Türkiye ile Avrupa Birliği arasında imzalanan anlaşmalar çerçevesinde, Türkiye hükümetince uygun görülen ve Avrupa Birliği tarafından finanse edilen etkinlikler arasında yer alan ‘Medya ve Mülteciler Basın Buluşmaları' Ankara'da Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının öncülüğünde 81 İlde görev yapan deneyimli 150’e yakın basın mensubunun katılması ile SGDD ve MUDEM işbirliğiyle düzenlendi.
Ardahan Gazeteciler ve Foto Muhabirleri Cemiyeti Başkanı Özkan Karakaya ile birlikte Yönetim Kurulu Üyesi Sezgin Uygar ve Gazeteci Bülent Kılıç’ın da katıldığı toplantıda yazılı ve görsel basında mülteci kavramı tartışıldı.
3 gün süren seminerde yerel gazetelerden temsilciler, Anadolu’dan gazeteciler katılırken Suriyeli Gazeteciler, yabancı ülkelerden medya temsilcileri de katıldı. Birinci gün Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Akarca, AB Türkiye’deki Mültecilere Mali Yardım Aracı Bölüm Başkanı, AB Türkiye Delegasyonu Emma Clua Vandellos da katıldı. Buluşmaların açılış konuşmasını Mülteci Destek Derneği Genel Koordinatörü Safa Karataş, yaptı.
25 MİLYONU ÇOCUK
Safa Karataş dünyada milyonlarca insanın istenmeyen nedenlerden ülkesini terk ettiğini ifade ederek şunları söyledi; “Projenin ortaklarından olan Mülteci Destek Derneği’nin Genel Koordinatörü olarak görev yapıyorum. Bilindiği üzere, Dünya, İkinci Dünya Savaşı sonrası en büyük insani krizlerinden birini yaşıyor. Dünyada bugün 70 milyona yakın insan, istenmeyen nedenlerden ötürü yaşadığı yeri terk etmiş durumdadır. Bu sayının 25 milyonu mülteci statüsünde ve bu 25 milyonun yarısından çoğu maalesef çocuklardan oluşuyor.
KRİZİN ÖNÜNE GEÇTİ
"Ülkemizin komşuları Suriye ve Irak da ne yazık ki bu sıkıntılı tabloda ve istatistiklerde önemli yer tutan iki ülkedir. Bugün ülkemiz 3.5 milyonu aşkın Suriyeli, yarım milyona yakın, büyük çoğunluğu Irak ve Afganistan kökenli, Suriyeli olmayan kişiye yeni bir ev, yeni bir umut olmuştur. Uluslararası kamuoyunda takdirle karşılanan, ilgili kurumlarımızın, ülkemizin ve milletimizin gösterdiği cömert tutum, bölgede çok daha büyük boyutlara varabilecek bir insani krizin bir nebze de olsa önüne geçmiştir."
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Akarca da konuşmasında, Suriyelilerin Avrupa’da yaşadığı zorulukları ve nasıl istenmediklerine vurgu yaparak,” Türkiye böyle bir drama sessiz kalamazdı” dedi.
AB Türkiye’deki Mültecilere Mali Yardım Aracı Bölüm Başkanı, AB Türkiye Delegasyonu Emma Clua Vandellos de, “Mülteciler için mali yardım aracı dediğimiz zaman bu öncelikle büyük resme bakmalıyız. 3,5 milyon mülteciye ev sahipliği yapıyor. Şunun farkındayız Türkiye çaba gösteriyor. Hem ülke hemde ülke vatandaşları tarafından. Türkiye’yi destekliyoruz. Desteklerimiz devam edecek. 6 milyar euro taahhütümüz vardı. Bunun 3 milyarını karşıladık. Diğer kısmını da karşılayacağız. 1,4 milyon eurosunu insani yardımlar için, diğer kısmının da mültecilerin entegrasyonu için kullanılmasını sağlayacağız. Eğitim ve diğer sosyal alanlarda projeler uygulayacağız” dedi.
SGDD Genel Koordinatörü İbrahim Vurgun Kavlak, toplantıda yaptığı konuşmada, halk arasında çok sık kullanılan ‘mülteci’ kavramının özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrasında meydana gelen hareketlilik sonrasında ülkelerin bir araya gelip 1951 Cenevre Mülteci Sözleşmesi ile ortaya çıkan bir olgu olduğuna dikkati çekti.
Türkiye’nin bu sözleşmeye coğrafi sınırlandırma koşulu ile imza attığı ifade eden Kavlak, şöyle konuştu: “Türkiye, ‘Ben Avrupa Konseyi üyesi ülkelerden gelen kişilere mülteci derim’ demiş. Yani Avrupa dışından gelenlere baktığımızda Irak, İran, Suriye ve Afganistan gibi birçok ülkeden gelen kişilere, Türkiye kendi mevzuatı açısından mülteci demiyor. Dolayısıyla Türkiye’nin kendi mevzuatı açısından bu kişilere mülteci denilemiyor. Bizler Uluslararası terminolojiye göre mülteci diyoruz ama bu kişilerin farklı farklı statüleri bulunmakta. Ülkeler mülteci sorununa ilişkin 3 temel kalıcı çözüm ortaya koydu. Birincisi kişilerin tüm sorun kalktığında ülkelerine kalıcı olarak dönmeleri. İkincisi, üçüncü bir ülkeye yerleştirme. Üçüncüsü de yerel bütünleşme. Yani kişiler sığındıkları ülkelerin dilini, kültürünü yapısını öğrendikten sonra hayatlarına devam ederler.”
Habertürk Gazetesi Yazarı Muharrem Sarıkaya da konuşmasında şunları ifade etti: “Türkiye’de mülteci, sığınmacı diye nitelendirebileceğimiz 3,5 milyon kişi yok, 12 milyon kişi var. Biz ne çabuk unuttuk Somali’den, Afganistan’dan gelenleri. Eskiden bazı illerimizde Afgan mahalleleri vardı. Koca bir köy kurmuşlardı. Afganlar şuan aramıza karıştı. Şuan hiç Afgan kalmadı. Bizim bu dili değiştirmemiz gerekiyor. Devlet yazışmalarında bile sığınmacı değil, mülteci kavramı kullanıyoruz.”
Toplantıda, Reuters Haber Ajansı Foto Muhabiri Ümit Bektaş, Kanal D Ankara Temsilcisi Ercan Gürses, Global Tv Ankara Temsilcisi Faruk Demirel, UNFPA Türkiye İletişim Uzmanı Çelik Özüduru ve İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Ayşad Güdekli de mülteci sorunuyla ilgili görüşlerini katılımcılarla paylaştı.
Yorumlar
Kalan Karakter: