Dergisinin bugün piyasaya çıkan sayısında Başbakan Tayyip Erdoğan'a yönelik çarpıcı eleştiriler dikkat çekerken analizde gazeteciler.com yazarı Levent Gültekin'in de görüşlerine yer verildi.
"Erdoğan'ın ters tepen hırsı" başlığıyla yayımlanan analizde, Başbakan Erdoğan'ın 'Türkiye'nin yeni cumhurbaşkanı olmaya fazla odakladığını' ve 'otoriter eğiliminin giderek arttığını' yazıyor. Medyaya yönelik baskı, demokratikleşme, yeni anayasa, Kürt sorunu, ifade ögürlüğü, gibi konularda hükümetin son dönem politikalarına önemli eleştirilerin yer aldığı analizde 'otoriterleşme' vurgusu yapılıyor.
İşte Economist'te yayınlanan o analizden çarpıcı bölümler:
Recep Tayyip Erdoğan Türkiye'nin bir sonraki cumhurbaşkanı olmaya fazlasıyla odaklanmış durumda
Türk başbakanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde Atatürk'ün giydiğine benzer bir kalpağı denerken görüldü. Kemalistler dehşete kapıldı. Yine de hiç kimse Erdoğan'ın Türkiye'nin 1938'de ölen bu büyük adamdan bu yana en etkileyici lideri olduğunu tartışamaz. Ilımlı islamcı çizgideki Adalet Ve Kalkınma Partisi büyük halk desteği, onlarca yıllık beceriksiz yönetimlere tepki dalgasıyla 2002'de iktidara geldi. Erdoğan Türkiye'yi durgunluktan ve siyasi felçten kurtarıp bölgesi için bir ilham kaynağı haline getirdi.
Generallerin gücünü kırdı, kadın ve Kürt hakları konusunda ilerlemeler kaydetti, kişi başına düşen milli geliri ikiye katladı, modern yollar ve hastaneler inşa etti, mazlumlara güç verdi. Reformları sayesinde Avrupa Birliği 2005'te Türkiye'yle müzakerelere başladı. Akdeniz bölgesinde bazı ekonomiler batsa da, Türkiye, cari açıkla ilgili bazı endişeler rağmen, sadece yavaşladı, batmadı.
AK Parti'nin Haziran 2011'de üçüncü kez tek başıan iktidara gelmesi sürpriz olmadı. Ancak, bir yıl sonra Erdoğan daha önce hiç görülmemiş bir sınavdan geçiyor. Kanser olduğu iddiaları, güçlü Gülen cemaatiyle sürtüşmesi, artan Kürt şiddeti ve Suriye'deki savaş. Gittikçe otoriterleşiyor, görev süresi 2014'te bitecek Abdullah Gül'den sonra cumhurbaşkanı olma ihtirası da muhakemesine gölge düşürüyor belki.
GÜLTEKİN: MİLLİYETÇİLER KÜRTLERİN TALEPLERİNİ RED EDECEK!
Yorumcular, Erdoğan'ın bu ihtirasının, demokratik anayasa vaadinin altını oyduğu görüşünde. Bu konuda bir taslak hazırlaması öngörülen meclis komisyonu başarısız olacak şekilde tasarlanmış görünüyor. Her bir madde için bütün üyelerin oybirliği şartı aranıyor. İslamcı çizgiye yakın yorumcu Levent Gültekin "Milliyetçiler Kürtlerin Kürtçe eğitim talebini kabul edecek mi? Tabii ki hayır" diyor. Pekçok kişi Erdoğan'ın AK Parti'nin cumhurbaşkanı yetkilerini artıracak kendi taslağını hazırlamasını, böylece partisinin kuralları gereği başbakanlığı bıraktıktan sonra da ülkeyi yönetme imkanına kavuşmak istediğini düşünüyor. Mecliste üçte iki çoğunluğu sağlamadığında, yeni anayasa referanduma gidecek görünüyor. Çoğu ankete göre AK Parti epey önde.
GAZETECİLER ÖĞRENCİLER CEZAEVİNDE
Medya ve hükümet ilişkisine de değinen Economist dergisi, medya patronlarının hükümetle ilişkilerini kaybetmek korkusuyla muhalif gazetecilerin işine son verdiğini yazıyor.
Çoğu PKK üyesi olmakla suçlanan Kürtlerden oluşan en az 80 gazetecinin cezaevinde olduğu belirtiliyor. Dergi, yine aynı suçlamayla binlerce öğrencinin de demir parmaklıklar ardında olduğuna dikkat çekiyor.
Dergiye göre laik kesim de Erdoğan'ı 'İslamcı köklerine dönmekle suçluyor. Yazıda, Erdoğan'ın 'din odaklı milliyetçiliğinin aşırı sağcı ve muhafazakâr seçmenleri' çekme amacında olduğu yorumu yapılıyor.
Türkiye'nin Suriyeli muhaliflere desteğinin eleştirildiği belirtilen analizde birçok generalin cezaevinde olduğu hatırlatılırken 'ordunun sessiz kaldığı, Erdoğan'ın destekçilerinin bile Suriye kumarını sorgulamaya başladığı' yazıyor.
ÖNCELİĞİ KENDİ EVİNİ DÜZENE KOYMAK OLMALI
Dergi analizi şu sözlerle sonlandırıyor:
"Son anketlere göre Türklerin yalnızca yüzde 17'si Avrupa Birliği üyesi olabileceklerine inanıyor. Birçokları ülkelerinin bölgesel bir savaşa saplanmasından korkuyor. Erdoğan, kamuoyunun havasını koklamakta ustadır, fakat popülaritesi giderek azalıyor. Önceliğinin, cumhurbaşkanı olma hırsından çok, tüm Türk vatandaşlarını destekleyecek bir anayasa ile evini düzene sokmak olmalıdır."