Göreve başlamasının ardından Posof’u ilk ziyaretinde söylediği bu sözün üzerinden geçen süre içerisinde, pozitif ve negatif yönde ne gibi gelişmeler olduğunu düşünmedim desem yalan olur.
Zaman kavramının su gibi akıp ömrümüzden bir gün daha götürdüğü bir süreçte, bir baktık ki aradan 3.5 yıl geçmiş. Davos gibi kalkınacak denilen ilçede negatif yönde ilerlemeler almış başını gidiyor.
Geçen süre içinde pozitif anlamda küçük değişimlerin dışında (yol onarımları, köy içi yolların parka taşla döşenmesi v.s.) (Keşke çamurda yürüseydik, hastanemizi, adliyemizi kapatmasanız) bir gelişme söz konusu değil.
Davos’un ‘D’ sinden bile söz etmek mümkün değil. Bu süreçte nüfusumuz yine göçlerle azaldı, açılacak denilen yüksekokul hala sürünceme de, hastanesi küçültüldü, bütün harcama yetkisi elinden alınarak personeli azaltıldı.
Önce kapanan hapishanesi ardından Askerlik Şubesi kapatıldı, şimdi de Adliyenin kapanacağı söylentisi ayyuka çıktı, birçok köy okulu kapanıp taşımalı sistemle başka okullarla birleştirildi.
Göle ilçesi yılda 20 milyon TL yatırım alırken, Posof’un 2 milyonun liralık yatırımı abartıldı. Posof ilçesinin devlet tarafından yapılan yatırımlarla güçlenmesini beklerken, gelişmelerin hiçte iç açıcı yönde olmadığına şahit oluyor, sosyal devlet olmanın temelinde yatan sağlık ve eğitim gibi konularda sınıfta kaldığımızı üzülerek görüyoruz.
Geldiğimiz noktaya bakınca; Posof’un, İsviçre’nin Davos’u gibi popüler ve hayali kalkınmış bir bölge gibi olma umudundan vaz geçip kalan mevcut yapının dağılmaması, kurumların eskisi gibi görevlerini yapabilen konumda tutulmasın bekliyoruz.
Gürcistan sınırına sıfır noktada bulunan, il merkezine 80 (en uzak köyünü baz alırsanız 100 km) kilometre mesafede olan, her dışı ağıranın 80 kilometre mesafeyi sızlayan dışının açısıyla gitmek zorunda bırakılmayan, hastaneye giden bir hastanın acele İl’e sevk edildiği bir ilçenin zaten Davos’a rakip olması biraz komik olmaz mı?
Dişi ağırınca tedavi için kendi ülkesinin sağlık sisteminden, tabibinden umut kesip başka ülkeye (Gürcistan’a) giderek dişlerini tedavi ettirmesi kadar acı bir durum var mı ey ahali?
Sizin kalkınmışlık ve yatırım anlayışınız bu mu? Bizim bahsettiğimiz olayın acı tarafı bu işte. Gece yatağına yattığınızda bu yazılanları bir düşünün…
Gecenin bir vaktinde, yolların geçit vermediği milyarlık ciplerinizin, şoförlerinizin olmadığı bir ortamda bol karlı ve fırtınalı bir gecede kendinizi bizim yerimize koyup adalet ve doktor ihtiyacı hissettiğinizi düşünün. Ona göre yazılanları anlamaya çalışıp, burada yaşayanlara, sınır bekçiliği yapanlara hak ve hakkını verin.
Posof’a pozitif ayrımcılık yapmanızı istemiyoruz. Yetir ki; negatif ayrımcılık yaparak mevcut kurumların dağılmasına ve kapanmasına ön ayak olmayın, göz yummayın, mevcutları kapatmayın. Yada oldu, olacak Kaymakamlığı da kapatın olsun bitsin.
Adalet kurumunun olmadığı yerde Noterde olmaz!
Posof’ta bulunan Adliyenin kapanacağı haberi bölge insanını kara kara düşündürmeye başladı. Bu yıl içerisinde küçültülen hastahane ardından Adliyenin kapatılması gerçekleşirse hiç hayra alamet değildir. Adliyenin olmadığı yerde noterliklerde bulunmaz.
Kısacası Adalet kurumun olmadığı bir yerde huzurda olmaz. Vatandaşın küçük bir işi için karda, kışta, yağmurda kilometrelerce yol gitmesi sizce adaletli olur mu?
Bir sınır kapısı bulanan enerji koridoru konumundaki Posof ilçesi, il merkezine en uzak yerleşim yerlerinden birisidir.
İl merkezine uzaklığına birde kışın aşılması çok zor olan Ilgar Dağı’nın ardında çok mağduriyetler yaşanacağı kesindir. 80-100 kilometre ötede gecikerek aranan adalet ne kadar adil olabilir ki?
Ümit ediyoruz ki, Posof’un jeopolitik konumu ve uzaklığı dikkate alınarak, Adliye kapatılmaz ve halkı tedirgin ve huzursuz edilmez. Posof’ta yaşayanlar Davos gibi kalkınmada hamle yapan bir ilçe olmak istemiyor.
Tek isteğimiz negatif ayrımcılıklarla terk edilmişliğe sürüklemeyin. Yapacağınız en büyük yatırım; var olan mevcut yapının bozulmasına müsaade etmemenizdir.
Posof için en büyük pozitif ayrımcılığın mevcutları korumak olacağını unutmamanız umuduyla.
Bölgede yaşayan, sınırı bekleyen ve buraları terk etmemek için direnen halkın ne olur direncini daha fazla kırmayın.