O köye gelin gider. Evleninceye kadar doğup büyüdüğü köyden hiç dışarı çıkmamış olan gelinin adı Besti’dir. Betsi Gelin evlendikten bir hafta sonra baba evine “ayak dönmesi” için gelir. İki gün kaldıktan sonra gelin olduğu köye döner. Daha sonra yıllarca köyüne hasret yaşar. Çayıra, tarlaya, işe gidişinde, gece yatağa uzanışında köyüne özlemi artar da artar.
Çocukları olur. Onlara Türkeşen’i anlatır. Kocasına rica eder minnet eder bir türlü ana babasını ziyarete razı edemez. Ağzını her açışında azarlanır. O zamanlar şimdiki gibi telefon haberleşmesi de olmadığı için köyünden, akrabalarından haber alamaz. Kuşlarla , hayvanlarla dertleşir. Onlarla söyleşir.
Baba ve annesine ulaşmak onlarla görüşmek hasretini en sonunda kâğıda döker. Mektubu da kocasının göreceği bir yere bırakır. Bakalım Besti Gelin ne söyler?
UÇUN KUŞLAR
Uçun kuşlar uçun, çıkın göklere
Köyüm Türkeşene bakın da gelin
Dere mahlesinde vardı bir dere
O derede biraz akın da gelin
Sandıklı kayadan aşağı ovaya bakın
Yoramadan yukarı otoya çıkın
Ahmet beyden geçip bir ataş yakın
Köyümden bir resim çekin de gelin
Öylere uğrayın hal hatır sorun
Anamın atamın damında durun
Onların halini iyice görün
Bulahtan soğuk su için de gelin
Napuzara gidip, ekini görün
Yayla yollarında yarpuzu derin
Kilimi getirin kurudu serin
Cürüllerin ordan geçin de gelin
Uçun kuşlar uçun o güzel köye
Orda konah olun doğduğum öye
Bakın koyun var mı galmış mı düye
Aşık Tufani’ye sorun da gelin.
AŞIK TUFANİ