Ardahan’daki Kirli Siyaset Kura’yı da mı Kirletecek
Uluslararası suların yatakları değiştirilemez ama Ardahan’daki birkaç kişi değiştirecekmiş. Bülbülan’ ın 20 yılda 20 kilometrelik yolunu yapamayan Türkiye, 13,5 km tüneli delip suyu Çoruh nehrine oradan da Karadeniz’e aktaracakmış.
Eleştirilerin olmadığı yerde doğruyu bulamazsınız ama saygın, erdemli, birleştirici, kırıcı olmayan eleştiriler yapılırsa faydalı olur, yoksa gönüller hep kır kalır.Söz ucuz değil Bölge hakkında ve birbirimiz hakkında Her yazımızı okuyan bir puan verir, Her yazı bizim kimliğimizi, birliğimizi kültürümüzü ortaya koymaktadır.
Sosyal devletin gitmediği Ardahan’ da proje olmadığı için orada oturanlar proje üretmediği ve yatırım olmadığından boş bir alana çevrilmiş, Haklı olarak sinirleniyor bazıları istediği gibi konuşuyor, sövüyor, sayıyor bana göre bu işin bir adabı olmalı, sarf edilen kelimelerin bir ilin insanına yakışması lazım. Kaliteli bir ilin temeline zaman atacağız, boş boğazlık bizim ata -dede kültürümüz değil. Kirli siyaset her zaman bir ilin kimliğini aşağı çeker, kalitesiz hale getirir. Saygı ve sevgi kültürünü yok eder. Önüne gelen sinirlenirse, tozu dumana katarsa bu ilin yüceliğinden, büyüklüğünden, kalkınmasından, saygınlığından bahsetmek mümkün olur mu?
Kaldı ki Ardahan hakkında konuşanlara ve Ardahan’ın sahibi olduğunu beyan edenlere baktığında, il olduktan sonra geçen 18 yıl içinde Ardahan’ın kaderini değiştirecek bir çivi dahi çakamadıkları gibi. İl olunca nüfusu 177 bin olan, şu an 90 binlere kadar düşen Ardahan’daki göçün sorumluları da kendileridir.
Kaliteli toplantılarda kaliteli projelerden, kaliteli sohbetlerden, kaliteli yorumlardan, kaliteli toplum yaratılır.
Kalitesiz ilişkilerden söylemlerden Saygın bir kimlik yaratmaz, üzerine hiçbir kurumu oturtturamazsınız. Türkiye’de bizimle başlayım siyaset, dernekçik, gazetecilik ve şirket kurup ticaret yapanlara bakıldığında başarılı olamadığımızdan dolayı biriz düşünmemiş gerekmez mi. Katolikler, Master’i tam 250 yılda yapmışlar biz de 20 yıldır ilde bir kent meclisi kuramamış sürekli değiştirerek, kentin kanat önderlerini yok sayarak, hakaret ederek, mahalle baskısı yaparak yıprattığımız için; Ardahan büyüksüz bir il olduğundan dolayı il kimliğine bir türlü kavuşamamış, bu yüzden de kalkınmayı yakalayamamıştır.
Kötü tanıtılan bir ile yatırım olmaz, kimse gitmez. Ben böylesine bir yazı yazmaktan çok sıkıldım ama… Oysa söylenecek, yazılacak çok şey var…
Ardahan’ın köylerinin dernek başkanları, gazetecileri, il genel meclis üyeleri, muhtarları hitap ederken düzgün cümleler kurarak, Ardahan il kültürünü dikkate alarak, Ardahan’ın önderleri yeni bir erdemle, saygın, herkesi kucaklayan söylemlerle önce Ardahanlının sonra Türkiye’nin karşısına çıkmalıdır.
Sevgi eylem getirir. Ben ve bütün gazeteci arkadaşlarımın bu tür yazılarının bir daha yazılmasının nasip olmaması dileğiyle; değişen dünya düzeninde, teknoloji peşinde koşan dünyada Ardahan’ın yerini alması için ele el vermeyiz.
###Gelelim Kura nehrine
Kura nehri Türkiye’de en çok kirlenen nehirlerden biridir. Temizlenmesi için bir çaba olduğunu duymadım. Ne içindeki balıktan faydalanıyoruz, ne de sulu tarımda kullanıyoruz. Ama enerjimizi Kura’yı nasıl verimli hale getiririz tartışmasının yerine işi başka yöne çekersek Kura akar, biz de hep bakarız.
Kura nehri projesi araştırmasından toplantısına katılırken yolda bir kişi telefonla bu işin bir hayal ürünü olduğunu, birilerinin bunu malzeme yaptığını söyledi, Geceye katılmadan önce Ardahan Milletvekili Sn. Ensar Öğüt’le telefonla görüştüğümde Dedem ki Kur nehri hakkında önemli kaynaklardan bilgi edindim. Bu kura nehri uluslararası sudur. Rusya, Gürcistan, Azerbaycan ve Türkiye olmak üzere 4 ülkenin ortak malıdır. Uluslararası antlaşmaya göre 4 ülkenin imzası olmadan yatakları değiştirilemez.
İkinci olarak 1927 yılında Rusya ile Türkiye’nin bir antlaşması var. Kura2nın %50’si Rusya’nındır. Ardahan’a. Yazık değimli dedim. Sn Vekil beni dinledikten sonra dedi ki Ben bunları, gel gecede konuşalım”.dedi.
Geceye gittim, mikrofon olmayınca ciddiyetten biraz uzak olduğunu gördüm.
Masamdaki gazetecilere de bu konudan bahsettikten sonra Av. Casim Yılmaz’ın ve Av. Yalçın Turan’ın yanına gittim, anlattım. Dedim ki :”Bir düzgün çalkalama yapılsın, herkes işine baksın. Ardahan daha fazla oyalanmasın Sizler çıkın bir açıklama yapın.” Sürekli kulis yaptım ama 2 aydır basında işlenmiş bir konunun, bir saatte fikirleri değiştireceğini beklemek de doğru olmazdı. Ve sonucu değiştiremedim
Geceye konuşmacı olarak geldiğim için konuyu hemşerilerimle paylaşacaktım ama mikrofon olmayınca, Cevdet Şentürk’ ün yüksek sesi sunuculuğu devraldı, program alt -üst oldu haklı olarak. İstediği gibi yönetti. Bir ara Cevdet Şentürk ve Ahmet Demirbaş’a da bu plan hakkında bilgi sundum. İşin ehli hâkim, savcı, avukatlardan oluşun bir komite kurup bu doğru bilgiyi halka aktardım ama gecenin seyrini, konuşmacıların fikrini değiştiremedim.
Gecede Damal’ a kardeş olan, yani yeni fahri Ardahanlı olan Kartal Belediye Başkanı Op. Dr. Altınok Öz’e bir tane Birikim albümü ve Korkusuzca yazdığım sponsorluğunu da kendim yaptığım Ardahan’ın yoksulluğunun ana nedenlerini ve Ardahan’da kirli politikanın sebeplerini ve ikiyüzlü siyasetini anlatan “Kaymakamın Bisikleti Tarla Sürer mi “ adlı kitabımı imzalayıp verdim ki, o da Ardahan’ı iyi tanısın, Ardahan’ın neden göç verdiğini öğrensin. Çok mutlu oludu. Kitabımı okuduktan sonra bir röportaj sözü aldım
Kura Tünel Projesi Mühendisin Özel Fikridir, Devletin Haberi Yok
Ardahan yıllardır hayal hikâyelerle oyalanmakta, bu kirli beyanlar, sağlam bilgiye dayanmadan yapılan açıklamalar bir bilgi kirliliğinden başka bir şey değildir. Ardahan’ın Göle ilçesinde doğup, Hanak ve Çıldır’dan geçtikten sonra Gürcistan ve Azerbaycan topraklarını sulayan ve Hazar Denizi’ne dökülen Kura Nehri’nin yönünün Beşikkaya barajı aracılığıyla Çoruh Nehri’ne, buradan da Karadeniz’e akıtılmak istenmesi yönünde DSİ de bir bürokrat tarafından hazırlanan raporun, bir özel düşünce olduğu, resmi makamlar tarafına ulaşmamış ve onaylanmamış bir belge olduğunu. Ardahan Milletvekili Sn. Ensar Öğüt ve Ardahan Milletvekili Sn. Saffet Kaya beyan etmişlerdir. Şimdi 1927 yılında yapılan anlaşmada suyun %50’si Ruslara verilen ve “Rusya, Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye’nin imzası olmadan Kura’nın yatağı değiştirilemez” uluslararası maddesi olan bir ırmağın yatağını değiştirmenin mümkün olmadığı ortada.
En önemlisi 20 yıldır Bülbül an’ın 13 km yolunu bitiremeyen Türkiye’nin, 13,5 km tüneli açacağını nasıl hayal ederiz?
Özellikle bu olayı aydınlığa çıkaracak yetkili şahıslardan birisi Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt, DSİ ve bakanlıkta yaptığı görüşmeyi neden kamuoyuna açıklamadı, anlamış değiliz. Acaba Ardahanlı Saffet Kaya yıpransın diye mi onu da kendisine sormak lazım.
Öğüt: Bakan Böyle Bir Projenin Olmadığını Söyledi
Sn. Ensar Öğüt, Telle benimle görüşmesinin ardında gecedeki konuşmasında Kura Master planının meclis soruşturması dâhil bir takım girişimlerinin olduğunu dile getirerek, bakan ve DSİ yetkilileriyle yaptığı görüşme sonucu konuya ilişkin ilgililere yönelttiği sorular neticesinde ‘böyle bir girişimin söz konusu olmadığı konusunda cevap aldığını’ dile getirdi.
Erdal Durak’ın 27.05.2009 tarihli dilekçesi Cevap veren Çevre orman Bakanlığı Devlet Su işleri Genel Müdür Yardımcısı Akif Özkaldı ise su potansiyeli 986 hm3/yıl’dır. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan kura projesi master plan raporu’nda yer alan Beşikkaya Barajı, Çoruh Derivasyonu’nun kilit depolamasını oluşturmaktadır.
Barajda düzenlenecek sulardan Ardahan Ovası sulamasına verilenin dışında kalan yıllık yaklaşık 217 milyon m3 yani, kura nehri potansiyelinin ¼’ünden daha azdır. Su Çoruh Havzası’na aktarılması düşünülmektedir.
Söz konusu derivasyon ile havzanın susuz kalması gibi bir durum söz konusu olmadığı gibi, Kura nehri suları daha sonra Köroğlu barajı ve kotanlı HES ve Kayabeyi barajı ve akıncı HES ile de enerjisi alındıktan sonra Gürcistan’a geçmektedir.
Bilimden gelen cevap
Geçen hafta İstanbul Kültür Üniversitesi’nde Ulusal Sanayici İş Adamları Derneği (USİAD) tarafından düzenlenen “Enerji ve Su” konulu bir konferansta konuşan, ODTÜ Enerji Proje uzmanı KOSGEB, Teknoloji Geliştirme Merkezi Direktörü, Elektrik Yüksek Mühendisi Şenol Tunç, İnşaat Mühendisi ve Kura havzasını çok yakından tanıyan ve iyi bilen, ayrıca konusunda 7 tane kitabı olan Su Politikaları Uzmanı Dursun Yıldız: “Eğer bu ülkede yaşıyorsanız, yaşadığınız ülke ve komşularınızın arasındaki yasal ilişkileri çok iyi bilmekle mükellef olmalısınız. “dedi. Devamla Kura Nehri’nin 4 ülkenin ortak yaşamı ve yasal prosedüre bağlı olduğunu bilmeniz yeterli olacaktır. Omuzluklarda kovalarla çalmaya kalkarlarsa dahi cezası ağırdır ve nehrin doğuşu itibariyle sabit yönünden bir damlalık dahi yön değiştirme hakkı vermez. Şimdi her şey bu kadar açıkken gündemi değiştirip oyalanan, her gün yoksullaşan Ardahan’ın duygularıyla oynamak, bölgeye yapılan en büyük haksızlık değimlidir.
Ardahan’ın kalkınması bağırmakla, çağırmakla, hakaretle değil; sevgi, saygı, hürmet, erdemle davranarak, güçlü bir lobinin kurulmasıyla olur. Sevgiyle kalın......
Her rüzgâr savuracak bir toz bulur. Her hayal yaşanacak bir can bulur... Her düş gerçekleşecek bir umut bulur... Kolay bulunmayan tek şey güzel bir hemşericilik ve bir dostluktur...
Mustafa KÜPELİ
mustafakupeli36@gmail.com