane kuyruklarından kurtulduğunuz doğrudur lakin artık o kuyruğu evde bekliyorsunuz. MR için 3 ay bekle ya da özele git diyorlar. Ameliyat için ölüm sonrasına randevu veriyorlar. Muayene işi ise “Acil”den girebildiysen ne ala, yoksa en erken 15 gün. Kanser hastalarının, MS hastalarının, ALS hastalarının vatandaşlarının maddi gücünün çok üstünde pahalı olan ilaçlarını SGK’nın karşılamadığını her akşam yandaş olmayan kanallardan öğrenebilirsiniz. En son dün akşam bir devlet memurunun 12 bin lira kredi çekip 3 aylık kürü için ilaç almaya gittiği eczaneden ilacın 5 bin 500 liraya yükseldiğini öğrendiği için döktüğü gözyaşlarını sayın Bakanın Kılıçdaroğlu’na suçu yıktığı beyanatından 1 dakika sonra seyrettik.
Neyse aslında bunlar değil konumuz. Asıl konumuz ve asıl bilinmesi gereken şu. Sosyal Güvenlik Kurumu nasıl yönetilir? Müdürünün yetkileri nelerdir? Maaş kuyruklarının, ya da kurumdaki açıkların sebebi kimdir. ?
Sırayla gidelim. Sosyal Güvenlik Kurumu bir yönetim kurulu tarafından idare edilir. Birleşmeden önce Kılıçdaroğlu’nun Genel Müdürlüğünü yaptığı Sosyal Sigortalar Kurumu’nun altı kişilik yönetim kurulu vardı. Genel Müdür, Genel Müdür Yardımcısı (Hükümetçe atanır), Hazine Temsilcisi, İşçi Sendikaları Temsilcisi, İşveren Sendikası Temsilcisi, Emekli Sendikaları Temsilcisi. Kurul haftada en az bir kere toplanır ve bütün kararlar oy çokluğuyla alınır. Kurulun, emekli maaşlarını, emeklilik koşullarını, prim oranlarını belirlemek gibi bir yetkisi yok. Yalnızca idari kararlar alabilir. Personel alımı, malzeme alım, kurum içi atamalar, çeşitli hizmet alımları vs.
Yeni haliyle Sosyal Güvenlik Kurumu 10 üyeden oluşur. Eski altı üyeye ek olarak, Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Bağımsız Çalışanları temsilen bir üye ve Memur sendikalarını temsil eden bir üyeden oluşur. Kararlar oy çokluğuyla alınır.
Görüyorsunuz ki, SGK Genel Müdür’ü de diğer bürokratlar gibi, hükümetlerin aldıkları kararları kanunlar çerçevesinde uygulayan bir bürokrat. SSK’yı batırmak ya da çıkarmak gibi bir vasfı olamaz. SGK’nın zarar etmesi, prim oranları, emeklilik yaşı, emeklilik koşulları gibi değişkenlerin bir sonucudur ve bu kararlar hükümetin tasarrufundadır.
Kılıçdaroğlu solcu kimliğine rağmen sağcı iktidarlar zamanında görev yapmış ve 1994 yılında da yılın bürokratı ödülü almıştır. Hakkında defalarca idari soruşturma yapılmasına rağmen en ufak bir yolsuzluk suçlamasıyla karşılaşmamıştır. Yolsuzlukla yargılandığı, Rahşan affı diye adlandırılan aftan yararlandığı iddiaları ise tamamen asılsız ve karalama amaçlı ortaya atılan laflardır.
Yazı burada bitmeli ama suçu 19 yıl öncesine atan Sayın Bakan’a birkaç soru sormadan bu yazıyı bitirmek istemiyorum. 15 yıldır iktidardasınız Sayın Bakan. Emeklilere verdiğiniz üç kuruş paraya, işçiden aldığınız dünya kadar prime rağmen bu kurumu zarar ettirmeyi nasıl başarıyorsunuz. Bir de suçu Kılıçdaroğlu’na atarken hakikaten siz kendi söylediğinize kendiniz inanıyor muydunuz?
SMMM DENİZ AYDEMİR