Eğitimdeki bu talihsizliğe kayıtsız kalmayarak, sert tepki gösteren, DSP. Ardahan İl Genel Meclisi üyesi Necdet Kanbir, geleceğimiz olan gençlerimizin karmaşık eğitim düzenine kurban edildiğini dile getirerek, bu karmaşık sistemin yeniden ele alınması ve ayrıca dönem başarısızlığı göz önünde bulundurularak, eğitimdeki eksik kadro ve birleştirilmiş sınıfların yeniden dizayn edilmesine dikkat çekerek, bu trajedinin gençlerimize alın yazsıymışçasına yaşatıldığını dile getirdi. Kanbir, Milli Eğitim Bakanlığını Şikâyet etmek üzere, Ardahan Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığıyla Danıştay’a dava açtı.
Kanbir, bu davanın takipçisi olacağını ve Ardahan adına siyaset yapan ilgilileri bu talihsizliğe seyirci kalmamaları noktasında Ardahan’ın gerek eğitim, gerekse sosyoekonomik konularında da gerekli hassasiyetlerini göstermeye çağırdığını sözlerine ekleyerek, “zaman kaybına daha ne kadar tahammül edileceğini, yıllardır hayali sözlerle insanlarımızın duyguları ve iyi niyetleri sömürülerek, Ardahan’ın bedeninin yanı sıra beyin göçüne de zemin oluşturmuştur” dedi.
Necdet Kanbir’in Danıştay’a verdiği şikayet dilekçesinin örneği şöyle:
DANIŞTAY BAŞKANLIĞINA SUNULMAK ÜZERE ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİNE
A R D A H A N
Yürütme Durdurma İstemlidir
26.04.2010
Davacı : Necdet Kanbir
Davalı : Milli Eğitim Bakanlığı
Dava Konusu : Milli Eğitim Bakanlığı Taşımalı Eğitim Yönetmeliği’nin 9/c maddesinin, Milli Eğitim Bakanlığı Kurum Açılması ve Kapatılmasına İlişkin Esaslar Madde 4’ün tamamı ve madde 16/c’nin kısmen yürütmesinin durdurulması ve iptali.
A- OLAYIN AÇIKLANMASI:
16.10.2009 tarih ve 27378 tarihli resmi gazetede yayınlanan son değişiklik haliyle MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI TAŞIMALI İLKÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ (Madde 9/c) yürürlüktedir. Bununla beraber 2631 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Kurum Açılması ve Kapatılmasına İlişkin Esaslar ( 4. maddesi ve 16/c kısmen) Mart 2010 tarihinde yayınlanmış, Nisan 2010 itibariyle de düzeltme metni yayınlanmıştır. Bu YÖNETMELİK’in ilgili maddesi ve ESASLAR’ın ilgili maddeleri, başta anayasamız ve anayasal haklarımız olmak üzere 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu’na da aykırılıklar taşımaktadır. Aşağıda açıklanan nedenlerle ve aykırılıklardan dolayı iptali istenmiştir.
B-İPTAL NEDENLERİ:
1- MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI TAŞIMALI İLKÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ 9. maddesi “Öğrencisi Taşınacak Okul ve Yerleşim Birimlerinin Özellikleri”ni sıralarken c bendinde “1 inci, 2 ‘nci ve 3 üncü sınıflarda toplam öğrenci sayısının 10’dan az olması” sı hükmünü getirerek, üç sınıfta toplam 10 öğrencinin üzerinde öğrenci olması durumunda birleştirilmiş sınıf uygulamasını öngörmekte, taşımalı sistemle merkezi bir okula taşınarak her sınıfın kendi öğretmenince eğitim-öğretim almasına engel olmaktadır. Böylece bir öğretmen tarafından 3 sınıfa tek derslikte, sonraki 4 ve 5. sınıf öğrencilerinin birleştirilerek, yine tek derslikte bir öğretmenle eğitim-öğretime devam etmesinin yolunu açmaktadır. Bu durum aşağıda sayılacak anayasal hükümler ve 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu’nun 7. , 1. ve 9. Maddelerine aykırıdır.
2- 2631 sayılı Esaslar’ın ilköğretim okullarının açılmasını düzenleyen 4. maddesi 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu’nun 7. , 1. ve 9. Maddelerine aykırıdır. İlgili maddede; “İlköğretim kurumları
MADDE 4- (1) İlköğretim okulları
a) Birleştirilmiş sınıf uygulaması yapılan ilköğretim okullarının açılabilmesi için;
1) En az 1 dershane,
2) 1, 2 ve 3 üncü sınıfa en az 10 öğrenci Bulunması.” Hükmü getirilmiştir.
Bu maddeyle birleştirilmiş sınıf uygulaması öngörülmüş ve düzenlenmiştir.
Gerek ilgili yönetmelik ve gerekse de ilgili Esaslar ile 222 sayılı yasanın amacına ters bir sonuç vermektedir. 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu’nun amaç maddesinde “Madde 1 – İlköğretim, kadın erkek bütün Türklerin milli gayelere uygun olarak bedeni, zihni ve ahlaki gelişmelerine ve yetişmelerine hizmet eden temel eğitim ve öğretimdir.”
Denilmektedir. Açık olan bu maddeye aykırı bir şekilde farklı yaş gurupları ve farklı müfredatlarda bilgi edinmesi gereken çocukların, bir sınıfta ve tek öğretmenle eğitim ve öğretim görmeleri, vaaz edilen amacın lafzına ve ruhuna aykırı olduğu gibi, sonuçları da, bu tür birleştirilmiş sınıflarda okuyan çocuklarımız için başarısızlıklarla dolu bir eğitim-öğretim dönemi geçirmek, hayata hazırlanamamak, temel haklarından mahrum bırakılmak olmaktadır.
Bu durum başta anayasamızın Başlangıç ilkelerinin 6. paragrafında sayılan; “Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak millî kültür, medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddî ve manevî varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu;” amir hükmüne aykırı sonuçlar doğurmaktadır. Çünkü yine anayasamızın 70. maddesi “Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez.” Demekle eğitimsiz kalmamızın, yurttaş olarak kamu hizmetlerine girme hakkımızın fiilen ortadan kalkması sonucunu doğurmaktadır.
Hâlbuki yine anayasamızın 42. maddesi;
“MADDE 42. – Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.” Demektedir. Ayrıca bu maddede, “Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir.
Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.
Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz.
İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır.
Özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı olduğu esaslar, Devlet okulları ile erişilmek istenen seviyeye uygun olarak, kanunla düzenlenir.
Devlet, maddî imkânlardan yoksun başarılı öğrencilerin, öğrenimlerini sürdürebilmeleri amacı ile burslar ve başka yollarla gerekli yardımları yapar. Devlet, durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları topluma yararlı kılacak tedbirleri alır.
Eğitim ve öğretim kurumlarında sadece eğitim, öğretim, araştırma ve inceleme ile ilgili faaliyetler yürütülür. Bu faaliyetler her ne suretle olursa olsun engellenemez.” Denilmekte, ancak ilgili YÖNETMELİK ve ESASALAR düzenlemesi tüm bu gerekleri ve amir hükümleri ortadan kaldırıcı Anayasa ve Kanunla verilmiş olan hakları ortadan kaldırıcı işlev görmektedir. Birleştirilmiş sınıflarda eğitim-öğretim gördüğü varsayılan çocuklarımız, ne yeterli eğitim-öğretim görebilmekte, ne de araştırma-inceleme ortamı ve imkânı, ne de zaman bulamamaktadırlar. Bu okullarda tek öğretmenin birden fazla sınıfa ait müfredatı işlemesi mümkün olmadığı gibi, laboratuar ve kütüphane imkânları, hem yoktur ve hem de olsa bile faydalanmak mümkün değildir.
Aynı şekilde ilgili yönetmeliğin 9/c maddesi ve 2631 Sayılı Esasların 16. maddesinin c bendi birleştirilmiş sınıf-okul uygulamasının kapatılması için sınırlama hükmü getirmiştir.
Birleştirilmiş sınıf 222 sayılı kanunda düzenlenmemiştir. Bunun yerine 222 sayılı kanunun 9. maddesi okulların birleştirilmesini, taşımalı eğitimi düzenlemiştir ve uygulamada mevcuttur. Ve esas olan da bu olmalıdır. Yönetmelik ve Esaslar (Tebliğler) kanuna ve anayasal haklara aykırı olamazlar. Oysa anılan Yönetmelik hükmü ve Esasların ilgili hükümleri anayasal hakların ve 222 sayılı kanunun uygulanmasında aykırılıkları düzenlemiştir.
İlgili madde şöyledir. “Madde 9 - İlköğretim kurumları sekiz yıllık okullardan oluşur. Bu okullarda kesintisiz eğitim yapılır ve bitirenlere ilköğretim diploması verilir.
Nüfusun az veya dağınık olduğu yerlerde; köyler gruplaştırılarak, merkezi durumda olan veya durumu uygun bulunan köylerde ilköğretim bölge okulları ve bunlara bağlı pansiyonlar, gruplaştırmanın mümkün olmadığı yerlerde ise yatılı ilköğretim bölge okulları veya gezici okullar açılabilir. Gezici okullarda gezici öğretmenler görevlendirilir. Bu okullarda yetiştirici sınıflar ve kurslar da açılabilir. Şehir ve kasabalarda, ihtiyaca göre yatılı veya pansiyonlu okullar kurulabilir.” Hükmü yürürlüktedir.
Buna göre birleştirilmiş sınıf uygulaması 222 sayılı yasanın 9. maddesine aykırıdır ve ilgili Yönetmeliğin 9/c maddesi ve Esaslar 16/c ile getirilmek istenen birleştirilmiş sınıf uygulamasının kapatılmasının sınırlandırılması uygulaması da, birleştirilmiş sınıf uygulaması açılmasını düzenleyen 4. maddesiyle aynı işlevde ve aynı nitelikte, hem anayasamızın ilgili maddelerine ve hem de 222 sayılı yasanın 1. ve 9. maddelerine aykırıdır.
Bu aykırılıkla beraber, yaşadığımız il olan Ardahan’da yaygın olarak birleştirilmiş sınıf uygulaması yapılmaktadır. Bu durum, temel eğitimini yeterince alamamış çocuklarımızın ileriki eğitimlerinde, üniversite giriş sınavlarında başarısızlıklar getirmekte, yaşamda da tutunma kabiliyetini zayıf düşürmekte, anayasal olarak verilmiş olan, kamu görevlerinde yer alma imkân ve kabiliyetine kavuşamamaktadırlar. Bunları fiilen yaşamakta ve gözlemlemekteyiz. Temel eğitimi yeterince almayan nesil arzulanan seviyeye gelememektedir. Bu toplumsal bir sorundur.
SONUÇ VE İSTEM
Anılan hukuki ve fiili nedenler ve resen görülecek nedenlerle yürürlükteki mevzuata, anayasal hükümlere aykırılıklar taşıyan ve toplumun geleceği olan çocuklarımızın, özellikle kırsal kesimde yaşayan yoksul çocuklarımızın eğitim öğretimine engel teşkil eden, geleceklerini karartan
1- Milli Eğitim Bakanlığı Taşımalı Eğitim Yönetmeliği’nin 9/c maddesinin
2- 2631 sayılı Kurumların Açılması ve Kapatılmasına ilişkin Esaslar başlıklı Milli Eğitim Bakanlığı tebliğinin, 4. maddesi ile 16/c maddesinin “ilköğretim okullarında öğrenci sayısının 10” cümlesinin, 2010/2011 eğitim öğretim yılı planlamasına yetişmesi açısından acilen yürütmesinin durdurulmasını ve iptalini,
3- Yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesini,
Yüce mahkemeden saygılarımla arz ve talep ederim.
26.04.2010
Nejdet KANBİR
Ardahan İl Genel Meclisi Üyesi
Milli Eğitim Komisyonu Başkanı
İl Milli Eğitim Danışma Kurulu Üyesi Adres: Ardahan İ.Ö.İdaresi İl Genel Meclisi. A R D A H A N Tel: 531 557 78 79