Küresel Gazeteciler Konseyi (GJC) Başkanı Mehmet Ali Dim gazetecilerin katılımıyla düzenlenen konferansta "Gürcü gazetecilere ülkemize hoş geldiniz diyorum. Aramızda mesleki işbirliğini derinleştirebileceğimizi ve yeni, ortak projeler gerçekleştirebileceğimizi ümit ediyorum” dedi.
Ayrıca, gazetecilere Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye'nin elde ettiği başarılar, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokrasi ve uluslararası platformda ülke menfaatlerini savunma alanında atılan adımlar hakkında bilgi verilmiştir.
Verilen bilgilere göre, KGK kuruluşunun amacı gazetecilerin mesleki, sosyal, kültürel ve demokratik değerlerini güçlendirmek ve Türkiye’den Orta Asya, Kafkaslar, Balkanlar ve Ortadoğu’ya kadar tüm ülkelerde gazeteciler arasında dayanışma sağlamaktır. Mehmet Ali Dim KGK’nin dünya çapında 52 ülkede temsilcinin olduğunu belirtti.
Türkiye’de geçirdiğimiz yoğun ve duygusal günlerde Türk mevkidaşlarımızla çeşitli formatlarda yakın iletişim kurma, birbirimiz hakkında birçok ilginç ve yeni bir şey öğrenme, fikir alışverişinde bulunma, izlenim ve görüş paylaşma, ileride işbirliğimize devam etme ve iletişim halinde kalma arzularımızı ifade etme ve bunun gibi mükemmel bir başlangıcını etkili iletişime dönüştürme niyetimizi beyan etme fırsatını bulduk.
Çeşitli medya kuruluşlarına (TRT, Global Haber), Bakanlıklara (Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı) ve Derneklere (DEİK) yaptığımız ziyaretler sırasında Gürcistan'a karşı özel bir ilgi ve iyi niyetin mevcut olduğunu ve iki stratejik partner ve komşu ülkenin gündeminde mevcut olan sorunların karşılıklı menfaatler ve dostluk temelleri üzerine çözümlenmesi kararlılığını gördük.
Türkiye Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi'nin (DEİK) İstanbul ofisinde çok enteresan bir toplantı yapıldı. Türk-Gürcü İş Konseyi ve Gürcistan Uluslararası Yatırımcılar Derneği Başkanı Osman Çalışkan Mzhavanadze "Türkiye ile Gürcistan arasında Gürcü ve Türk halkının refahı hedefine yapılan anlaşmalar çok önemli" dedi.
İş görüşmeleri yanı sıra Türkiye'nin zengin, kültürel ve tarihi anıtlarını gezme ve lezzetli Türk mutfağını tatma fırsatı bulduk. Türk mevkidaşlarımız bizlere Türk misafirperverliğinin unutulmaz hatıraları vererek tüm gezi boyunca onlardan özel ilgi, sıcaklık ve sevgiyi hissettik. Ankara ise İstanbul'dan tamamen farklıdır. Türkiye’nin başkenti büyük Türk devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk'ün ruhunu taşımaktadır. Ankara ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün liderliğini laikiyle yansıtan bir şehirdir.
Dünya tarihinde Atatürk gibi ülkesinin geleceğini köklü bir şekilde değiştiren bir lideri bulmak zordur. Atatürk rahatlıkla Liderler Çağı diyebileceğimiz bir dönemde yaşamış ve faaliyetini sürdürmüştür. O dönemde münferit seçkin kişiler ulusların, devletlerin ve tüm dünyanın kaderi hakkında karar verirlerdi. Bu kadar önemli ve kritik dönemde Atatürk gibi güçlü bir şahsiyetin, ilerici ve uzak görüşlü devlet adamının iktidara gelmesi Türkiye için büyük bir şans olmuş ve hem ülkede hem de insanların bilincinde büyük değişikliğe yol açmıştır. Bu nedenle Atatürk, modern Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, ilk cumhurbaşkanı ve aynı zamanda halkın kurtarıcısı ve atası olarak bilinmektedir. Atatürk çok yönlü ve üstü kişiliği olan bir şahsiyetti. Kendisi hem devlet adamı, hem asker hem de devrimciydi. O dönemin koşulları göz önüne aldığımızda söz konusu üç niteliğin tek bir kişiye ait olması Atatürk’ün elde ettiği başarıları temin etmiştir.
Atatürk insanların zenginliğinin kişiliğinden ve ahlakından kaynaklandığını, askeri alanda başarının ekonomide, günlük yaşamda ve kültürde yapılan reformlarla aynı sonuçları vermeyeceğini söylemiştir. Mustafa Kemal Atatürk'ün bu düşüncesi bugünün dünyası için de geçerlidir.
Ankara ziyaretimiz sırasında Türkiye Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam ile görüştük. Bakan Yardımcısı Gürcistan'ın çeşitli menfaatlerin karşılaşma alanı olmaması ve bu çelişki içinde ezilmemesi gerektiğini söyledi. Balan Yardımcısı "Sosyal medyadaki kara propagandayı önlemenin en iyi yöntemlerden biri eğitim ve insanları doğru bilgilendirmedir. Biz sizin Türk dostlarınız olarak bir avuç Gürcistan'ın büyük ülkelerin karşı karşıya geldiği ve menfaatlerinin çeliştiği bir alan haline gelmemesini arzu ediyoruz. Biz Gürcistan'ın da kendi çıkarları aleyhine zarar görmemesini ve aramızdaki ilişkilerin etkilenmemesini istiyoruz" dedi. Ayrıca, Gürcistan'ın Ankara Büyükelçisi Giorgi Janjgava ve Yunus Emre Enstitüsü İletişim Başkanı ile de görüşmelerimiz yapıldı.
Yunus Emre Enstitüsü temsilcisinin verdiği bilgilere göre, Yunus Emre Enstitüsü bir kamu kurumudur. Enstitünün amacı Türkiye'nin, Türk dili, tarihi, kültürü ve sanatını tanıtmak gerekli bilgi ve malzemeleri temin etmek, yurtdışında Türk dili, kültürü ve sanatı öğrenmek isteyenlere yardım etmek ve gerekli hizmet sağlamak, Türkiye ile diğer ülkeler arasında kültürel alışverişi ve dostluğu temin etmektir.
Ayrıca, kendisinin verdiği bilgilere göre, Yunus Emre Enstitüsünün yurt dışında 58 kültür merkezi vardır. Kültür merkezleri Türkçe öğretiminin yanı sıra bulundukları ülkelerde eğitim kurumlarıyla işbirliği yaparak Türkoloji ve Türkçe öğretimini desteklemektedirler. Ayrıca, Türk kültür ve sanatını tanıtmak amacıyla kültür merkezleri tarafından birçok yerel ve uluslararası etkinlik düzenlemektedir.
Ankara'da yapılan diğer toplantılarda Türkiye ile Gürcistan arasındaki dostane ilişkilerin yanı sıra siyasi ve ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesi önemine değinildi. Ayrıca, görüşmelerde geleceğe yönelik işbirliği planları, iki ülke arasındaki ilişkilerin büyük potansiyeli ve mevcut potansiyelin değerlendirilmesi durumunda Gürcistan'ın hem siyasi hem de ekonomik alanında elde edebileceği avantajlar konusu ele alındı.
Türkiye ziyaretimizin sonunda bu sene mayıs ayında ev sahipliğimizi yapan Küresel Gazetecilik Konseyi temsilcilerinin de Gürcistan'a iade-i ziyarette bulunacakları konusunda anlaştık.
Fotoğrafların yazarı: Khatuna Gogichaishvili
Yorumlar
Kalan Karakter: