Mesajında Müftü Akın şunları kaydetti; "Şehrullahi'l-Muharrem" olarak meşhur olan muharrem ayına kavuşmuş bulunmaktayız. Hicri Takvimin ilk ayı olan Muharrem ayı, ilahi bereket ve feyzin, Rabbani ihsan ve keremin coştuğu ve bollaştığı bir aydır. Bu ayrıcalığı muharrem adından da fark etmek mümkündür. Zira “muharrem” kelimesi “haram kılınmış, hürmete lâyık” anlamlarına gelmektedir. Muharrem ayı önemini içerisinde meydana gelen pek çok önemli hadiseden de almaktadır.
İslam dininde bir dönüm noktası olan hicret hadisesi bu ay içerisinde meydana gelmiştir. Mü’minler için pek mukaddes bir gün olan aşure günü de yine bu ay içerisindedir. Aşûra; aşr ve aşir kökünden türemiş Arapça bir kelime olup hicrî Senenin ilk ayı olan muharrem ayının onuncu gününe denir. Aşure gecesi duaların kabul edildiği kıymetli bir gecedir. Âşura Gününde ilk akla gelen ibadet ise, oruç tutmaktır. Nitekim, Peygamber Efendimiz (sav) Medine’ ye geldiğinde Yahudilerin Aşure günü oruç tuttuklarını gördü.
Sebebini sorduğunda onlar da : “ Bu gün önemli bir gündür. Bu gün Allah Musa (as) ile kavmini düşmanlarının zulmünden kurtardı. Musa (as) bugün oruç tuttu.” deyince “ Biz Musa (as) ‘ya sizden daha yakınız. “ dediler. Kendileri o gün oruç tuttular ve ashabına da tutmasını söylediler.( Buhârî, Savm ,69)
Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: "Muharrem ayında bir gün oruç tutana, bugüne karşılık otuz gün oruç sevabı verilir." (Sahih-i Müslim Şerhi, 6:140)
Resûlullah (s.a.v.): "Ramazan ayından sonra en faziletli oruç Allah’ın ayı olan muharrem ayıdır.
Farz namazdan sonra en efdal namaz da gece namazıdır“ (Müslim, Sıyam, 202) buyurdu.
Rivayetlere göre, 10 Muharrem birçok olayın meydana geldiği faziletli bir gündür. İlmen kesin olarak doğrulanamamakla beraber Yeryüzü ve göğün o gün yaratılması, ilk yağmurun yağması, Hz. Âdem’in tevbesinin kabulü, Hz. Nuh’un gemisinin Cudi Dağına oturması, Hz. Yakub’un oğlu Yusuf’a kavuşması, Hz. Yusuf’un zindandan kurtulması, Hz. Musa ve Beni İsrâil’in yarılan Kızıldeniz’den geçerek Firavundan kurtulması, Firavun ve ordusunun Kızıldeniz’de boğulması, Hz. Muhammed (s.a.) Efendimizin geçmiş ve gelecek günahlarının bağışlandığı gün olması gibi
İslam tarihinde özel bir yeri olan Hz. Hüseyin’in Kerbelâ'da şehit edilmesi olayı da yine bu ayda vuku bulmuştur. 10 muharrem (680) günü, Peygamber Efendimiz (s.a.)’in torunu, iki goncasından biri olan Hz. Hüseyin (r.a.)’ın Kerbelâ’da ailesi akraba ve yakınlarından 72 kişiyle birlikte şehit edildiği, müslümanları gönüllerinin hüzne gark olduğu bir gündür.
Muharrem ayını;
Hz.Hüseyin'in uğrunda canını feda ettiği hak, adalet, rahmet, merhamet, müsamaha ve şefkat duygularının yeniden ihyâsı ve Müslümanların muhabbet, kardeşlik ve beraberlik duygularının güçlenmesi için fırsat bilmeliyiz. Nitekim, Muharrem ayında yaşattığımız aşure geleneğimiz, bu kardeşliğin en güzel örneklerinden biridir. Aşure; paylaşmanın, dayanışmanın ve birlikteliğin simgesidir.
Aşure aşında bir araya gelen farklı nimetlerin, aynı ortak tada katkı sağladıkları gibi, milletimiz asırlardır birlikte yaşamanın gereği olarak sevinç ve tasayı, muhabbet ve meşakkati paylaşmaya devam etmektedir. Cenab-ı Allah bizleri birlik- beraberlikten, iyilikten ayırmasın.
Dünya üzerinde bugün Kerbela’ların yaşandığı; Gazze, Filistin, Suriye, Afganistan, Arakan, gibi ülkelerde dua bekleyen din kardeşlerimize dualar etmeliyiz. Yüce Allah dünya üzerinde zülme uğrayan bütün Müslümanların yardımcısı olsun..
Bu vesile ile başta Ardahanlı hemşerilerimizin ve bütün İslam aleminin Muharrem ayını -aşure gününü tebrik eder; Kerbela’ da şehit olan 72 Ehl-i beytin ve Aziz vatanımızın tüm şehitlerinin ruhunun şâd olmasını Yüce Allah’tan niyâz ederim.
Galip Akın Ardahan İl Müftüsü