Milletvekili Prof. Dr. Orhan Atalay, Ardahan için yaptıklarını sıraladıktan sonra Türkiye’nin bir gemi Ardahan’ın da o geminin içinde olan bir oda olduğunu belirterek, “Türkiye batarsa Ardahan da batar. Türkiye hız alırsa Ardahan da hız alır. Çözüm süreci son yüzyılın en büyük başarısıdır. Bu başarı inşallah bahar iklimini yaza çevirecek.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye kardeş kavgasında binlerce vatandaşını ve 600 Milyar doların üzerinde para kaybederek önemli kayıplar yaşadığını altını çizen Atalay, “ 2011’den önce yılda üç bin insanınız hayatını kaybediyordu. 2012 -2015 yılları arasında kimsenin burnu kanamadı. Bu çözüm sürecinin bir göstergesidir.
Ben meclis gurubunda söz alıp bu böyle gitmemeli Türkiye bu sorunu müzakere etmeli, masada çözmeli, kardeş kavgası bizi bir yere götürmez. En fazla bizi Suriye gibi Irak gibi Lübnan gibi yapar dediğimde etrafımdaki koltuklar bomboş kaldı.
Yanımdaki çevremdeki arkadaşlarım bana sen ne yaptın kendi ipini çektin gençtin profesör dün hocaydın birçok dil biliyordun bakan olacak adamdın kendine yazık ettin dediklerinde ben onlara ben bakan olmak için gelmedim bir ananın acısını feryadını dindirebiliyor isem beş yüz bakanlıktan daha kıymetlidir.
Benim için şimdi bahar iklimi var bu baharın yaza dönüşmesi için her birimize düşen bir görev var. Dört elle sarılmamız lazım bu sürece niye tutunmamız lazım biliyor musunuz?Ülkesini yurdunu evini bırakıp ülkemize sığınan Suriye'lileri görüyorum. Namusları dahil her şeylerini kaybettiler. Her şeyleri heba oldu tavansızlık böyle bir şey kavgasızlık barış huzur böyle bir şey insan değerini anca kaybedince anlaya biliyor.
O zamanda iş işten geçmiş oluyor. Yaşadığımız son yüzyılın başarısı çözüm sürecidir. Bu meseleyi ilk dillendiren bendim. Çok şiddetli tepkiler aldım. O zamanın İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, ‘ çözüm süreci kadar aptallık olmaz’ diyordu. Öldürülen insanların kelle sayısıyla övünüyordu. Şimdi ölsem de gam yemem. Türkiye’ye yapılan iyiliklerden birisinde benim zerre kadar katkım olmuşsa bu zafer bana yeter başkada bir şey istemem.” diye konuştu.
Bu anayasanın her yeri yamalı
Genele seçimler ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Vekil Atalay, “ Değerli kardeşlerim bir seçime gidiyoruz. Bu seçimde bizim hedefimiz anayasayı değiştirmek. Bu anayasa biz çocukken 1923’ler de biçildi, biz elli yaşına geldik bu elbise elli yamalı, şapkası yamalı, gömleği yamalı, çorabı yamalı. Bu elbise bir çocuğa göre biçilmiş bu elbise bu bünyeyi taşımıyor. Bu anayasayı yapan diktaların cesetleri çürüdü. Kemikleri çürüdü. Hala onların yapmış olduğu ucube anayasa ayaklarımı da Ülkemizin önünde bir pranga. Anayasa komisyonu kurulurken en büyük grup bizken, biz bu ucube çözülsün diye meclisin en küçük gurubu HDP kadar üye verdik onlarda üç üye verdi diğerleri de bizde 70 maddede anlaşıldı. CHP Lideri Kılıçdaroğlu, O zaman Başbakanımız Erdoğan’la görüşmesinde ‘ gelim uzlaşalım’ dedi. Erdoğan, ‘ biz üç beş kişi verelim, siz de üç beş külü verin. Hemen şu anda çözelim’ ded. Fakat CHP’li Akif Hamzaçebi, kulağına ne fısıldadıysa sonra üç aylık süre istediler. Üç yıl oldu bir haber çıkmadı.” ifadelerine yer verdi.
Muhalefet ve Üniversiteler statükocu zihniyete esir olmuş
Vekil Atalay, muhalefet ve üniversitelerin bir zihniyet değişikliğine ihtiyacı olduğunu belirterek, sözlerine şöyle bitirdi: “ Bizde her şey tersine işliyor. Dışarıda üniversiteler de makaleler yayınlar, konferanslar düzenler, insanları bilinçlendirir, özgürlük alanlarını genişletir; muhalefet hakeza öyle. Ama biz de statükodan kurtulamıyor maalesef. Bizde, iktidar özgürlüklerden yana yer alıp, statükoyu yıkmaya çalışırken, muhalefette üniversiteler de prangaların kalması için çaba sarf ediyor. O yüz dendir ki 2002 den bu yana 10 seçim gerçekleştirdik. Her seçim bir önceki seçime göre bir sonraki seçimden oylarımızı artırarak, çıktık ilk 2002’de seçim de % 34.5 oy almışken, gerçekleşen 10 seçimde % 52'ler deyiz. Bunlar statükoda direndikçe batıyorlar, Böyle bir garabet yaşıyorlar.”