AYM’nin kararını doğru bulmayanlar elbette ki var.
Çünkü, toplumumuz, hemen her konuda görüş ayrılıklarını derinleştirmiş, tartışmaları çatışma boyutuna ulaştırmış bir toplum yolunda hızla ilerliyor…
Biz de bu ayrışmadaki yerimizin, gelecek nesiller nezdinde bilinmesini, en azından kendi çocuklarımızın, “bizimki ne düşünüyordu?” sorusuna yanıt olması açısından bu satırları not düşme ihtiyacı duyuyoruz.
Yürürlükteki hukuk kurallarına, bu kuralların değişmesini isteseniz de, değişmediği sürece, uymazsanız, suç işleme özgürlüğünüzü kullanabilir ve yaptırımına razı olursunuz.
Yürürlükteki mevzuat AYM kararlarına herkesin uymak zorunda olduğunu söylüyor.
Mevzuatın en üste duranı Anayasa böyle diyor; Md. 153 Cumhurbaşkanı, bu “casuslukla” yargılanan gazetecilerin tutuksuz yargılanmaları gerektiğine ilişkin AYM kararı üzerine ilk önce gayet mülayim bir değerlendirme yaptı ve “SADECE SESSİZ KALIRIM” dedi.
Biz de, bu sözün söylenmesine bile gerek olmadığını düşünerek canlı yayını izliyorken, Cumhurbaşkanımız, cümlesine bir virgül koyarak devam etti ve açıkçası beni çok şaşırtmasa da, ilk cümleyi kullanmasının hemen peşine, “uymam-tanımam-kabul etmem” diye devam etmesini UYUŞTURAMADIM-UYUMLAŞTIRAMADIM.
Zihnimin, bu uyuşturamama halinin anormalliğini düşünen biri varsa eğer, ricam, beni tedavi edip zihnimi uyumlaştırma özelliğine kavuşturacak bir sosyal veya tıbbi tabip aramaktayım.
Eğer bu mümkün olmuyorsa, “sadece sessiz kalırım” diyen ve peşine bununla 180 derece ters olan beyanların birlikte yer aldığı zihniyeti nasıl değerlendirdiğim aşikârdır bilinsin isterim; normal bulmuyorum.
Görevi hukuk denetimi olan bir yüksek mahkemeyi tek başına denetleyen bir anlayışı nasıl değerlendirdiğimiz de aşikârdır bilinsin isterim; bu ülkeye, bu topluma kötülük ediliyor kanısındayım.
Ve bunları söylemekle “sadece sessiz kalıyorum”, ancak bu hukuksuz tavrın, benden de benzeri bekleniyorsa, bir vatandaş olarak bu beklentiye uymuyorum, saygı da duymuyorum. 03 Mart 2016 Nejdet Kanbir