Sizlere Allah rızası için gönülden hizmet etme gayreti içinde bulunduğuna şahitlik ettiğiniz Salih Altun’un önce İçişleri Bakanlığı tarafından açığa alındığını ardından ise meslekten ihraç edildiğini duydunuz, üzüldünüz biliyorum.
Şahsıma bu süreçte telefon açan, mesaj gönderen sosyal medyadan destek olan herkese gönülden teşekkür ediyorum.
Şaşkınlığını gizleyemeyen ve böyle birşey nasıl olur diyen sevgili dostlarımın aslında benden herhangi bir açıklama beklemediklerinin de farkındayım, ancak yine de kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi ve tarihe düşülen bir not olması açısından bir kaç madde ile yaşanan süreci özetlemek istiyorum;
1- 15 Temmuz 2016 da FETÖ nün ana omurgasını oluşturduğu bir gurup asker kıyafeti giymiş teröristin ülkeye ihanet girişimine hep birlikte şahit olduk. Halkımıza ateş eden, TBMM’yi bombalayan bu hainlerin işgal girişimini milletimizin yani sizlerin feraseti önledi.
2- 18 Temmuz 2016 günü İçişleri Bakanlığı 246 mülki amirin açığa alındığını açıkladı. Açığa alma gerekçesinde “Bakanlığımıza intikal eden bilgilere göre ekte isimleri yazılı Mülki İdare Amirlerinin 15.07.2016 tarihinde Anayasal düzeni yıkmaya yönelik eylemler içinde olabilecekleri değerlendirilmiştir” denildi.
3- Bu cümleden çıkan anlam şudur; 15 Temmuz 2016 günü yaşanan bu alçak işgal eylemine bir şekilde destek verenlere ilişkin İçişleri Bakanlığı’na aynı gün bilgi intikal etmiş ve Bakanlık derhal işbirliği şüphesi olanları açığa almıştır.
4- Gerçek ise tamamen farklıdır. FETÖ darbesine karşı tartışmalı duruş sergileyenlerin başında İçişleri Bakanlığı üst yönetimi ve geceyi bir hangarda geçirdiği söylenen İçişleri eski Bakanı Efkan Ala gelmektedir. Emniyet istihbaratı emrinde olan bir bakanlık ne bu darbeyi öngörebilmiş ne de gerekli tedbirleri zamanında alabilmiştir. Darbe gecesi Bitlis Vali Vekili olan bu kardeşinizi Bakanlıktan tek bir yetkili dahi aramamış, direnin diye Valiliğime herhangi bir emir gönderilmemiştir, buna rağmen şahsım insiyatif kullanarak darbeye direnişi organize etmiştir.
5- Bir çok il ve ilçede de Mülki İdare Amirleri kendi insiyatifleri ile darbeci hainlere karşı durmuşlardır. Halkı ve kurumları organize eden Mülki İdare Amirleri şanlı direnişte önemli pay sahibidirler.
6- Özetle, darbe ile ilgili hiçbir öngörüsü ve istihbarı bulunmadığı anlaşılan İçişleri Bakanlığı bir gecede istihbarat mucizesi gerçekleştirmiş ve “15.07.2016 tarihinde Anayasal düzeni yıkmaya yönelik eylemler içinde olabilecekleri” anında tespit ederek açığa aldığını kamuoyuna deklare etmiştir.
7- Sonra ne mi olmuştur, darbecilikle itham edilen kişilerden bir kısmının o gece kahramanca direndiği anlaşılmıştır. Şahsımın da o gece fiilen il Valisi sıfatı ile şanlı direnişe öncülük etmiş olması buna örnektir. Darbecilerden şikayetçi olan ve tutuklanmalarını sağlayan Salih Altun’un o gece Bitlis Vali Vekili olduğundan dahi habersiz olan bir İçişleri Bakanlığından söz ediyoruz.
8- Açığa almaların lanse edildiği gibi darbe teşebbüsüne ilişkin sıcak istihbarat sonucu değil, çok önceden fişleme yöntemi ile hazırlandığı anlaşılan bir listeye göre yapıldığı anlaşılmaktadır. Böylesine özensiz hazırlanmış bir açığa alama listesinde ismi yer alan ve “hain, darbeci” yaftası yiyen bir Kaymakam ise canına kıymıştır.
9- Ancak darbeci diye açığa alınan bu kişilerden çok azının o karanlık ihanet gecesinde darbeye destek manasına gelen davranışlar içinde olduğu anlaşılmış soruşturmanın bu hat üzerinden yürütülemeyeceği farkedilmiştir.
11- OHAL ilan edilmesinin ardından çıkarılan ilk KHK ile “15.07.2016 tarihinde Anayasal düzeni yıkmaya yönelik eylemler içinde olabilecekleri” nedeni ile açığa alındığı belirtilen mülki amirlerle ilgili açığa alınma gerekçesinin dışında çok daha geniş ve istismara açık bir soruşturma usulüne imkan tanınmıştır.
13- Buna göre “Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen …” kişilerin görevlerine son verilmesine olanak tanıyan bir düzenlemeye gidilmiştir.
14- Başka terör örgütleri veya FETÖ ile üyelik, mensubiyet (ilişkili), iltisak (birleşmiş), irtibat (bağlantı), aidiyet (ilişkinlik) durumunun somut deliller ile tespit edilmesi bir yana bırakılarak durumunun böyle olduğu “değerlendirilmiş” kişler de KHK’nin kapsamı içine sokulmuş ve meslekten ihraç edilebilmelerine olanak tanınmıştır.
15- Hükümet kanadında yer alıp da bu tanıma girmeyecek tek bir siyasetçi ve bürokratın bulunması neredeyse imkansızdır. KHK da hangi tarihin milat olacağı belirtilmediğinden karar alıcılara olağan üstü bir keyfilik ile davranma fırsatı verilmiştir.
16- Bir örnek verecek olursak İçişleri Müsteşarı Selami Altınok’un çocuğu 2013 yılında Aksaray Sema Kolejinde öğrencidir, Selami bey bu kolejde açılışlara katılmış bu okullara övgüler dizmiştir. Bu kolej FETÖ irtibatı nedeniyle KHK ile kapatılmıştır. Pek rahatlıkla Selami bey’in bu yapı ile irtibatlı olduğunu -değerlendirebilir- kendisini ihraç edebilirsiniz. O zaman başkaydı denilebilir, ancak o zamanın başlangıcını KHK’ya yazmak koşuluyla!
17- KHK’ya bir başlangıç, bir milat yazılmadığından, gerek tarih gerekse de davranışların muhteviyatı itibari ile keyfi değerlendirmeler yapılmıştır. Örneğin 2013 de ve hatta daha önceki yıllarda çocuğunu bu örgütün okullarına gönderen başka memurların ihraç edildiği bilgisi gelmiştir. Bu nedenle KHK’lar TBMM’ye sunulduğu zaman sayın Milletvekillerinin bu hususu dikkate alıp almayacakları kamuoyunun merak ettiği bir konudur.
18- Savunması alınmadan, herhangi bir soruşturma yapılmadan, hiçbir gerekçe sunulmadan keyfi bir değerlendirme ile meslekten ihraç edilen biri olarak, buna gerekçe olarak gösterilen hususları öğrenebildiğim kadarı ile sizlerle paylaşmak istiyorum
19- İlk olarak terör örgütü PKK tarafında kaçırılan Kaymakam adayı Kenan Erenoğlu’nu kurtarmak için sosyal medyada yapılan çalışma ve ardından KAYDER başkanı olarak yaptığım açıklamanın basında yer alan metnininaleyhimde delil olarak kullanıldığını öğrendim;http://www.memurlar.net/haber/339400/
TARİH: Şubat 2013, MUHTEVİYAT: Kaçırılan bir meslektaşın kurtarılması girişimi.
20- İkinci olarak; 2006 yılında mülki amirlere yönelik mesleki ve teknik bilgiler veren bir site olarak kurulan amirler.net’in 2013 yılının Mayıs ayında rotahaber.com isimli internet istesinin bünyesine geçmesine aracılık ettiğim iddia edilmiştir. Bu sitede yayınlanan haberlerin içeriğinin genel gündemle ilgisi olmayıp vali/kaymakamların faaliyetlerinin tanıtımı ve haberleştirilmesinden ibaret olduğunu meslek camiası çok iyi bilmektedir.
TARİH: Haziran 2013, MUHTEVİYAT: FETÖ ile ilgisiz, rotahaber.com o tarihte hükümet yanlısı bir haber sitesi.
21- Görüldüğü üzere “Bakanlığımıza intikal eden bilgilere göre ekte isimleri yazılı Mülki İdare Amirlerinin 15.07.2016 tarihinde Anayasal düzeni yıkmaya yönelik eylemler içinde olabilecekleri değerlendirilmiştir” denilerek açığa alınanlar arasında yer alan şahsımla ilgili bu gerekçeden tamamen bağımsız, tarih ve muhteviyat itibari ile FETÖ ile ilgisiz konulardan dolayı işlem tesis edilmiştir. Google çıktıları ile Ak Partiyi kapatmak isteyen eski bir savcının yaptığı şeyi hatırlatırcasına..
22- KHK’nın verdiği geniş yetkiye dayanan keyfi bir değerlendirme sonucu –yaptım oldu- denilerek 13 yılı mülki idarede geçen toplam 18 yıllık emek bir anda çöpe atılmıştır. Üstelik darbeye kahramanca direnmiş birine “hain darbeci” yaftası vurularak.
23. 13 yıllık meslek yaşantımda 3 yılı adaylık, 3 yıl Tokat (Yeşilyurt), 2 yıl Artvin (Şavşat), 2 yıl Trabzon (Arsin), kısa bir süre Van ve 3 yıl Bitlis’te onurlu ve şerefli bir görev yaptım.
24. FETÖ’nün dershanesine gitmemiş, okullarında okumamış, çocuğunu bunların okullarında okutmamış, olimpiyatlarını finanse etmemiş, ballı tayinler görmemiş, hızlı terfiler almamış hep çile çekmiş birisi olarak şahsıma yapılan bu haksızlığı asla kabul etmiyorum, yüce Allah da kabul etmeyecektir.
25. “Halka verir talkını kendi yutar salkımı” misali bu okulların velisi olmuş, olimpiyatlarının hamisi olmuş kişilerin başkaları hakkında değerlendirme yapmaya ehliyetli olmadıkları tartışma götürmez bir gerçektir. Yine birileri çıkıp o zaman başkaydı diyebilir, ancak o zamanın başlangıcını KHK’ye yazmak koşuluyla!
Bu duygu ve düşünceler ile ve Adaletin er geç tecelli edeceğine olan inancımla, siz değerli dostlarıma ve kamuoyuna saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Her sonun aynı zamanda yeni bir başlangıç olduğuna inanıyorum…
Salih Altun
