Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) görüşülmek üzere Genel Kurul gündemine alınan “Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, doğa savunucularını endişelendirmeye devam ediyor. TEMA Vakfı, teklifin doğa, yaşam ve gelecek kuşaklar için ciddi tehditler barındırdığına dikkat çekerek yasanın reddedilmesi çağrısını yineledi.
TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, teklifin sadece çevresel değil; sosyal, hukuki ve ekonomik sonuçları bakımından da büyük riskler taşıdığına vurgu yaparak, şunları söyledi:
“Bu teklif, doğayı korumayı engel olarak gören bir zihniyetin ürünü. Kamu yararı ilkesini şirketler lehine zayıflatan, doğayı ise tamamen göz ardı eden bir anlayışla hazırlanmış. Eğer yasalaşırsa, korunan alanların yalnızca adı kalacak.”
Madencilik Kolaylaşıyor, Doğa Geri Plana Atılıyor
1985’ten bu yana 30 kez değiştirilen Maden Kanunu'nun, her düzenlemede doğa koruma önlemlerini daha da zayıflattığını hatırlatan Ataç, 2004 yılında yapılan değişiklikle birlikte orman, milli park ve koruma alanlarının madenciliğe açıldığını belirtti. Yeni yasa teklifi ile bu alanlardaki madencilik faaliyetlerinin daha da kolaylaştırılması hedefleniyor.
Ayrıca, teklif ile birlikte çevresel etki değerlendirme (ÇED) süreçlerinin daha da etkisizleştirilmesi, ruhsat ve izin süreçlerinin tek bir kurum olan MAPEG (Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü) çatısı altında toplanması planlanıyor.
Yüz Ölçümünün %93’ü Maden Ruhsatlı Olan Kentler Var
TEMA Vakfı’nın 2019’dan bu yana sürdürdüğü ruhsat haritası çalışmaları, maden faaliyetlerinin boyutunu gözler önüne seriyor. Örneğin, Gümüşhane’nin yüz ölçümünün %93’ü, Kütahya’nın ise %92’si IV. Grup (altın, kömür, nikel vb.) maden ruhsatlarıyla kaplanmış durumda.
Deniz Ataç, bu durumun yalnızca madencilik yapılan alanlarda değil, çevresinde yaşayan insanların sağlığında, tarım alanlarında ve su kaynaklarında da geri dönüşü olmayan hasarlara yol açtığını ifade etti:
“Maden kapansa dahi; atık barajları, liç yığınları ve pasa alanları on yıllar boyunca çevreyi tehdit etmeye devam ediyor. Kanun korumazsa, maden yaşatmıyor.”
TEMA: Yaşamı Savunmalıyız
Yasa teklifinin aynı zamanda Mera Kanunu, Elektrik Piyasası Kanunu, Yenilenebilir Enerji Kanunu ve Çevre Kanunu’nu da etkilediğine dikkat çeken TEMA Vakfı, su ve gıda güvenliği ile geçimlik tarımı doğrudan tehlikeye atan bu düzenlemelerin geri çekilmesini talep ediyor.
“Yaşamı savunmalıyız” diyen Ataç, “Bu teklif geçerse, acele kamulaştırmalar yaygınlaşacak, yurttaşın mülkiyet hakkı zedelenecek ve halkın katılım hakkı ortadan kalkacak. Bu yalnızca doğa için değil, toplumun geleceği için de büyük bir risktir.”
"Kuraklığa ve Açlığa Büyük Adım" Uyarısı
TEMA Vakfı, yasa teklifinin ekosistem bütünlüğüne ve toplumsal yaşama zarar vereceğini belirterek, “Kuraklığa ve Açlığa Büyük Adım Yasası” ifadesiyle teklifin yol açacağı felaketlere dikkat çekti. TBMM Genel Kurulu’nda görüşülecek olan teklifin reddedilmesi gerektiği bir kez daha vurgulandı.
TEMA Vakfı, Anayasa ve uluslararası çevre sözleşmelerine aykırı olan bu teklifin geri çekilmesi ve doğayı koruyan bir yasal çerçevenin oluşturulması için çağrıda bulundu.
Yorumlar
Kalan Karakter: