Ardahan’ın en eski muhasebecilerinden Ömer Türkoğlu, Türkiye’de yaşanan yüksek enflasyon ve Ardahan ekonomisinin son durumu hakkında muhabirimize açıklamalarda bulundu.
KDV ORANLARININ ARTIRILMASI TÜKETİMİ DÜŞÜRDÜ
Ekonomik durgunluk nedeniyle kentte küçük ve orta ölçekli işletmelerin iflas noktasına geldiğini belirten Türkoğlu, “Ekonomide çok büyük sıkıntılar var. En büyük sıkıntı özellikle artırılan KDV oranlarından kaynaklı hizmet sektörü zor günler geçiriyor. Çoğu kalemde yüzde 1 olan KDV yüzde 10'lara 20'lere çıkartıldı. Bu da fiyatlara yansıyor. Temizlik ürünlerin oranı yüzde 20, meyve suyu gazozlu içecek ve diğer gıda maddeleri sebze ekmek gibi ürünlerin oranı ise yüzde 1 olarak uygulanıyor. Maliyenin artırdığı KDV oranları tüketimi düşürdü. Haliyle vatandaşın alım gücü düşünce bu da satışlara yansıdı. Birçok esnaf günü siftahsız kapatıyor. Geleceklerinden kaygılı ve acilen çözüm bekliyor” dedi.
NAKİT PARA PİYASADAN KALKTI HERKES KREDİ KARDI KULLANIYOR
Ülkede yaşanan ekonomik krize bağlı olarak insanların alım güçlerinin büyük oranda düştüğünü de belirten Türkoğlu, “Türkiye genelinde olduğu gibi ilimizde de satışların yüzde 90'ı kredi kartı satışı ile yapılıyor. Paranın değeri düştü. İnsanlar artık ceplerinde bir tomar parayla gezmiyor. Bunun yerine kart kullanımını tercih ediyor. Nakit kullanımı tamamen kalktı. Bu durumda maliyenin üretici tüketici ve vatandaşları rahat takip etmesine kolaylık sağladı. Maliye şu an işyerlerine yaptığı denetimlerde satış göstermeyen iş yerlerine ceza yazıyor. Oysaki gerçekten esnaf günü siftahsız kapatıyor. Maliye ise olmayan bu satış nedeniyle cezai işlem uyguluyor. Tüketimde kredi kartı kullanımı maliye açısından kayıp ve kacağı önlemek için bir yandan iyi görülse de bu uygulamanın eksik yanları da var” ifadelerini kullandı.
ESNAF ARTAN MALİYETLERİN ALTINDAN KALKAMIYOR
Zamların ana kaynağının maliyet giderlerinin artmasından kaynaklandığını da vurgulayan Türkoğlu “Esnaf durduğu yerde fiyatlarını arttırmıyor. Akaryakıt, Doğalgaz ve Elektrik fiyatlarına yapılan zamlar halka yansıyor. Esnaf her geçen gün artan maliyetlerin altından kalkmak için fiyatlarını artırmak zorunda kalıyor. Bugün bir lokanta bir tas çorba 150-200 liraya çıkmışsa bunun sorumlusu esnaf değil bu üç kaleme yapılan zamlardır. En küçük bir işletmenin doğalgaz tüketimi bugün 15-20 bin lira, elektrik tüketimi 4-5 bin liradan aşağı gelmiyor. Bu nedir giderdir. Daha geçtiğimiz hafta doğalgaza yüzde 25 zam daha geldi. Yaz aylarında olduğumuz için belki bu zammı evlerde hissetmiyoruz ama kış aylarında evlerdeki doğalgaz faturaları da artmaya başlayacak” açıklamasında bulundu.
İŞLETMELERE ACİLEN DÜŞÜK FAİZLİ KREDİ OLANAĞI TANINMALI
Kredi faizlerinin yüksek olması ve esnafların bankalardan kredi alamadığını da sözlerine ekleyen Türkoğlu, “Ülkede üretim artmadığı sürece enflasyonun düşmesini bekleyemeyiz. Şu an en büyük sorun faiz oranlarının yüzde 45-50'lerde olmasıdır. Üretici bu yüksek oranlar nedeniyle finansmana ulaşamıyor. Esnaf Bankalardan kredi almakta zorlanıyor. Hükümet acilen bu konu da küçük esnafı ayağı kaldırmak için bir çalışma yapması lazım. Esnafın kendini çevirebilmesi için krediye ihtiyacı var. Öz varlıklarıyla ayakta kalması imkânsız hale geldi. Bölgemiz hayvancılıkla geçimini sağlayan bir yer. Besicilik kredisinin faizleri uygun ancak. Buna da bir kota koymuşlar. Yüz baş büyükbaş hayvanı olmayana kredi vermiyorlar. İlimizde hayvancılık yapanlar küçük ölçekli üreticiler yani ahırlarında 15-20 hayvanı olan vatandaşlar. Bu kredi olanaklarından küçük ölçekli üreticilerin faydalanması da sağlanmalı. Herkesin ahırında yüz-iki yüz baş büyükbaş hayvan bulunmuyor. Kredi olanakları tabana yayılırsa üretim artar buda vatandaşın alım gücüne yansır” dedi.
EMEKLİ ARTIK EV ARABA ALAYIM DEMİYOR KARNIMI NASIL DOYURUUM DERDİNE DÜŞTÜ
Emekli maaşlarına yapılan yeni zam oranlarının yetersiz olmasını da eleştiren Türkoğlu, “Devlette ya da özel sektörde 25-30 yıl çalışmış sonra emekli olmuş bir vatandaş şu anda açlık sınırının çok altında maaşlarla hayatta kalma mücadelesi veriyor. Hükümet acilen bu kesimin çektiği sıkıntıları gidermesi lazım. 2008 yılında çıkartılan 5510 sayılı kanunun değişmesi gerekiyor. Bu kanun emeklinin alacağı parayı üçte bir oranına indirdi. Bu kanun çıkmamış olsaydı bugün en düşük emekli maaşı 35 bin liranın altında olmayacaktı. Ortalama emekli maaşı ise 45 bin civarlarında olacaktı. Şu anda bir emeklinin ev araba alma hayali yok. Kiramı nasıl öderim karnımı nasıl doyururum, çocuklarıma nasıl bakarım derdinde” ifadelerini kullandı.
Yorumlar
Kalan Karakter: