AK Parti ve Başbakan Davutoğlu’nun A Takımında yer alan, partinin gündeme ilişkin konularda açıklama yapmasına yetki verdiği Ardahan Milletvekili Prof. Dr. Orhan Atalay, Çözüm Süreci ve Alevi Meselesi’ni İskele Sancak programında ele aldı.
Türkiye ve Dünya gündemini ilgilendiren sorunlara akılcı çözümle yaklaşan Milletvekili Atalay, Kanal 7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet'in moderatörlüğünde ekrana gelen İskele Sancak'ta MHP Milletvekili Faruk Bal ve HDP Milletvekili Demir Çelik ile birlikte Tunceli gerilimi ve çözüm süreci konularını tartıştı.
Program da, Alevi Meselesi ve Çözüm Süreci konularıyla ilgili soruları yanıtlayan Ardahan AK Parti Milletvekili Prof. Dr. Orhan Atalay, ilk soruyu HDP Milletvekili Demir Çelik’ten aldı. Çelik, “Başbakan Davutoğlu, pragmatist davranıyor, seçimi kurtarmak için göz boyuyor, Alevilerle ilgili ciddi, samimi bir adım atmıyor, oraya gidip sadece Munzur Üniversitesi’nin ismini değiştirdi”
İkinciyi soruyu ise, MHP Milletvekili Faruk Bal’dan aldı. Bal, “Cumhuriyet değerleriyle hesaplaşılıyor, 100 yıllık bir parantezi kapatmaktan bahsediyor Başbakan” dedi.Ardahan AK Parti Milletvekili Orhan Atalay, Çözüm Süreci ve Alevi Meselesine birbirinden farklı güzel örneklerle açıkladı.
Alevilerle ilgili iki tane çalıştay yapıldığını açıklayan Atalay: “Bu çalıştay tek başına bile bir kabuldür. Eğer siz sadece, bir kesimi kandırmak ya da geçici olarak gözlerini boyamak ya da zihinlerini çelmek amacıyla bir adım atıyorsanız, bu adımı en fazla iki defa atarsınız üçüncü defa da bu adımın cezasını alırsınız” dedi.
Onlarca yıl reddedilmiş, inkar edilmiş, aşağılanmış, ötelenmiş ve dağlara sürülmüş bir kesimin sorunlarının olduğunu, bu sorunları temel insan hak ve hürriyetleri bağlamın da mutlaka çözülmesi gereken sorunlar olduğunu aktaran Milletvekili Atalay: “Siz akademik bir çalışmayla başlayıp, duygusal bariyerleri kırarak, bizzat ayaklarına, mekanlarına gidip mekanlarında onlarla iç içe olarak, Alevilerin ifadesiyle ‘cemal cemale gelerek’ konuşuyorsanız, bir müzakere, bir diyalog süreci başlatıyorsanız, zaten çözüm için olmazsa olmazın ön şartlarını gerçekleştirmiş olursunuz.
Eğer biz yaptığımız tüm çalıştaylar sonucunda Alevi vatandaşlardan oy beklemiş olsaydık ve oradan da oy gelmemiş olsaydı, tüm çalışmaları durdurmamız ve ayağımızı frene basmamız gerekirdi. Bir siyasi parti, iradesini ortaya koymuş ve gerçekten elini değil, bedenini taşın altına koyarak işe başlamışsa, bunu bir oy avcılığı olarak algılamak doğru değildir” ifadesini kullandı.
Cumhuriyetin ilk yıllarından beri kangren olmuş ve adeta buzdolabına kaldırılmış çözüm kelimesini dahi ağzına almamış onca iktidarın sonrasında iktidara gelmiş bir partinin Milletvekili olarak bütün bu sorunları çözmeye talibim diyen Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü:
“AK Parti’nin paradigmasın da devletin kimseyi tanımlama hakkına sahip olmadığını, devlet bir kesimin inancını hak, ötekinin inancını batıl diye tanımlayamaz. Vatandaş ister birey isterse toplumsal bir kesim olsun, kendisini nasıl tanımlıyorsa, modern devlet onu o şekilde tanımak zorundadır. Cumhuriyet saltanatın zıttıdır. Ben aklı başında hiçbir insanın, hele hele bu çağda Cumhuriyetle bir derdinin, bir kavgasının olduğunu düşünmüyorum. Tekrar monarşiye dönelim böyle bir talep yok. Totaliter Cumhuriyette, Saddam’ın rejimi cumhuriyetti, Esat’ın rejimi cumhuriyetti, Kaddafi’nin rejimi cumhuriyetti, Sosyal Sovyet rejimi de bir cumhuriyetti. Dolayısıyla cumhuriyet tek başına derdimize derman olamaz. Mesele totaliter cumhuriyetin karakterini, demokratik bir karaktere çevirmektir. AK Parti olarak bizim iddiamız ve çabamız budur. Biz demokratik, insan hak ve hürriyetlerine saygılı bir cumhuriyet istiyoruz” şeklinde konuştu.
Cumhuriyetin kurucu ilkelerinde milliyetçiliğin esas olduğunu, milliyetçi bir kurucu akıl olduğunu, ancak bu milliyetçi kurucu akıl Ziya Gökalp’in, ifade ettiği kültürel bazlı değil, Afet İnan’ın kafatasçı cumhuriyet anlayışı olduğunu belirten Ardahan Milletvekili Atalay, “problem buradan kaynaklanıyor. Etnolojik temelde bir cumhuriyetin inşa edildiğini, bundan dolayı Kürdü reddedilmiş, Sünni’si reddedilmiştir. Bu memlekette hep birlikte yaşamanın yollarını bulmak zorunda olunduğumuzu unutmamalıyız. Özellikle Çözüm Süreci ve Alevi Meselesi ile ilgili olumlu ve ikna edici adımlar atılacaktır. Önümüzdeki günlerde hep birlikte görüp yaşayacağız” diyerek sözlerini tamamladı.