Önce ne zamandan beri sesi pek çıkmayan, ülkenin gündemini belirleme veya varolan gündemi etkileme noktasında her geçen gün daha zayıf kalan MHP’ye baktım. Devlet Bahçeli konuşmasının ilk bölümünü futbola ayırmıştı. Yaşanan olaylardan, tırmanan gerilimden rahatsızlığını dile getirdi ve hüümeti göreve çağırdı. Bunun dışında Başbakan Erdoğan’a yönelik eleştirilerini tekrarladı.
MHP Grubu’nda aklıma 12 Haziran 2011 genel seçimleri, daha doğrusu seçimin hemen öncesinde peş peşe internete düşen yasak aşk görüntüleri ve istifa eden üst düzey MHP’liler geldi. Çok çabuk unutan bir ülkeyiz. Böylesine önemli bir siyasal skandalı çoktan geride bıraktık. Bildiğim kadarıyla ciddi bir soruşturma yapılmadı, bu tezgahı kurmuş olanlar ortaya çıkarılmadı.
Üst düzey MHP’lilerin gizli ilişkilerini belgeleyip yayanlar kendilerini “farklı ülkücüler” olarak tanıtıyordu. İddiaları, bu yolla MHP’de ve ülkücü harekette “ahlaki bir temizlenme” gerçekleştirmekti. Ama nedense seçimler olduktan sonra bu “farklı ülkücüler” sırra kadem bastı; bir daha sesleri çıkmadı. Dolayısıyla bu kaset olayının ülkücüler arasında kıran kırana bir iç hesaplaşma değil, MHP’yi seçimlerde barajın altına çekmeye yönelik bir dış operasyon olduğunu iddia edenler haklı çıkmışa benziyor.
MHP hakkında son bir not: Partinin yaklaşan kongresi öncesi, Bahçeli’ye yakın isimlerin kaybettiği ileri sürülüyor. Ama ortada henüz bir rakip gözükmüyor. Önümüzdeki günlerde MHP seçimlerini konuşmaya başlayacağız. Bakalım Bahçeli bir kez daha kongre kazanma konusundaki maharetini sergileyebilecek mi?