Bu satırları 29.03.2019, saat 1.03’te yazmaya başlıyorum. Niye bu saat? derseniz, hemen söyleyeyim. WhatsApp paylaşımlarını okuyorum, şimdi geldi; “ – Halilefendi de dağıtım başladı, - Nerde abi?, - Kayabaşındalar, -Tamam abi, - Sokak lambalarını söndürdüler, girmeyin, gençlikle görüşüyorum, dağıtıyorlar…”
00.02’de de benzer bir mesajlaşma düşmüştü; “-Slm canlar ben şimdi yeni mahalle tokilerden geçtim AKP c5e yığıldı 4 araba bilginize…”
Karşılaştığım, görüştüğüm Ardahanlı olmayıp, geçici bir dönem Ardahan’da yaşayan komşularımıza, genellikle şöyle sorarım;” -Ardahan’dan memnun musunuz, şehrimizi nasıl buluyorsunuz? Aldığım cevapların özeti şu; - İnsanınız genel olarak iyi, sıcak. Doğanız (soğuğa biraz sitem var ama) harika. Ama şehirciliğiniz berbat. Bu güzelim doğanın ortasında bir küçücük şehri, şirin bir yer yapabilecekken berbat etmişsiniz.”
Seçim niye var? Ne kadar adı üstünde bir soru değil mi! Seçenekler arasından iyi olduğunu düşündüğümüzün tercihini yapmamız için.
Kriter ne iyi olanda? Seçime iki gün kala başlayıp, gece yarılarında irade çökertme ziyaretleri, seçim ‘dağıtımları’ yapmak suretiyle tercih oluşturulur ise, buna, bir düşünce sonucu iyi olanın tercih edilmesi denilebilir mi? Denemez elbet.
Uzun uzadıya tartışmasını yapmayacağım elbet. Herkes neyin ne olduğunu biliyor ve ümit ediyorum ki bir miktar seçmenin yoksulluğunu, yoksunluğunu, işsizliğini istismar ederek, birkaç günlük kumanya vs. ile slogan haline getirdikleri GÖNÜL BELEDİYECİLİĞİ buymuş demek! “GÖNÜL” kazanma faaliyeti sonucu ilin kaderini belirlemek!
Ümit ediyor ve istiyorum ki, seçmen çoğunluğunun iradesi; sağduyulu, bilinçli, tüm yoksulluk, yoksunluk ve işsizlik belalarına rağmen, gerçek bir SEÇME sonucu oluşacak ve ilimizin kaderi, geçici bireysel menfaatlerle şekillenmeyecek, genelin menfaati, şehircilik adına yoksun kaldığımız güzelliklerin oluşması yönünde oluşacaktır. Kişisel ve geçici menfaatler sağlayarak seçimi kazanma arzuları gerçekleşemeyecek umarım.
Bu konuda Ardahanlı olmayan komşularımıza önemli bir duyarlılık göstermek düşüyor. Bir gün buradan gittiklerinde veya daha burada iken Ardahan daha güzel, daha iyi bir şehircilik, belediyecilik ile daha iyi bir düzeye gelsin isteyeceklerine göre, bu arzuya, bunu sağlayacak değişime yönelik oy kullanmaları gerekiyor.
Bu konuda ideolojilerini de bir kenara bırakmaları, yerel seçimde biraz daha esnek olabilmelerini beklemek, sanırım çok yanlış olmayacaktır. Hatta AKP’li olsalar dahi, bu şehre 10 yıldır hâkim olan AKP belediyeciliğini ve bu 10 yılın 9’unda AKP İl Başkanlığı yapmış şimdiki adayın geçmiş olumsuzluklardaki sorumluluğunu dikkate alarak, artık Ardahan Belediyesinin AKP’li ekip tarafından yönetilmemesi yönündeki görüşümüzde bizi haklı bulmalarını diliyorum.
Önerimiz, biliniyor olmakla birlikte tekrarda yarar görüyoruz. Sol bir anlayışın, toplumcu bir belediyeciliğin sorumluk üstlenmesi gereğiyle, bunun Ardahan’daki mevcut adaylar içinde CHP ekibinin olduğunu, tekraren söylemek ve ilave etmek istiyorum; sol kendi içindeki yanlışı affetmez! 10 kişilik bir sol gurup, kişisel menfaat çerçevesinde veya başka türlü, topluma zarar verici işbirliğine gitmeye çalışsa, mutlaka bir ‘DELİ’ çıkar ve o tezgâhı bozar, merak etmeyin. Sol adına topluma zarar verilmesini önlemek çok kolaydır ve çok çabuk gerçekleşir bunu başarmak. Önemli olan yıllardır İlimize zarar veren anlayıştan kurtulmaktır.
Bu yazıyı okuyan ve haklı bulan herkesin, Nasreddin Hoca’nın verdiği vazifeyi hatırlamasını ve BİLENLERİN BİLMEYENLERE BİLDİRMESİNİ, ülke genelinde huzurlu bir seçim, ülkemiz ve Ardahan’ımız için güzel bir gelecek arzusuyla, MARDIN SONU BAHAR olsun dilerim.
Yorumlar
Kalan Karakter: