Eskişehir; geçmişte orta ve alt gelirli esnafların ilkel yöntemlerle iş yaptıkları, küçük, alt yapısı olmayan, yolları, caddeleri çamur içinde, ortasında akan nehri Porsuk ise dünyanın en kirli nehri seçilmiş bir orta Anadolu şehri seviyesindeyken; Anadolu Üniversitesinin kurulmasıyla bu şehrin insanları üniversitesine sahip çıkmış, öğrencilerine elinden gelen her türlü kolaylıkları sağlayarak, bugün sayısı on binlerle ifade edilen öğrencileriyle ve iki üniversitesiyle Türkiye’nin Oxford’u haline gelmiştir.
Siyasi çekişmeleri bir yana bırakan Eskişehir halkı, Rektörlük görevini bitiren Yılmaz Büyükerşen’i Belediye başkanı seçmiş ve bugün ülkemizde herkesçe bilinen bir mucizeyi el birliği ile gerçekleştirmişlerdir.
Basit bir hesap yapalım; 2000 öğrenci bu şehre ayda ortalama 1.200.000 tl para bırakmaktadır. Bir üniversite öğrencisinin harcaması ayda ortalama en az 600 tl’dir. Dolmuşuna binmekte, seyahat etmekte, gıda, giyim ve barınma için para harcamakta, dolaylı olarak her Ardahan’lı bu işten ekmek yemektedir. İvedilikle çözümlenmesi gereken sorunlar kısaca şunlardır;
Barınma sorunu;
Ardahan ili mevcut konum itibarıyla kışların çok sert yaşandığı bölgedir. Üniversitede okuyanlar bilirler; en fazla para barınmaya harcanmaktadır.
Sayın Rektörümüz Prof.Dr. Ramazan Korkmaz, birkaç yıl içinde sayısı on bini bulacak öğrencilerimiz için öncelikle barınma sorununu dile getirmiş, ivedilikle bu sorunun halledilmesini istemiştir.
Bu sorun halledilirken olaya salt matematiksel veriler olarak değil, hayatın içinde ve şehir sakinleriyle de bağların koparılmadan yani sosyal hayatın içinde de olmaları gerektiğini önemle hatırlatmıştır ki bu çok doğru bir tespittir.
Beslenme sorunu;
Her ne kadar üniversite öğlen aralarında; kendi bünyesinde, öğrencilerine yemek veriyorsa da, üniversite öğrencileri; diğer öğünlerde sağlıksız bir o kadar da fahiş fiyatlarla satılan yiyeceklerle öğünlerini geciktirmektedirler.
Siyasiler kısır çekişmeleri bir yana bırakarak, STK.lar belediye ve Üniversite ve Valiliğimiz ve Özel İl idaremiz el birliği yaparak, sağlıksız, fastfood tarzında, yetersiz beslenen öğrenciler için araştırmalar yapmalı ve sorunun üzerine cesaretle gidebilmelidir.
Öğrencilerimizin çoğu açlık sınırında yaşamaktadır.
Ayıpsa bu hepimizin, tüm Ardahanın ayıbıdır.
Ardahan’da gıda üzerine iş yapan esnaf bu konuda eğitilmelidir.
Gıdaların ucuz ancak, mutlaka kaliteli olması için denetim mekanizması hayata geçirilmelidir.
Lokantacı esnafının ise lezzetli yemek yapmaları dışında, yaşı itibarıyla bol kalori alması gereken öğrenciler için porsiyon miktarını arttırıp, fiyatların daha makul dengeye oturtulması için gereken önlemlerin alınması sağlanmalıdır.
Bu öğrenciler bizim çocuklarımızdır.
Ulaşım sorunları;
Üniversite kampüsü ile öğrenci yurtlarının arası, yürüme mesafesine göre oldukça uzaktır. Birkaç minibüs, ilgili hatlarda taşımacılık yapmakta, bu ise hem yetersiz, hem de ulaşım da kat ettikleri mesafe dikkate alınacak olursa pahalıdır.
Çok soğuk havalarda bile, yollarda yurtlarına yürüyerek giden öğrencilerin olduğu hepimizin malumudur.
İlgili esnafla konuşarak ya öğrencilere has bir indirim gündeme getirilmeli, ya da anlaşma sağlanamaz ise, ulaşım; toplum kuruluşları tarafından sübvanse edilerek öğrenciler için daha ucuz ve konforlu hale getirilmelidir.
Diğer Sosyal sorunlar;
Her yıl Ardahan’ımıza gelip şartların yetersiz olduğunu gördükten sonra üniversiteye kayıt yaptırmaktan vazgeçen öğrencilerin sayısı yüzlerle ifade edilmektedir.
Öğrencilerin boş zamanlarını geçirebilecek sosyal aktiviteler yok denecek kadar azdır.
Spor ve sanatsal faaliyetler (sinema, tiyatro, folklorik öğeler, müzik vs.) teşvik edilmeli, gereken alt yapı behemehal, geç kalınmadan hayata geçirilmelidir.
Finansal olarak özerk ve çocukluktan çıkıp birey haline gelen çocuklarımız belki de ilk defa ailelerini bırakıp bize sığınmışlardır. Onlar şu an; içimizde geleneksel Ardahan misafirperverliğinden mahrum, ilgi ve alaka fakiri olarak kendi deyimleriyle çilelerini doldurmaktadırlar.
Yurdun muhtelif yerlerinden gelmiş, Bizimle aynı havayı soluyan, aynı soğuğu çeken, aynı çamuru çiğneyen evlatlarımız için şapkalarımızı önümüze koyup, onlar için neler yapabileceğimizi düşünme vakti çoktan gelmiştir.
Şurası unutulmamalıdır;
Okumaktan vaz geçen her öğrenci; önce Vatan için sonra Ardahan için büyük kayıptır. Bu kadar lüksümüz de yoktur….
Önümüzdeki haftanın yazı ise 'Ardahan'da Kırık Camlar Teorisi' olacak...