Yaz ortasında 80 ton kömürü,acil diye gazete ilanına gerek görmeden teklif usulüyle aldıran Kaymakam Köken’e bu acele niye diye sormak lazım!
Posof ilçesinde yaşanan rezaleti köşesinde değerlendiren Posof Sınır Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Alper Turgut, konu ile ilgili açıklamasını aynen yayınlıyoruz.
Havalar fokur fokur sıcak “Yaz ortasında 80 ton acil kömür”
DEVLETİ TEMSİL EDENLER YURTTAŞLARINA KİN DUYAMAZLAR!
Nüfus çoğunluğunun sağlık, eğitim, iş, aş derdi nedeniyle göçüp gittiği bir memlekette, kalanların çoğunluğunun ise devletin yeşil kartına talim ettiği bir süreçte, bir gazete kurmak için ilçeye 5 yıl önce matbaa tesisi kazandıran, kendi ayakları üzerinde durarak 1 Bağ-kur ve dört SSK'lı işçi çalıştırarak devlete katma değerde bulunan gazetemizin ilan kıskacına alındığını öğreniyoruz.
Gazete patronumuzun köy evinde inzivaya çekilip, köy işleriyle uğraşıp kimsenin etlisine, sütlüsüne karışmayıp her işi vekaleten bize bıraktığı süreçte, bizlerde bu gazetenin ayakta durması için alın terimizle çalışıp, duruyoruz.İşsizliğin milyonları geçtiği bir ülkede 5 kişinin istihdam ettiği, SSK primi ile Bağ-kur primini yatırıp devlete stopaj vergisini geciktirmeden ödeyebilmek için almamız gereken yasal olan ilanların katkısını düşünürken, son günlerde birkaç alımda gazeteye ilan düşmemesi için taktikler geliştirildiği ve bizi sıkıntıya sokmak için planlar yapıldığı öğreniyoruz.
Posof ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün 80 tona yakın kömür alım ihale ilan olurunu almak için kaymakamlık makamına götürülen evrak ile ilgili yapılan konuşmada acil yöntemle alın gazete ilanına çıkmayın. Gazeteye vereceğimiz para ile 4 ton fazla alırız. Kamu İhale Kanunun 21. maddesi f bendini uygulayıp vermeyelim. Şavşat'taki, Ardahan'daki kömürcülere teklif mektubu gönderin, harcama yetkisi benim, ben böyle istiyorum diye müdüre talimat verdiği iddia edilen kişinin bu ilçede devleti temsil eden birinin olduğunu öğrenince, "biz ne yaptık ki, bize bu kadar kin duyuluyor ve ekonomik kıskaca alınmak isteniyoruz" diye düşündüm, durdum. Bize bir haberden dolayı kin besleyenin üstelik devleti ve hükümeti temsil edenin Posof'ta görev yaptığı süre içerisinde elle tutulur, gözle görülür kalıcı bir hizmete imza atmamasına rağmen, hep olumlu haber yaptığımız için vatandaşlar tarafından gerek şahsımıza, gerekse e-mail adresimize gelen onlarca eleştiriye kulak tıkayarak, 'küçük bir ilçede kurumlar arasında moral bozmayalım' düşüncesiyle eleştiri yapmamamızın bedelini ödediğimizi görüyoruz.
2009 yılındaki ilçe milli eğitime ait ilan ücretlerinin gazetemiz hesabına zamanında ödenmesini geciktirmek için 'İl Meclis Karar Örneğini’ kabul etmeyip aslını istenmesinin ise ayrı bir olay olduğunu öğreniyoruz. Her şey bu kadar tesadüf mu üst üste gelir? Yoksa; Ardahan'daki gazetelerde çıkan birkaç eleştirisel haberlerin kaynağının bizler olduğunu tahmin etmeniz mi, yada bize kızma, kin duyma nedeninin deve oynatan Posoflu gençlere bahşiş vermeyişini eleştiren bir haberimiz mi? Devleti ve hükümeti temsil edenlerin her ne şartta olursa olsun bütün yurttaşlarını kucaklamalı ve temsil ettikleri makamın şefkatini topluma yansıtmalıdırlar. Kaldı ki, gazeteye ambargo koyacağım diye, usul hatası yapıp çok şeffaf olunması gereken konularda rekabet ortamı oluşması engellenmemelidir.
Gazetemizin hukuki çerçevede gazetede ilan edilmesi gereken İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün 80 tona yakın yakacak hizmet alım ihale ilanının gazetelerde yayınlatmayıp kurum ve kişileri zan altında bıraktığı iddia edilen kaymakamla, Ardahan İl Koordinasyon Toplantısı çıkışında karşılaşıyoruz.
Kaymakam son sayımızda manşetten verdiğimiz Başbakan Erdoğan'ın, kaymakamlara hitaben yaptığı konuşmasındaki haberini yayınlamamıza da kızmış olacak ki; 'Alper bey, siz nasıl gazetecisiniz? Gereksiz şeyleri haber olarak görüyor, okullara aldığım akıllı tahtaları görmüyor, ilçe tarım müdürlüğünün fidan dağıtım haberini yazmıyorsunuz?
Merhaba kaymakam bey diyerek tokalaşıp, "Aramızda bir iletişim kopukluğu var, bu konuyu bir ara konuşalım."diye teklifte bulundum.
Kaymakam: 'Ne konuşması gereken bir şey yok. İlçe Mili Eğitim Müdürlüğümüzle irtibatla ol. Çağırınca git. (her halde gazeteci olduğumuzu unutup, emrindeki fotoğrafçı sanıyor) Haberleri yap. Sen neyi encümenlerin haberini yapıyorsun. Bilmiyor musun? Böyle haber yapmak suçtur. (AK Partili ve CHP'li İl Genel Meclis Üyelerinin kendisi ile ilgili iddiaları) Ben, seni bir kez affettim, biliyorsun de mi? Mahkemeye dava açmadım. Diye emri vaki konuşunca; Kaymakam bey, karşılıklı iyi niyet önemli. Ben her kesimin gazetecisiyim. Sizin haberlerinizi de yaptım, encümenlerinde. Sizde defalarca gazetemize gelerek haber yazdırdınız. Hukuki olarak suç görüyorsanız mahkemenin yolu orada. Dava açabilirsiniz. Aynı hassasiyeti ilçe milli eğitimin kömür alımında niye yapmadınız. Yayınlanması zorunlu resmi ilanlarımıza usul hatası yaparak keyfi ambargo koyarken normal, gazete haber yapmayınca kötü. Gazete sizin reklam panonuz mu? dedim.
Kaymakam, "Arkadan konuşma' diyip arabasına yöneldi...
Bende, indiyim valilik binasındaki merdivenleri tekrar geri çıkarak soluğu valilik koridorunda aldım. Ne göreyim, kaymakam bey arabasına binmekten vazgeçmiş olmalı ki, koridorda önüme geçti. Valimize konuyu aksettireceğimi anlamış ortamı yumuşatmaya çalışıyor. Kaymakam; “ Ben sana hep yardımcı oldum. İlanları vermiyor muyuz? Seni arabamla köylere götürdüm. Ben sana destek oldum.” (Götürdüysen kendi reklamı yaptırdın) Gereksiz konuşulmaların yapıldığı esnada koridordan gecen gazeteci A.A muhabiri Günay Nuh arkadaşımı yanımıza çağırarak, kaymakama karşı ne kadar iyi niyetli olduğumuzu, toplumun size karşı eleştirilerine kulak tıkadığımızı Günay’a sormasını istedim. Yanımıza gelerek hararetli konuşmalarımıza birkaç dakika tanık olan Günay Nuh'un; Kaymakam bey, 'Allah için Alper’e haksızlık etmeyin' diyince, el kaldırıp bak şimdide bana gazeteci dövdürmeyin diye espri yapıp olayı yumuşatmaya çalışsa da ben bir kere zıvanadan çıkmıştım. Ben, alınan kömürlerin ilansız yapılmasının usul hatası olduğunu, şeffaflığa gölge düşürüldüğü gibi rekabetten ortamı yaratılmadığı için devletin bu yolla zarara sokulduğunu düşündüğümü, sırf bize ambargo uygulanmak için yaptığını üstüne basa basa söyleyerek oradan ayrıldım. (Aynı işle uğraşan Posoflu bir kömürcü, ona da gönderilmiş teklif mektubunu bana göstererek; 'bak gazeteci, bu ihalenin kime verileceğini adım gibi biliyorum diyerek, günler öncesinden ihaledeki yanlışların olduğunu iddia etmesi düşündürücüdür.)
Valimizle görüşüp yaşanan gelişmelerden haberdar ederek, gazetemizin sıkıntıya sokulduğunu, devam etmesi halinde gazeteyi kapatacağımızı ve yeşil kart için müracaat edeceğimi aktararak, yasaların ön gördüğü çerçevede destek istedim. Devletin büyüklüğü ve şefkatliliğini bize hissettirip bizimle yakinen ilgilenip, sorun ve sıkıntılarımız ile ilgili not alan valimiz, önemli açıklamalarda bulundu. Gazetenin yayın hayatına devam etmesi gerektiğini vurgulayarak, her olumlu haber yaptığınız gibi eleştirisel haberlerde yapmanın normal karşılanması gerektiğinin altını çizdi. Bizi eleştirenler olmayacak mı? Eleştirenlere karşı ambargo koyanlara kesinlikle müsaade etmeyiz. Devleti temsil edenler olarak mazeret ne olursa olsun hiçbir şey için kin duyamayız. Halkla barışık olmak ve halkı kucaklamalıyız. Yasalar ne diyorsa her şey o çerçevede olur. Birilerini kayırma yapamayacağımız gibi usulüne uygun olan ilanlarda engellenmemelidir. Devletin çıkarını düşünüyorsanız yasalar ne diyorsa o çerçevede yapmalısınız. 5 kişinin istihdam ettiği gazetenin kapatılması doğru olmaz. Devlete katma değer katan işletmeyi kapatıp yeşil kart vermek doğru olmaz." diyerek desteklerini açıkladı.
Valimize gösterdiği ilgi ve alakadan dolayı teşekkür ediyorum. Devleti temsil edenlerin yurttaşlarına kin duymadan, toplum ve kurumlar arasındaki barış ve huzuru bozmadan, kendilerine verilen görev ve sorumlulukları taşıyabilmeleri umuduyla, yurttaş olarak dostça kalmak dileği ile...