İşte zevkle okuyacağınız yazı şöyle:
YAKLAŞAN YEREL SEÇİMLER BAĞLAMINDA ANALİZLER
ARDAHAN CHP VE METE ÖZDEMİR -1-
Bu yazının ön kabulü, M. Özdemir'in 2014 Mart seçimlerinde Ardahan Belediye Başkanlığı için CHP'nin adayı olduğunun ilan edilmiş olmasıdır. Bunun böyle olmasının nedenlerinden en somut olanı, daha adaylık başvurusu dahi olmadan, parti İl ve Merkez İlçe teşkilatınca topluma bu yönde lanse edilmesi ve "iki büro tuttu, çalışıyor" söylentisinin yayılmasının yanında, bu yazıyı kaleme alanın, bu bağlamda yürütülen görüşmeler hakkındaki gözlemlerine dayanmasıdır.
Mete Özdemir hala İl Özel İdaresi Genel Sekreteri olarak yıllık iznindedir ve Özel İdare lojmanında kalmaktadır, böyle biline..Bu yazı iki bölümden oluşacak; Birinci bölümde Mete Özdemir neden CHP'yi tercih ettiğinden ve bunun muhtemel sonuçlarından bahsedeceğiz. (İlginç değil mi, CHP 'nin M.Ö'i değil de M.Ö'in CHP'yi tercihinden bahsetmekteyiz !) İkinci bölümde ise Mete Özdemir'in 'İCRAATLARINDAN'...
GİRİŞ
Sonradan ve sağdan gelenleri baş tacı eden parti sıfatı en çok kime yakışır derseniz, ben CHP derim size. Bunun, genel merkez tercihlerinde örnekleri olduğu gibi, taşrada ve bizim yaşadığımız coğrafyada da bolca örneklerine rastlayabilirsiniz. Örneğin, Süleyman Demirel'in damadı İlhan Kesici, CHP milletvekili olunca, acaba kendisine, CHP'ye oy vermiş midir sizce? Benim kuşkularım var. Kendisini milletvekili yapan partiden niye istifa etti sizce? …
Örneğin, Naif Alibeyoğlu, Milazim Karaçay, Şükrü Bozyiğit ve son olarak Mete Özdemir, neden politikaya CHP’de başlamadılar, kim önlerini kesti? Kendileri aday olana kadar hiç CHP'ye oy vermişler midir? Aday olmadan önce CHP yerelde ve/veya genelde başarılı olsun diye, bir çift lakırdı etmişler midir?
Emeğe saygı temelinde şekillenen sol, ilerlemeci olması gereken sol, sol siyasette emektar olanları, çizgilerinden sapma göstermeyip, bunun bedelini ödeyenleri bir çırpıda neden yok sayar? İMC televizyonunda konuşan Gürbüz Çapan, CHP'nin sürüklendiği son noktayı çok güzel özetleyen bir cümle sarf ediyor ve adaylar için şöyle diyor; "...
SOLCU olmak zorunda değil". Peki CHP'li, solcu seçmen, solcu olmayan birine oy vermek zorunda mı? Bunun cevabını herkesin kendisi verecek kuşkusuz. Hele anket yapan firmanın arkasından Sarıgül 'izlerinin' çıkması, (http: //www. gercekgundem.com/ yazarlar/ baris-yarkadas/148/chp-liderini-devirme-plani ) sonu başından belli bir süreçle, Ardahan dahil anket yapılan 50 ilde seçmene zor anlar yaşatacak gibi görünüyor.
Biz Ardahan'a özgü son gelinen noktayı analiz etmeye çalışacağız... Mete Özdemir ne kadar Ardahanlıdır? Bu sorunun cevabını, nüfus cüzdanındaki doğum yeri hanesine bakarak söyleyecek olursak, sanırım Ardahan-Hanak doğumludur. Peki yaşamında ne kadar Ardahanlıdır? Bunun cevabı kolay, her hangi bir Ardahan doğumlu olmayan ve görev süresi sonrasında yaşamına başka yerde devam edecek devlet memuru kadar Ardahanlıdır. Bürokrat olarak Ardahan'a atandıktan sonra sürekli devletin lojmanında kalmış, yıllardır da aynı lojmanda tek başına kalarak ilginç bir ARDAHAN SEVDASI sergilemektedir.
Banka hesabının bile Ardahan’da olduğu kuşkuludur. Bir çakıl taşının olduğunu bilmiyoruz. Ancak, Hanak Belediyesine ait kum ocağını alan ve önemli miktarda iş yaptıktan sonra almaktan vazgeçip teminatını yakan ortaklığın içinde yer aldığını fısıltı gazeteleri söylemedi değil. Dileyen inanır, dileyen inanmaz. Ama rant olduğu yerde adı varsa, bu satırları yazanın ciddi kuşkuları olduğu bilinmelidir.
Kuşkusuz her siyasi partinin, her seçim için dosyasında birçok seçenek, birçok isim vardır.Peki, şu soruya kim ne cevap verir; Mete Özdemir, ne zamandan beri CHP’nin seçenekleri arasında yerini almıştır?
BİRİNCİ BÖLÜM:
METE ÖZDEMİR'İN CHP KARARININ NEDENLERİ
1- FARUK KÖKSOY FAKTÖRÜ
Seffat Kaya, yakın zamanda şöyle dedi; "Aradahana en büyük katkım/eserim Faruk Köksoy'dur", eksik dedi, şöyle demeliydi; "daha önce bir eser bırakmaya çalıştım, Mete Özdemir'i belediye başkanı yapmak istedim, başaramadım, ancak şimdi en büyük katkım/eserim Faruk Köksoy'dur" demeliydi.
Çünkü ilk tercihi Mete Özdemir'di. (M. Özdemir'i daha öncesinde Faruk Demir, DSP hükümeti zamanında Köy Hizmetleri İl Müdürü olarak tercih etti ve kendide Ecevit'i düşüren 'sabataycı çete'nin içinde yer aldı. Adamı Saffet Kaya'nın adamı olmuş çok mu olmuş sanki?!
Ha, diyeceksiniz ki "Faruk Demir şimdi CHP'de", işte size dilenci çorbası bir özgün yemek, işte CHP'nin hali pür melali!)Mete Özdemir'in sahne almasının nedenlerinden biri Faruk Köksoy’dur. Daha doğrusu, Faruk Köksoy'un AKP açısından gözden çıkarılmış olma ihtimalinin güçlü oluşudur.
Ne alakası var denilebilir, açalım: Bir şehri değerli kılmak ile ranta dönüştürmek arasında ince bir çizgi vardır. Köksoy döneminde şehrin önemli bir rant üreten belediyecilik sergilediğini gözledik. Çok önemli yanlışlarını anlatmanın yeri burası değil, ayrı bir yazıda, bu yazının 2. serisinde yazacağız, söz vermiş olalım.
Ancak göze batan bu tür rant üreten olumsuzluklar ve önemli yatırımlardaki başarısızlıklar ve yanlış kararlar Köksoy'un sonunu getirecek gibi duruyor.
Böyle olunca bir ayağı İl Özel İdaresi Genel Sekreteri, bir ayağı Belediye Başkanı ve bir ayağı da 'Ticaret Dünyası' olan rant ve 'iyi ilişki' üçgeninin bozulmaya başlaması, kuşkusuz 'Ticaret Dünyası' ile başladı ve Belediye ile devam edecek görüntüsü vermeye başlayınca, ve de bir hayli 'şamatalı' geçen son beş yıllık il özel idaresi faaliyetleri sonrasında (son bölümde biraz daha somut örneklerle anılacak), gelecekte daha zor olma ihtimali yüksek olan seçilmişler ve kendisini deşifre edilmiş haliyle keşfeden AKP teşkilatı ve Yüksek Bürokrasi karşısında, İl Özel İdaresi'nde tek başına kalacak bir Mete Özdemir'i iyice etkisiz ve yetkisiz bırakacak gibi görünüyordu ve hemen 'istişareler' başladı.
Aslında yakın zaman önce iki 'stratejik ortağını’ kaybetmişti Mete Özdemir; Milli Eğitim eski İl Müdürü Şemsettin Bey ve Bayındırlık (şimdiki Çevre ve Şehircilik) eski İl Müdürü Vedat Bey...Bu istişareler neticesinde, İlimdar Senem İl Genel Meclisi Başkanı iken ve özellikle 2010 Mart ayından sonra başlayan 'iyi' diyalog, İlimdar Senem'in CHP İl Başkanı olmasından sonra Mete Özdemir'in CHP ile diyalogunun, 'Ticaret Dünyasının' da katkısı ve aracılığıyla hızlandığı ve tamamına erdiği gözleniyor.
Bu yazının hedeflerinden biri CHP’li seçmeni uyarmaksa bir diğer ve daha önemli nedeni de CHP İl Başkanı ve yönetimini uyarmak maksadıyladır, sonra "demedin" demesinler kabilinden, "ben söyleyecem, günahımdan çıkacam..."Kısacası, Ardahan belediyesinin 'elden gitme' ihtimaline karşı yapılan önemli bir hamle ile yüz yüze olunduğu bilinmelidir.
2- İL ÖZEL İDARELERİNİN KAPANMA İHTİMALİ FAKTÖRÜ
AKP hükümetinin yerel yönetimlere yönelik yasal düzenlemelerinin beklenen adımı, Büyük Şehir Yasası benzeri bir yasayla Belediye yetki ve görev alanını İl sınırına genişletmek ve köyleri mahalle yapıp İl Özel İdarelerini İl Belediyesine devretmek olarak şekillenecek gibi.
İlgili herkesin beklentisi ve hükümet kanadının açıklamaları da bu yönde olunca, 'Hanlığı'nın yakında son bulma ihtimali karşısında tedbir alması gereken Mete Özdemir, bu mevzii şimdiden 'kapmanın’ yerinde olacağına karar vermiş görünüyor.
Aday olmak için gösterdiği gayret kadarını gösterir mi bilinmez ama belediyeyi almak için iyi bir gayret gösterme ihtimalinin kaynağında, bu gelecek şekillenme beklentisi yatmaktadır. Hani derler ya "küçük olsun benim olsun", şimdi şöyle deniyordur, "büyük olsun belim olsun"...
3- 2015 MİLLETVEKİLLİĞİ SEÇİMİ FAKTÖRÜ
2014 Mart seçimi kaybedilebilir. Sorun değil, nasılsa bir yıl sonra daha önemli bir seçim geliyor ve yıpranmış bir Ensar Öğüt ( öyle yıpranmış ki, vekilliği bırakıp, mümkünse bir belediye başkanlığı kapma telaşında...) karşısında, acar CHP'li, mümkünse CHP'nin Ardahan Belediye Başkanlığı seçiminde, önceki seçime göre, bir miktar da olsa oyunu yükseltmiş bir acar CHP'li Mete Özdemir'in sıra kapma ihtimali, bu günkü yönetimle olan iyi diyalogunun da mantığının varacağı nokta olması şaşırtıcı olmayacaktır.
Burada dikkat çeken bir başka husus ise, şaşırmasak da hala yaşadıklarından ders çıkarmayan Yunus Dündar'ın 'saflığının' derecesinin böylesi yüksek olmasının ilginçliğidir. Yunus Bey, 2002'de, Ensar Öğütle 'iş' tutarak kendine yer bulma telaşındaki İsmet Atalay'dan medet umduğu gibi, şimdi de İlimdar Senem'den ve haliyle Mete Özdemir'den ( ne ilginç değil mi? belki de kendisi bile bunun farkında değil) medet ummakta olduğu görünmektedir. (devam edecek)
Nejdet Kanbir, İl Genel Meclis Üyesi