Bu iyi bir şey değil.
Örneğin neredeyse 40 yılını yazı hayatına vermiş, yazılarında ince esprileri ile hiciv sanatını da yücelten bir mertebeye ulaşmış Bekir Coşkun için kullandığınız “kaleminden pislik akan” söylemi hiç hoş olmadı. Size de yakışmadı.
Unutmayın ki siz Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanısınız. Bekir Coşkun sert muhalefet yapabilir, yaptığı hicivler sizin değer yargılarınıza göre ölçüyü aşmış olabilir, ama bir Başbakan olarak Türkiye’nin saygın yazarlarından birine “kaleminden pislik akıyor” deme lüksünüz yoktur.
Yine sert ve hatta öfkeli konuşmalarınızdan birinde BDP’yi eleştirirken “tek din” kavramını kullandınız. Daha sonra bunun bir hata olduğunu kabullenip “dilim sürçtü” dediniz. Oysa dilinizin sürçtüğü biraz şüpheli. Çünkü o konuşmada “din diyorum, dil demiyorum” vurgusu yapmıştınız.
28 Şubat konusundaki sert konuşmanız da sanıyorum amacını aştı. “Dalga dalga milleti boğar” sözünüz farklı yorumlandı ve tartışmalara neden oldu. Gördüğüm kadarıyla bugüne kadar size olağanüstü destek verenler bile şaşırdı ve sizi eleştirdi.
Korkarım bu eleştirilere de öfkelenecek ve bu kez onlar için ağır kelimeler sarf edeceksiniz.
Sert konuşayım derken yaptığınız hataların en önemlilerinden biri de Türkiye’nin kredi notunu durağana çeviren Standart&Pours’a yönelik sözlerinizdi.
Elbette Türkiye’nin kredi notunun düşürülmesi hepimizi üzer hatta öfkelendirir bile. Ancak bir Başbakan olarak bu kadar tepki göstereceğinize “Standart&Pours’un yanlış değerlendirme yaptığına inanıyorum, rakamları iyi okumamışlar” deseniz de amacınıza ulaşmış olacaktınız.
Çünkü sonuçta Standart&Pours uluslararası bir değerlendirme kuruluşu, tüm dünyada çok saygın ve onlarca ülke bu kuruluşun değerlendirmelerini çok ciddiye alıyor. Bu açıdan bakınca sizin sert sözlerinizin pek anlamı kalmıyor uluslararası çevrelerde.
İzninizle size merhum Başbakan Menderes’ten bir anı aktarmak istiyorum.
O dönemin en önemli psikiyatrlarından Mazhar Osman Menderes’in de yakın dostuydu. Tabii o zamanlar psikiyatr denmiyordu, “deli doktoru” deniyordu.
Bir gün Adnan Bey Mazhar Osman’la bir konuda şiddetli bir şekilde tartışıyor ve “Yahu sen delisin” diyor.
Mazhar Osman bu söze karşı gülüyor ve “Haklı olabilirsin, ben gerçekten deli olabilirim” diyor. Sonra da devam ediyor “Yalnız bir noktayı unutma, senin bana deli demen doğru olsa bile hiçbir kıymeti yok, ama ben senin için deli dersem, akıl hastanesinden sittin sene dışarı çıkamazsın.”
Standart& Pours’a sert konuşmanızın bir anlamı yok. Ama Standart&Pours Türkiye ile ilgili sert konuşursa, Türkiye çok ağır yara alır.
Saygılarımla.