Ciddiye almak lazım mı? Kuşkusuz ‘evet’... ‘Sen hesabını kışa göre yap, yaz çıkar bahtına’. Sonbaharla havanın bozacağı mevsime giriyoruz zaten. Her seçim öncesi ülkenin ateşi yükselir, tansiyon artar, gerilim tırmanır. Yıllar yılı aşinayız buna. Bir nebze şerbetliyiz. Yine de yara açıyor.
Seçim bir değil, üç. Hele cumhurbaşkanlığı seçimi. Süreç ‘Çankaya Savaşları’ diye adlandırılır. Siyaset içi ve siyaset dışı odakların meydana inmesiyle seçim süreci savaş gibi sert, yaralayıcı bazen de yıkıcı geçer. İlkinden son cumhurbaşkanı seçimine kadar, her seçim savaş gibi.
2007 hafızalarda taze. Yaşananlar unutulmadı. Anayasa Mahkemesi’nin 367 kararı nasıl izah edilir? Son seçimde icat edildi. Daha önce kimsenin aklına gelmedi. O karar yüzünden Meclis cumhurbaşkanı seçemedi. Seçime gitmek zorunda kaldı.
Cumhuriyet mitinglerinin direkt hedefi cumhurbaşkanlığı seçimiydi. AK Parti’nin cumhurbaşkanı seçmemesiydi.
Seçim dönemlerinde gidişata yön vermek isteyen odaklar sahneye çıkar. Ve mühendislik hesaplarıyla siyaseti, haliyle gelişmeleri belirlemek ister. Zarif bir mimariyle ince hesaplar yapılmaz. Yıkım müteahhitliği gibi kaba yol ve yöntemler izlenir. 2007’de yaşananlar buna en iyi örnek. O kadar kaba ve banal mühendislik çalışması yapıldı ki...
Toplum mühendislerinin çalışma sahası sokak ve meydanlardır. Bu ülkede giderek kendilerini daha fazla hissettiren sandıktan hep yenilgiyle çıkmış umutsuz, mutsuz, huzursuz kitleler var. Seçimden hazzetmeyen, her türlü maceraya açık, başka yollara hazır gruplar. Gezi sürecinde ortaya çıktılar. Çıkardığı sesle, hacimleri doğru orantılı değildir.
2014’e doğru siyaset mühendislerinin üzerinde oynayacağı zemin ve iklim son derece elverişli. Hiç de yabana atılmaması gereken Gezi tecrübesi de var. Vizyona sokulacak her senaryonun müşterisi ve figüranı hazır. Yerel seçimler cumhurbaşkanlığı seçiminin provası gibi. Sadece siyasi partiler değil, etkili odaklar da oradan çıkacak tabloya göre ‘oyun planı’ yapacak. Herkesin 2014 oyunu farklı.
Her seçimin şüphesiz iç ve dış aktörleri olur. 2014 çok daha çetin geçecek. Siyaset dışı aktörlerin yanına ‘ülke dışını’ da eklemek gerekiyor. Türkiye’de iktidarda kimin olduğu ve elinde bulundurduğu iktidar gücü bölgeyi de dünyayı da yakından ilgilendiriyor. 2014’ün aktörünün bol olacağını görmek için kâhin olmaya gerek yok. Her biri seçimleri etkilemek, gidişatı belirlemek isteyecek.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, TRT Haber’de “Önümüzdeki dönemde protestoların farklı amaçlarla farklı şekillerde gündeme geleceği yönünde istihbaratımız var. Eylülden sonra üniversitelerin açılmasını bahane edebilirler, spor gösterilerini bahane edebilirler.” dedi.
Hükümetin farkında olması tezgâhları bertaraf etmek için büyük avantaj. İktidar, Gezi Parkı’na hazırlıksız yakalandı. Karşı strateji geliştirmekte zorlandı. AK Parti, birlik ve beraberliğe en fazla ihtiyaç duyduğu dönemde dağınık görüntü sergiledi. Doğal müttefikleriyle sorunlar yaşadı. AK Parti’yi iktidara taşıyan 2002 ve 2007 ruhu yara aldı.
Sadece AK Parti değil Türkiye için de sonbahar zor bir dönemin başlangıcı. Oyun kurucular pusuda bekliyor. Bütün stratejiler seçimleri etkileyerek, gidişata yön vermek için. Yalnızlaşmak, içine kapanmak AK Parti’ye kaybettirir, çoğalmak, ittifaklarını artırmak kazandırır. AK Parti için tehlike de büyük, umut da...