ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ KAMPUS ALANI YAKININDA YAPILAN MEVZİ İMAR ÇALIŞMASI HAKKINDA ZORUNLU BİR AÇIKLAMA
Aylardır Ardahan kamuoyunun önünde tartışılan bu konuda, ismimin ısrarla kullanılmasından dolayı aşağıdaki açıklama bir zorunluluk olmuştur.
1- Konu hakkındaki ilk bilgim; Konu meclis gündemine gelmeden aylar önce, bu alanda bir mevzi imar çalışması yapılıyor olması bilgisine sahip olmadan önce, tamamen iyi niyetli olduğunu bildiğim ve kabul ettiğim bir Ardahanlı hemşerimiz, üniversitenin kurulacağı alanın önünde, kara yoluna kadar önemli bir büyüklüğe sahip tarla ve çayırların olduğunu, buranın ‘rezerv alan’ olarak kamulaştırılmasının iyi olabileceğini ve konuyu, hemşeri hukukumuzu da gözeterek, rektör hocaya iletmem için benimle paylaştı.
Bu fikir bana da gayet cazip geldi, ilk fırsatta rektör hoca ile paylaşmak için kafamda tasarladıkça aklıma iki olumsuzluk geldi. Şahıs olarak, Nejdet Kanbir olarak her zaman ve her türlü hata yapma hakkım var. Ancak halkın oylarıyla bana vermiş oldukları unvanla birlikte ismimin anılacağı hatalardan kaçınmamak çok ağır bir sorumsuzluk ve olumsuzluk olmalı ve bundan her ‘seçilmiş’ gibi kaçınmalıydım. Aklıma gelen olumsuzluklara gelecek olursak; konuyu rektör hoca ile paylaşınca, kendisinde şu fikirlerden biri oluşabilirdi;
a. “Üniversite bir ile ve kurulduğu alana değer katar, Nejdet Kanbir’in bu bahsedilen alanların değer kazanmasından rahatsız olmasının nedeni ne olabilir ki? Burada tarlası olanlardan kimilerine düşmanlığı-garezi-hasetliği mi var ki buraların değer kazanmasından, buradaki mülkiyet sahiplerinin üniversiteyle birlikte buralarda bir şeyler yapmasından rahatsızlık duyuyor? Neden gelişmeyi, ilerlemeyi istemiyor? “
b.“Yoksa burada bulunan arsalardan birileri yüksek fiyatlarla satış işlemi yapmış, piyasasını yükseltmiş ve vergisini yatırmışta, bu kamulaştırmada yüksek fiyatlarla alım gerçekleşmesi sağlanacak ve Nejdet Kanbir’de bundan kişisel-maddi menfaat mi temin edecek?”
Bu ihtimallerin her ikisi de her hangi bir insan olarak Nejdet Kanbir veya bir başkası için söylenebilir veya Nejdet Kanbir veya bir başkası böyle bir niyetle davranışlar sergileyebilir.
Ancak bir İl Genel Meclisi Üyesi için böylesi çağrışımlar yaptıracak davranışlar affedilemez derecede küçültücü bir durum oluşturur ki kimsenin böyle olmasını veya anılmasını istemem.
2- Konunun İl Genel Meclisinde Temmuz ayında ilk kez tartışılması
Temmuz 2011 toplantılarında Meclis Başkanı gündemleri görüşmeye açarken, Ardahan İl Özel İdaresi Kentsel İyileştirme Müdürlüğü’nün bir teklifi bulunduğunu, teklifin içeriğinin, bir vatandaşımızın mevzi imar planı yaptırmak istediğini söylediği anda, Meclis Üyelerinden birisi ‘Kasım Kılıç’ın yerimi burası’ diyerek açıklama istemesine anında tepki gösterdiğimi şu anki gibi hatırlamaktayım.
Çünkü bizim işimiz Aliye veya Veliye veya Kasıma göre değil “mahalli müşterek nitelikteki” işlere ilişkindir. Yani işi, sahibine göre karara bağlamayacağız, görevimizi kanunlar çerçevesinde herkese eşit durarak yapacağız. Bu tartışma meclis kamera kayıtlarında mevcuttur ve bu mevzu bu minvalde yürümeye devam ederse, aşağıda anacağım ayıplar sürerse, toplum bu kayıtları bir gün görecek.
Keşke toplantılara gelerek görse halkımız! Ne yazık ki halkımız da basında yeterince ilgi göstermemektedir seçtiklerinin yaptıklarına!
Bu esnada bazı meclis üyeleri işin komisyona havalesini istediler. Meclis başkanı, bana göre doğru bir tutumla tartışmayı oylamayla sonuçlandırdı ve komisyona havale etmedi.
Çünkü bu durumda isme göre işlem yapılacaktı, kulisler çalışacaktı. Çünkü benzer işlerin birçoğu komisyona havale edilmeden oylanmıştır ve bu satırların sahibi, aynı meclisin üyesi Nejdet Kanbir’inde geçmişte böyle bir işi bu mecliste, komisyona havale edilmeden oylanmıştır.
Bir başka örnek ise, komisyona havale edilen, Göle yolu üzerinde yapılmış olan kilit parke – beton parke tesisine ilişkin mevzi imar işi idi. Komisyon buraya gitti ve raporunu sununca şöyle dedi; “zaten iş bitmiş ve imalat yapılıyor”, yani olumlu görüş bildirildi.
Peki, sormazlar mı adama, bu tesis nasıl bitmiş ve siz bu duruma nasıl müdahale ettiniz?
Harita mühendisleri hali hazırını çıkarmamış, Şehir Plancıları mevzi imar planını hazırlamamış, yerleşim plan-projesi-raporu oluşmamış, kurumlardan görüşler toplanmamış.
İl Genel Meclisi komisyonu çalışıp rapor vermemiş. Meclis oylamamış, mevzi imar planı bitmemiş, tarla vasfından çıkmamış, inşaat projesi yapılıp inşaat ruhsatı alınmamış, ama inşaat bitmiş ve imalat başlamış, bizim komisyon da “ zaten iş bitmiş” diye olumlu görüş bildirmiş!
Ne demek bu?
Bu kadar başıboş bir memleket olur mu, ey komisyon üyeleri siz ne yaptınız?
Haaa deniyor ki, “adam müracaat etmiş (mevzi imara) ama idare işi geciktirmiş”, olabilir, adam inşaata geç başlayacaktı, kaçak iş yapmış görmüyorsunuz!
Adam yabancı ondan mı acaba?
Ardahanlı olsa anası ağlardı her hal!
Evet İl Genel Meclisi Başkanı, belkide benim bilmediğim bir bilgi ile veya sezgi ile, meclise idarece havale edilen, altında İl Valisinin imzası bulunan işi, gereksiz yere sürüncemede bırakmamak için olsa gerek oylamaya sundu ve çoğunluk oyuyla mevzi imar planı 117 ada 91-92 ve 93 nolu parseller için İl Genel Meclisinden geçti.
Yani buralar ‘konut dışı kentsel alan’ olarak imara açılmış oldu.
Bu parsellerde, mülkiyet sahibi ev veya evle birlikte ahır yapamayacak, ticarethane yapabilecek. Bunu da tekrar belirli ölçülerde ve/veya bazı konularla sınırlandırmak yine ilerleyen safhalarda, hem inşaat ruhsatı aşamasında ve hem de işyeri açılacağı esnada alınacak çalışma ruhsatları sırasında, idare kontrol etme hakkına sahip.
Yani, genel ahlaka, genel güvenliğe, çarpık yapılaşma vb. kimi ölçütlere göre sınırlandırmak, rastgele herhangi bir konuda ticaret hane açılmasına da müsaade etmeyebilecektir. Bu konuda yasalarda da hükümler vardır.
3- Valiliğin Geri Gönderme Gerekçesinin hukuksuzluğu
2010 yılının ikinci yarısından itibaren, ne yazık ki Ardahan İl Genel Meclisi’nin kararları, hiçbir kanuni dayanak olmadan, daha doğrusu 5302/15’e göre incelendiğinde, “ şu kanunun şu maddesi” veya “şu yönetmenliğin şu maddesine aykırı olduğundan” denilmeden tekrar ve tekrar geri gönderilmiştir.
Bu hukuksuz tutuma neden olan Meclis Başkanın tutumu, meclis üyelerinin bir bütün olarak kararlılık gösterememeleridir. Meclisin üyelerinin arasında meclisin güçlü duruş sergilemesini istemeyen üyelerin varlığından insan şüpheye düşmektedir.
Kişisel gücü kurumsal gücün önünde tutmak isteyen üyeler meclise ve Ardahan’a zarar vermekteler. Henüz kurumsallaşamamış bir il de, İl Genel Meclisi, bu hususta katkılı olamamaktadır. Kamuoyu da bunu iyi takip edememektedir, çünkü meclise ilgi göstermemektedir. Basının ilgisi de yetersizdir.
Hani “Yerel Parlamento” idik?! İl valisi ilk geldiğinde bunu sıkça söylerdi ve 5302’nin oluşumundaki katkısından övünerek söz ederdi. Bizde hoşlanırdık. Neden mi? Meclisin önemini bilen bir mülki idare amirinin olmasından! Sonra, sanırım bize baktı, vazgeçti!
Tartışma konusu olan bu mevzi imar konusunu geri gönderirken de sanırım bizlere baktı, aramızdaki tartışmayı duydu veya kulisler oluştu. Kanunu ve maddesini boş verin, genel anlamda hiçbir hukuki gerekçe olmadan sadece Üniversitenin Defterdarlığa yazdığı bir yazıda buraların kamulaştırılması için planlama düşündüklerinden bahisle, “çarpık yapılaşma olabilir” denilerek, daha önce imza edip meclise gönderdiği kendi gündem önerisini bu kez imza etmeyerek geri göndermek nedir? Meclise verilen değer! Kulislerin değeri!
Çarpık yapılaşma denilerek gösterilen hassasiyet, körpe bebelerimizin eğitim-öğretim göreceği okulları ahırların arasına yaparken gösterilmiyor ne yazık ki!
Burada bir kanaatimi yazmazsam haksızlık etmiş olurum; Ardahan’ın mevcut valisi meri mevzuatta, idari ve mali konulara hakim. Bu ne işe yarıyor biliyor musunuz? İstediği işi örtbas etmeye! Valimizin ilk geldiği zaman bizde pek yeni sayılırdık, topu topu 4 buçuk 5 aylık üyelerdik. Hep söylerdi kendileri, “şeytan taşlamaktan ibadete zaman bulamıyoruz” diye.
Düşünüyorum da şeytanların varlıkları ve çoklukları sadece taşlandıklarındandır. ‘Sallandıracaksın bir-ikisini’ bırakın şeytanı, şeytani düşünce bile kalmaz ortalıkta! Korundukça şeytanlar sadece taşlanarak, taşlanmaya alışıp kaşarlanıyorlar ve kulakları, gözleri ve kalpleri nasırlaşıyor, taş ta işlemez oluyor, boşuna yorulup taş atmayın sayın valim. Yormayın kendinizi, gittiğinizde bin badire atlatmış, bin taş yemiş ama kılı kıpırdamayan birçok kaşarlanmış tayfa bırakacaksınız bilesiniz.
Daha dün gelen bir müdürünüz gelir gelmez 2011/17 sayılı İl İdare Kurulu Müdürlüğü karar onayıyla kaşarlandı, bilesiniz. Mesleki terbiyesinden şüphe ettiğim bir vekilinizin imzası da altında…
Ne yazık Ardahan; bir ilçe bile kabul etmedi, bir ilçe bile teslim edilmedi, bu adam bir ile vekâleten de olsa valilik ediyor. Çok yazık Ardahan. Sahipsiz Kent, Talihsiz Kent, Yitik Kent AR-DA-HAN! (Bu heceleri de bir gün yazacağım ey AR-DA-HANLI)
4- Üniversite Senatosunun Tutumu
İl Genel Meclisini karar tarihi 06.07.2011
Üniversite Senatosunun topantı ve karar tarihi 26.07.2011
Bu tarih, İl Genel Meclisi Bayındırlık ve İmar Komisyonu’nun Üniversiteyle kurduğu temasla elde ettiği belgede yazılı. Karar no: 2011//141
Kararın özü; “Kamulaştırılmasının uygun olduğuna karar verilmiştir”
Yani kamulaştırma kararı almaya karar kılınmış. Kamulaştırma? O da sonra olacak gibi!
Tapuya şerh düşürtecek bir karar mı? Hayır.
Tapu da şerh var mı? Bu da hayır. Eee İl Genel Meclisine ne bu karardan?
Alınır bir karar, tapuya şerh edilir, malike tebliğ edilir vs, vs.
İl Genel Meclisi Mevzi İmar’a karar verse bile malikin bu aşamaya kadar uğraşmış olduğu kendine kar kalır o kadar.
Üniversite senatosundaki hocalarımız bunu bilmez mi? Elbette bilir, bilmese de iki dakikada öğrenir. Peki, niye böyle davranılıyor?
Ya İl Genel Meclis Üyeleri oldukça bön görünüyor kendilerine veya üzerlerinde bir baskı olmalı ki oyalayıcı bir ara formül bulunuyor.
Şöyle ki; önce planlama düşünülüyordu, sonra kamulaştırmanın uygun olacağı düşünülüyor. Sonra da kamulaştırma gerçekleşir bir gün her halde.
Ama bir İl Genel Meclisi Üyesi olarak bunların hiç biri beni ilgilendirmiyor.
Ama Üniversitenin özel mülkiyetteki bataklıklara kurulmaması için verilmiş onurlu mücadele son derece ilgilendiriyordu ve hala şükranla takdirle bu çabayı her fırsatta anmaktayım.
Kars Kafkas Üniversitesi örneği önümüzde, yakın bilgisine sahibim; kamulaştırmalara harcanan paralara ve kötü zemine yapılan yapılar yüzünden hala yapılaşmasını, yerleşke inşaatlarını onca yıla rağmen bitiremediler. Ardahan Üniversitesi bu tuzağa yeniden mi çekiliyor acaba!
5- Alınan son kararın hukuksuzluğu ve bu yolu zorlayanların ikili maksadı
Ardahan İl Genel Meclisi Temmuz ayında oy çokluğuyla almış olduğu kararını, Ekim ayında oy çokluğuyla reddetti!
Bu arada Ağustos ayında meclis tatildeydi, Temmuz ayında iş komisyona havale edildi ve anlaşılan epey uğraş verildi ve bana göre kişisel iradeyi, özgür iradeyi sakatlayan, düşünceyi ve vicdani kanaati körelten bir tutum olan “grup kararı” tavrıyla sakatlanmış bir komisyon raporu ve hukuksuz bir meclis kararı oluştu.
Yaşanan sürecin sonunda, başta kendim için aklıma gelen olasılıklar şimdi başkaları için olabilir diye aklıma geliyor. Ve bu olasılıklar şunlar olabilir;
a. Kişisel maddi menfaat ortaklığı olasılığı yüksek bir durum söz konusu olabilir. Şöyle ki; bu alanda söz konusu parseller veya başka bir parsel hakkında, bilinçli olarak bir satış işlemi gerçekleşmiş ve olağanüstü bir meblağ satış değeri olarak gösterilmiş ve vergileri ödenmiş olabilir.
Buda herhangi bir kamulaştırma anında Üniversitenin ödeyeceği kamulaştırma bedelinin, piyasa belirleyici unsurlardan olduğu için, çok yüksek rakamlarda gerçekleşmesine neden olabilir.
Yani tersinden bir tutumla, sanki üniversite düşünülüyormuş gibi bir algıyı kamuoyunda da yaratarak kişisel menfaat peşinde olunabilir.
b. Kişisel rekabetin-garezin-kötülüğü-intikamın gerçekleşmesine meclisin-valiliğin ve üniversite senatosunun alet edilmesi köz konusu olabilecek diğer bir olasılıktır.
(Şayet ilk ihtimal gizlenmek için, üniversiteyi tahrik etmek, kamulaştırmayı gerçekleştirmek ve vurgun peşinde olmak için bu üç parsel yem olarak kullanılmıyorsa), bu olasılığın yüksek olma ihtimali vardır ve bu hem İl Valisini, Hem Üniversite Senatosunu ve hem de İl Genel Meclisini ayıplı bir hale getiriyor.
Bir düşünelim, 70 dolayında parseli olan 117 adanın yalnız 91-92 ve 93 nolu parselleri “kamulaştırılmasının uygun olduğu” yönünde karar alınıyor. Böyle bir karar alınması için kulis yürütülüyor. Bu parsellerin mevzi imarını onaylayan meclis kararı kanuni-hukuki dayanağı olmadan İl Valisinden geri dönüyor, meclis ilk kararını reddediyor!
Ardahan İl Genel Meclisinde Nisan 2011’de AKP-CHP ittifakı gerçekleştiğini kamuoyu biliyor. Bu tür kritik kararlarda bunu yeniden gözlüyoruz. İstisna tutumları olan üyelerin oylarının etkisizliği ortadadır. Ancak, siyasi gücü, devlet gücünü, akademik titri, birilerinin yükselmesi veya birilerinin ezilmesi için kullanmak, kullanmaya izin vermek ne kadar düzgün bir tutumdur.
Acaba, Üniversite Senatosu’nun 2011/141 sayılı kararında direk, ‘kamu yararı olduğundan kamulaştırılmasına karar verilmiştir’ demezken böyle bir his mi oluştu da ara formülle iş ötelendi?
Acaba, İl Valisi; “Meclis tekrar onaylarsa imzalarım” derken bu tür bir hisse kapılıp hata yaptığını, hukuksuz-dayanaksız geri gönderme tutumunda etkili olan kulisin bu yönünü sonradan hissederek mi tutumundan pişman oldu?
Ya İl Genel Meclisi?
Gazetede yer alan “DSP’li Kanbir ile AKP’li Çakıcının evet vermesi düşündürücü olmuştur” cümlesi, şu yukarıda söylenenlerden sonra nasıl yazılmalı?
“HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR!” Ne oldu size inanç timsali AKP’li meclis üyelerinin Çakıcı dışındakileri? Şu ihtimallere bir cevap verin lütfen!
Bilmediğimiz bir şey varsa sizden öğrenmek bizi mutlu eder. Birilerine haksızlık etmek, AKP’nin A’sındaki adaletle yer mi değiştirdi, HKP’mi (Haksızlıkla Kalkınma Partisi) yapıldı da haberimiz yok! Hem bu malik sizin vekil aday adayınızdı sanırım. Bilmediğimiz bir gizli kavganıza mı alet ediyorsunuz kurumları, yoksa birinci ihtimaldeki gibi bilmediğimiz bir muvazaamı var alet olduğumuz?
CHP’lilere diyecek bir şeyim yok; çünkü ortada CHP’lilik yok, haliyle CHP’de!
Nejdet Kanbir DSP İl Genel Meclisi Üyesi 12.10.2011