Örneğin anladığım kadarıyla bazı BDP’li milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırmaya kararlısınız. Hatta bunun için talimat verdiğinizi de belirttiniz, tabii talimat kime verildi o pek anlaşılamadı ama herkesin ortak kanaati talimatın yargıya verildiği yönünde.
Yargının bağımsız olduğunu düşününce “talimat” sözü biraz göze battı.
Sayın Başbakan; konuşmanızın çok önemli bir bölümünde her zaman olduğu gibi yine CHP’yi eleştirdiniz. Öyle bir CHP tablosu çiziyorsunuz ki Türkiye’de ne sorun yaşanıyorsa hepsi CHP’nin eseri, sanki bütün kötülüklerin anası CHP.
Siz Türkiye’yi yönetmek, sorunlarını çözmek, halkı mutlu etmek istiyorsunuz da, CHP engelliyor.
Doğaldır, siz böyle konuşunca vatandaşın bir bölümü buna inanıyor. Vatandaş “Öyle olmasa koca Başbakan neden hep CHP’den söz etsin, demek ki CHP çıkarıyor bütün sorunları” diye düşünüyor.
Oysa sayın Başbakan, elinizi biraz vicdanınıza koyun. Partiniz 10 yıldır iktidarda, mecliste müthiş bir çoğunluğunuz var, parti içi demokrasiniz sağlam olduğu için bütün milletvekilleriniz siz ne emrederseniz onu yapıyor, bir kişinin bile aklına soru sormak, eleştirmek gelmiyor, kimse hiçbir şeyi merak etmiyor, sadece size uyuyor.
Örneğin PKK terörünü bitirmek için elinizi tutan ne? Meclis’e bir öneri getiriyorsunuz da CHP kabul etmiyor mu?
Kürt sorunu konusunda da güçlüsünüz. BDP milletvekilleri bile sorunu ancak sizin çözeceğinize inandığı halde siz ısrarla CHP’yi suçluyorsunuz.
Ama şunu da düşünmeniz gerek, Kürt açılımını siz başlattınız, içine bir şey koymadınız, Habur’a çadır mahkemelerini gönderen de sizsiniz, örtülü af çıkarıp PKK’lı bazı militanları serbest bırakan da sizsiniz. Bunlarda CHP’nin dahli var mı? Yok.
Oslo’da PKK liderleriyle sizin temsilciniz görüştü, sizin iktidarınızda bu sır açığa çıktı.
Terörü, Kürt sorununu geçelim.
Bazıları “Kürt sorunu çözülmeden hiçbir şey hallomaz” falan diyor, ancak bütün sorunlarımız da buna bağlı değil ki.
Örneğin Suriye konusundaki politikaları siz saptadınız, hiçbir eleştiriyi dinlemediniz, geldiğimiz nokta belli, peki CHP sizin politikalarınızı eleştirmekten başka ne yaptı?
Bunu da geçelim, ÖSYM diye bir merkez var, hata üzerine hata yapıyor, siz bu sorunu görmezden geliyorsunuz.
Öğretmenler atanamamaktan yakınıyordu, şimdi biraz atama yapıyorsunuz bu kez aileler parçalanıyor, çözüm sizde ama çözmüyorsunuz.
Kaçakçılık almış başını gidiyor, çaycılar devletin valisine “kaçak mı yerli mi istersiniz?” diye ulu orta soruyor, kaçakçılığın önüne geçemiyorsunuz.
4+4+4 diye bir sistem yaratıyorsunuz, hiçbir eleştiriye kulak asmadan yolunuzda yürüyorsunuz, bu eleştirilince de sorunu sanki yine CHP çıkarmış gibi davranıyorsunuz.
Dış borç olağanüstü artmış, borçlandırmayla sanal olarak zenginleştirdiğiniz vatandaş borcunu ödeyemez hâle gelmiş, bu da mı CHP’nin suçu?
İki büyük metropolün yerel yönetimi 18 yıldır sizde, ama trafik sorunu katlanarak kâbus haline geldi, CHP’yi suçlayınca sorunu çözmüş mü oluyorsunuz?
Örnekler çoğaltılır sayın Başbakan.
Unutmayın, ülkeyi siz çok güçlü bir parlamento desteği ile ve devletin tüm birimleri ile yönetiyorsunuz.
Ergenekon, Balyoz, pankart açma, yumurta atma gibi sudan bahanelerle insanları zindanlara atarken, CHP’ye “gelin taşın altına siz de elinizi koyun” diye çağrıda bulunmadan dilediğiniz gibi davranıyorsunuz.
Gazetecileri, aydınları, sanatçıları, askerleri “terörist” diye suçlarken de CHP’ye sormuyorsunuz.
Sayın Başbakan; anladığım kadarıyla sorunlarla boğuşmanın verdiği stresle ve sorunların çözümünü halka anlatamakta çektiğiniz güçlük nedeniyle hedef tahtasına CHP’yi koyarak işin kolayına kaçıyorsunuz.
CHP’yi önemsemiyorsunuz, ama önemsiyormuş gibi yapıyorsunuz.
Bence bırakın artık bu CHP takıntısını.
Asıl siz ne yapacağınızı, nasıl yapacağınızı anlatın.
Millet kendini yönetenden şikâyet değil, sonuç bekliyor
.